Dört mü, dert mi?

İtalya, Mussolini diktasında, bir asker eli şakağında, başı önde oturuyor. Oradan geçmekte olan bir görevli sorar; “ ne yapıyorsun? Asker, “ düşünüyorum” der.” Hemen görevinin başına git, Duce bizim için düşünür.”

İnsaflıymış.

Düşünmek insanlığın doğası. Eylem koymak, demokraside hak arama davası. Konuşmak, yazmak, birlikte olmak yaşamın mayası. Bunları cuç görmek tarihin yüz karası.                                                    

Ülkemizde, bütün kurum ve kuruluşlar, hocanın kuşuna benzedi. Bu günden geçmişe  yol izlendi, yarınlar da böyle olsun istendi. Geleceğimiz dörde bağlandı.

Dört mü dert mi, düşünmek yasaklandı.                                                                                                 

4+4+4 fomülünü bulanın başı bir yerden ağrımasın. Akıllarınca karanlığın reçetesi yazıldı.

Toplum kalsa da donsuz, kullanma alanı sonsuz.

Kaf dağının dört yanında kullan, dinde BOP’da kullan. Diken ekmede, sarımsak dikmede kullan. Açılımda, oyunda, uyutmada kullan.

İnançta dört sayısı. 4 peygamber, 4 kitap, 4 halife, 4 meshep.

Dünyada, 4 yan, 4 yön, 4 bucak, köşe 4 tar, 4 ayak.

Kabul etmezsen, daha çok yersin dayak.

Hiçbir iktidar, dördü bu kadar sevmemişti.

Dört ucube bir araç, ileri vitesleri unutulmuş. Hep geriye gider. Uzaklardan gelen alçak basınca biat eder.

Siz  yengeçe doğru yürümesini öğretebilir misiniz?

Dinde kini buldular. Barışı unuttuk çatışmada, savaşta buluştuk.

Gölgede ot bitmezmiş,

Doğaya inat, eşbaşkana etmeli itaat.

Ben kızıma diyorum,

Gelinim anlar mı bilmiyorum?

ABD yokken Osmanlı vardı,

Kimsenin gölgesine sığınmadı.

Sınırlar genişledi genişledi,

Yüzyıllar sonra inişe geçti.

Uygarlıklar, kahramanlıklar unutturuldu,

Karanlık kafalar yanlışı seçti.

Bugün olduğu gibi.

Gericilik tohum olmaz,

Ekildi sanılır, hayat bulmaz.

Çıksa çıksa irtica çıkar,

Arka çıkan onmaz.

27 Mayıs 1960 harekatı

Üç dörtlük değil,

Dört dörtlük bir demokrasi getirdi.

Çağdaşlığı isteyenlerce devrim,

Karşı duranlarca darbe bilindi.

Laik cumhuriyet için,

Kesilen, biçilen, dikilen

Demokrasi elbisesi.

Giymek istemeyenlerce boldu,

Onlarca, yaşam korku buldu.

Mağdura uğrayanlar, el ele verdiler,

12 Martı getirdiler.

Korku bitmedi,

12 Eylül 1980

Gericiliğe kan oldu.

Darbenin başı,

Atatürk diye diye,

Cumhuriyeti yoldu.

Karşı devrimcilere yoldu.

Çağdaşlığı,

Daha kötüsü bağımsızlığı,

Hazmedemeyenlere yürümek kaldı.

Yürütme, yürütüyor,

Gündüz gece uyutuyor.

Ben demedim…

Geçmişte,

Dokunan bezde atkısı olan biri söyledi.

-          Kanlı mı olacak, kansız mı?

4+4+4 düğümünü,

İskender gelip çözmeyecek,

Ya bu millet, ya da bu millet çözecek.

                                    

Yayın Tarihi
31.01.2013
Bu makale 9306 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!