Kırsal alanda yasayan kadınlar kentte yaşayan kadınlara göre, iş yaşamında daha yüksek oranda yer alıyor. Ancak bu önemli veriye rağmen kırsal kadınların toplumsal ve ekonomik yasamda hakettikleri yeri alamadıkları görülüyor. Çoğu zaman kadının bir tarım üreticisi olma rolleri dahi görmezden geliniyor. Belki de bunun bir sonucu olarak her 15 Ekimde “Dünya Çiftçi Kadınlar Günü” tüm dünyada ve ülkemizde de kutlanıyor ve bu kapsamda çeşitli etkinlikler düzenleniyor. 16 Ekim ise “Dünya Gıda Günü” olarak önemli ve anlamlı bir gün ve tüm dünyada kutlanıyor.
Pekala bu etkinlikler olumlu ve somut sonuç almaya ne kadar katkıda bulunuyor, acaba!. Aslında hem zor hem kolayca karşılığı bulunabilecek bir soru bu. Kuskusuz bu etkinlikler konunun özellikle gündeme basın aracılığıyla taşınarak kamuoyu yaratmaya katkıda bulunuyor. Ya ötesi, biraz dusunelim… Örneğin geçtiğimiz yıl yapılan etkinlikler 2010 yılında çiftçi kadınların yaşantısına doğrudan nasıl bir etkide bulundu?, Tarım işletmelerinde ücretsiz aile işgücü olarak çalışan kadınlar adına son bir yılda ne değişti? Hiç birşey olmadı desek haksızlık yapmis olur muyuz, acaba? Sanmıyorum. Belkide konuyla ilgili bilgi ve görüşü olan herkesin “bu yazının altındaki görüşler bölümüne“ verilerini kaydetmesi ile bu sorunun karşılığı olarak değerlendirme yapılabilir ve bardağın ne kadarının dolu olduğunu görmek bakımından katkı sağlanabilir.
Geçtigimiz yıl Antalya’da İl Tarım Müdürlüğü ve Ziraat Odası Başkanlığı tarafından güzel bir organizasyonla 16 Ekimde bir etkinlik düzenlenmiş, birbirini tamamlayan GIDA ve KADIN konusu birlikte ele alınmıştı. Etkinliğe biz de konuşmacı olarak davet edilmiştik ve “Kırsal Alanda Eğitim ve Kadınların Üretici Rolünün Geliştirilmesi” konulu konferansimizda “kadının üretici kimliğinin geliştirilmesinin önemi, kadınların eğitim olanaklarından yararlandırılmasının zorunluluğu, gıda ve iş güvenliğindeki işlev ve durumları, iyi tarımda üretici olarak çiftçi kadınların işlevleri konularında güncel verileri katılımcılarla paylaşmis, bir ara Türkiye’de üniversitelerimizdeki kadın akademisyen oranının gelişmiş pek çok ülkeden daha iyi durumda olduğunu belirterek, bunun kırsal alana yönelik çalışan birimlerde, ziraat odalarında ve diğerlerinde düşük olduğunu belirtmiştik.
Ve etkinliğin ilk somut etkisi olarak bizim yaptığımız konuşmaya atfen, Antalya Ziraat Odası Başkanı Sayın Halil ORDU samimiyetle Oda Yönetiminde kadın olmadığını belirterek en kısa sürede kadın çiftçilere yönetimde yer verilecegini açıklamıştı. Ve sonrasında öğrendiğimize göre, bir ilk oldu ve Ziraat Odası Yönetim Kurulunda bir çiftçi kadın, yönetim kurulu üyesi olarak yer aldı. Sayin Halil Ordu bu anlamda tebrik edilmeye değer bir öncülük yapmış oldu. Antalya Ziraat Odasının Yönetim Kurulunda bir çiftçi kadının yer alması, aslında geçen yılki Antalya kutlama programlarının bizim saptadığığmız tek somut sonucuydu demek mümkündür.
Pekala bu yıl yani 2011 yılında yapılan kutlama etkinliklerinin kırsal alanda yaşayan kadınlara nasıl bir katkısı olacak, acaba? Ne olursa olsun sınırlı etkide bulunacagi kesin…
Bu etkiyi artırmak üzere gecen yıl ki olumlu gelismeyi de dikkate alarak; bu kez gelecek 15 Ekim 2012 Dünya Çiftçi Kadınlar Gününde Oda Başkanı “Bir Çiftçi Kadın olmalı!”, diye yüksek sesle düşündüm. Umarım 2012 yılında somut bir kazanım olarak, bir Ziraat Odasının Baskanı bir Çiftçi Kadın olur ve tarım sektöründe çok önemli bir üretim gücü olan kadınlar çiftçi örgütlerinde daha iyi temsil edilirler…