Dostluk ve Arkadaşlık Üzerine

Anlamları ve çağrıştırdığı duygular bakımından çok farklı kavramlardır “Dostluk” ve “Arkadaşlık”. Kime DOST? Kime ARKADAŞ deriz ? Bugün bununla ilgili düşüncelerimi paylaşmak istiyorum.
ARKADAŞ; birlikte olduğun anı paylaşmaktan keyif aldığın, birçok konuda karşılıklı deneyimlerini ya da çevrende, dünyada olup bitenleri konuşup tartıştığın, senin için önemli olan değerlerin çoğunda ortak noktayı yakalayabildiğin, ancak birçok değerde de farklılıklarınız olduğunu bildiğin ve O’nu o haliyle kabul ettiğin, ancak kendi özelini çok fazla paylaşmadığın, dostuna oranla daha yüzeysel kalan bir ilişki şeklidir bence.Her gün yeni insanlar tanıyıp arkadaşlık kurabilirsin, ama her gün bir dost bulamazsın.Çünkü dostluk bir günde ya da süresi belli bir zamanda kazanılmaz.Dost olabilmek bir süreç gerektirir ama bu öyle bir süreçtir ki kişiden kişiye farklılık gösterir.Çünkü her kişiye göre dostluğun tanımı ve biriyle dost olabilmek için o kişide aradığı değerler ve davranış şekilleri çok değişiklik gösterir. DOST OLMAYA ÇALIŞILMAZ zaten, arkadaşlıkta geçen süreçte yaptıklarınla ya da yapmadıklarınla DOST ya da ARKADAŞ olduğunu gösterirsin çoğu zaman.
Dostluğun bir ölçütü yoktur.Şunlar şunlar olursa “şöyle bir dostluk” yok bunlar bunlar olursa “şunun gibi bir dostluk “ olur diye belli kurallara ya da koşullara bağlayamazsınız.
DOSTLUK; O DUYGUYU HİSSETMEKTİR.
Bu tanımdan da anlaşılacağı gibi dostluk gözle görülür, ya da elle tutulur bir şey değildir. HİSSEDİLEN ya da HİSSETTİRİLEN GÜZEL BİR DUYGUDUR.Duyguların algılanma noktası bilinçaltıdır.Orada her şeyin; davranışın, sözün, jest ve mimiğin kaydı vardır.Bunların çoğu bilinçli zihnimizde unutulsa da bilinçaltımız tüm bu kayıtların sonucunda o kişiyi DOST ya da ARKADAŞ hanesine kaydeder.Buradan da anlaşılacağı gibi bilinçli olarak dost ya da arkadaş seçimini yapmayız.”Kim ne eder kendine eder” diye güzel bir söz vardır.Yani birine karşı kullandığımız dillerin tümü (sözlü ya da sözsüz iletişim) bizim o kişiye tutumumuzu , dost , arkadaş ya da uzak durulması gereken kişi olacağımızı belirler.
DOSTLUK , DUYGULARI PAYLAŞMAKTIR!
Güven verir her haliyle, uzakta da olsa senin için iyi düşünceler beslediğini ve sevdiğini bilirsin. Hataların olduğunda DOSTÇA uyarır, hoşgörülüdür.İyi niyetli , saygılı ve özverilidir.Yanında kendini değerli hissedersin, anlattığında doğruyu söylediğini bilirsin.O’na içini döktüğünde rahatlarsın, önyargısız dinlediğini, bunların aranızda kalacağını bilirsin ve” bunu kimseye söyleme!” demezsin, zaten söylemeyeceğinden eminsindir.Yaptığın her davranışın değerini bilir, bunu sözle ya da davranışıyla hissettirir.Çok uzun zamandır görüşmesen de bir araya geldiğinde, ya da sesini duyduğunda kaldığın yerden devam edebilirsin. Söylediği sözde yalan olmadığını, sende varolanı kıskanmadığını, aranızdaki ilişkinin koşullanmalara ya da dayatmalara bağlı olmadığını bilirsin.Kışın en soğuk gününde sesini duyduğunda içini sımsıcak ısıtan, kendini en kötü hissettiğin anda ellerini sımsıkı tutan, en üzgün anında omzunda ağlayabildiğin, başardığında seni yürekten kutlayandır DOST.
Dostluk duyguları paylaşmaktır, demiştim.Doğal olarak dostundan beklediğin duygu ve davranışları önce kendinde barındırmalısın ve bunların ancak farkında olursan hisseder ve hissettirebilirsin.Bilinçaltı bilgisayarın bilgi deposu gibidir. Senin bilinçaltında Dostluğun bir tanımı, kaydı yoksa, bunu önce kendine karşı hissedemiyorsan bir başkasına nasıl verebilirsin? Ya da başkasının verdiğinin nasıl farkında olursun?
Mevlana’nın dediği gibi:
" Ben dostlarımı ne kalbimle ne de aklımla severim.
Olur ya...Kalp durur...Akıl unutur...
Ben dostlarımı ruhumla severim. O ne durur, ne de unutur."
Kızlarım İREM ve GİZEM’in DOĞUM GÜNLERİNİ KUTLUYOR, varlıklarıyla içimi ısıtan DOSTLUKLARINI her an yüreğimde hissettirdikleri için teşekkür ediyorum.
DOSTLARINIZIN ARTMASI DİLEĞİYLE …