Ebced ile İstanbul başkent

Antalya’ya “Turizmin Başkenti” deniyor, turizmde İstanbul ile Antalya arasında tatlı bir rekabet sürüp gidiyor. 2010 yılında İstanbul’un Avrupa Kültür Başkenti olmasına rağmen, gelen turist sayısında bir yıl öncesindeki sayılara erişilmemesi karşısında bir kabullenememedir aldı gidiyor. İstanbul’daki otelciler, acentecilerin ardından Kültür ve Turizm Bakanlığı İstanbul İl Müdürü de, yeni hesaplama metotları ortaya atarak, kaybı kabullenmemeye çalışıyor. Yani ortada bir “ şike” vaziyeti var. Kimse de çıkıp bugüne kadar olan oldu, bundan sonra ne oluru konuşmuyor.

Oysa İstanbul’un geleceği ile ilgili, son dört yıldır sistematik bir kulis çalışması var. İstanbul daha büyük hedeflere yönlendirilmeye çalışılıyor. Bunun için de her türlü “kılıf” hazırlığı deneniyor. Bilindiği gibi matematiğin 0 ile 9 sayıları arasındaki kalıbı, matematiğin dışında, ezoterik hayata yansımıştır. Gizemler dünyası, kahinlerinin kullandığı matematik hesaplamaları, İslam dünyasında “ebced” hesabıyla bilinir. Ebced, kelimeleri rakamlandırmaktır bir başka açıklamayla, alfabetik bir sayı sistemi kullanarak, kelimelerin sayısal değerini hesaplamaktır. Yaygın kullanıldığı yer özellikle sebil, çeşme, köprü gibi anıt eserlerinin üzerlerindeki şiirsel beyitlerde, tarih belirleme içindir. Gelecekle ilgili bilgi vermek, kahinlik, falcılık İslam inancına göre haram kılınmıştır. Buna rağmen birçok girişimle özellikle ebced-hesaplama metoduyla gelecekle ilgili yorumlar yapılmıştır. Buna Kur’an üzerinde yapılan ebced çalışmaları da dahildir.

Batının Nostradamus gibi bir kahini var, bizim niye olmasın diyen bir çok kişi olmuştur. İşte böyle düşünen ve İslami düşünce yapısını da elden bırakmayan Sayın Serhat Ahmet Tan, Muştak Baba’nın şiirleri üzerinde, ebced hesabıyla gelecekle ilgili tarihleri açık ve kesin bilgiler olarak verdiğini iddia ediyor. Kitaplar yayınlıyor. En çok konuşulan kitabı “Ankara’nın başkent olacağını bilen Müştak Baba geleceği gördü İstanbul Yeniden başkent olacak”. Kitabının giriş bölümünde şu ilginç cümleye takıldım; “Bizim gizem literatürümüz daha geniş ve kapsamlı ve anlaşılır durumda. İşte çözüyoruz ve çözdükçe de hayret ediyoruz. Ve sanki bütün hepsi bir mıknatıs varmış gibi İstanbul’da toplanmışlar” Evet, İstanbul üzerinde yazımın başında dediğim gibi sistematik olarak bir çekim gücü yaratılmaya çalışılıyor. Nedeni açık olarak kavranamıyor ama zaman bunu da çözecektir.

Muştak Baba, 1759 yılında Bitlis’te doğan, kendi ölüm tarihini de bildiği savunulan, kendine ait divanı ve edebi eserleri bulunan çok yönlü bir Osmanlı aydınıdır. Son yıllarda onu, Ankara’nın başkent olacağının ebced hesabıyla bildiğini savunan tarihçi Murat Bardakçı’dan tanıdık. Bu tanımayla birlikte Muştak Baba’nın kehanetleri ile ilgi varsayımlar birbiri arkasından gelmeye başlıyor. İşte 2012 yılında Ankara başkentlikten çıkıp, İstanbul’un başkent olacağından tutun, aynı yıl yani gelecek yıl Türk Ordusu’nun Kuzey Irak’a gireceği, İsrail’in 2029 da I. Armageddon savaşını başlatacağını bununla birlikte İsrail’in Karadeniz’e kadar çıkacağını savunuyorlar.

Bütün bu kahanetler ne için bilinmez ve İstanbul üzerine bu varsayımlar kimler tarafından dikkate alınır bilinmez. Devlet adamlarının batıda kahinsiz, astrologsuz iş yapmadıklarını hatta adım bile atmayanlarını biliyoruz. Serhat Ahmet Tan kitabının bir yerinde, şöyle bir formül geliştirmiş.

“Muştak Baba da kaderin bu cilvelerine karşı ilahi tasarıma müdahale değil ama özgür insan iradesinin kadere olumlu katkılarının olabileceğine güvenerek, bazı şeylerin değiştirilip sıkıntıların hafif atlatılabilmesi için bu yardımları böylece gizemli bir üslüp ve tasarımla bizlere ulaştırmış”

İstanbul için Avrupa Kültür Başkenti bu kahaneti açıklamaya yetmemiş, illa başkent olacaksa, İstanbul’un vay haline…

SABAH AKDENİZ’DEN ALINMIŞTIR