Bir insanın kendini bilmesinden daha güzel bir irfan yoktur.
Diye bir atasözümüz vardır bizim.
Gerçekten de, insanın kendisinin ne olduğunu bilmesi
İnsanın hata yapmasını engelleyen bir özelliğidir.
Millet olarak bir çok atasözüne sahibiz.
Bunlar insan ilişkilerimizi günlük yaşantımızı dengeleyen sözler.
Yazımınız başında belirtmiş olduğum benim en çok hoşuma giden
atasözlerimizden biri…
Bu söz üzerine düşünürken, bir alıntı yakaladım.
Bunu sizlerle paylaşmak istiyorum zira
eminim ki bu yazı girişimizi yaptığımız atasözünü sizler için de
Daha anlamlı kılacak…
İşte atasözümüzün bilimsel versiyonu: Dunning Kruger Sendromu…
Televizyon izlerken birilerine bakıp da "Ya bu adam bu sığlıkla
nasıl
buralara kadar gelebilmiş" diye düşündüğünüz oldu mu hiç? ... ya da
işyerinizde bazı görevdeki bazıları,
sizde büyük bir şaşkınlık uyandırdımı? Onlara bakıp da
"Bu cahillik, kendini bilmezlik nasıl fark edilmez?"
diye iç geçirdiniz mi?
Justin Kruger ve David Dunning adlı iki ABD'li
bu hissi çok yaşamış olacakki, bu iki psikiyatri uzmanı,
10 yıl kadar önce bir teori ortaya atmış:
"Cehalet, gerçek bilginin aksine, bireyin kendine olan güvenini
artırır.
" ve bunun üzerine bir araştırma başlatılmış.
Fizyolojik ve zihinsel alanda yapılan çeşitli uygulamaların
sonucunda şu bulgulara ulaşılmış:
· Niteliksiz insanlar ne
ölçüde niteliksiz olduklarını fark edemezler.
· Niteliksiz insanlar,
niteliklerini abartma eğilimindedirler.
· Niteliksiz insanlar,
gerçekten nitelikli insanların niteliklerini
görüp anlamaktan da acizdirler.
· Eğer nitelikleri, belli bir
eğitimle artırılırsa, aynı niteliksiz
insanlar, niteliksizliklerinin farkına varmaya başlarlar.
ve bitmedi...
Cornell Üniversitesi'ndeki öğrenciler arasında bir test yapılmış ve
klasik
"Nasıl geçti?" sorusuna öğrencilerden yanıtlar istenmiş...
Soruların yüzde 10'una bile yanıt veremeyenlerin "kendilerine
güvenleri" müthişmiş.
Onların "testin yüzde 60'ına doğru yanıt verdiklerini"
düşündükleri; hatta
"iyi günlerinde olmaları halinde yüzde 70
başarıya
bile ulaşabileceklerine inandıkları" ortaya çıkmış.
Soruların yüzde 90'ından fazlasını doğru yanıtlayanlar ise
"en alçakgönüllü" denekler; soruların yüzde 70'
ine doğru yanıt
verdiklerini düşünüyorlarmış.
Tüm bu sonuçlar bir araya getirilmiş ve Dunning-Kruger Sendromu'nun metni
yazılmış:
"İşinde çok iyi olduğuna" yürekten inanan 'yetersiz' kişi,
kendini ve
yaptıklarını övmekten, her işte öne çıkmaktan ve aslında yapamayacağı
işlere talip olmaktan hiçbir rahatsızlık duymaz! Aksine her şeyin hakkı
olduğunu düşünür! Ancak bu 'cahillik ve haddini bilmeme' karışımı mesleki
açıdan müthiş bir itici güç oluşturur. 'Eksiler' kariyer açısından 'artıya'
dönüşür. Sonuçta, 'kifayetsiz muhterisler' her zaman ve her yerde daha
hızlı yükselirler.
Bu arada, gerçekten bilgili ve yetenekli insanlar çalışma hayatında
"fazla alçakgönüllü' davranarak öne çıkmaz,
yüksek görevlere kendiliklerinden talip olmaz,
kıymetlerinin bilinmesini beklerler...
Tabii beklerken kırılır, kendilerini daha da geriye çekerler...
Muhtemelen üstleri tarafından da 'ihtiras eksikliği' ile
suçlanırlar..."
Ne olur fazla mütevazi olmayın!... "Siz de çevrenize şöyle bir
bakın"
diyeceğim ama eminim bu satırları
okurken bile aklınızdan bir dolu yüz, bir dolu isim ya da malum isim
geçmiştir...
Dunning ile Kruger'in, bu çalışmalarıyla 2000'de, Nobel yerine
Harvard
Üniversitesi'nin IQ Nobel'ini alma nedeni "cahil
olmamalarıydı".
ve yazıyı Bertrand Russell'in bir sözüyle bitiriyoruz:
“Dünyanın sorunu, akıllılar hep kuşku içindeyken aptalların küstahça
kendilerinden emin olmalarıdır”.
Hayırlı
haftalar, hayırlı başlangıçlar…
Ecz. Hasan KİLİT
Muratpaşa
Belediye Meclis Üyesi.