Dolunayda Aspendos

Bir gazetenin “yapmadan- görmeden dönmeyin” teması ile yürüttüğü yazı serisinde, ben Antalya için “2000 yıllık Aspendos Tiyatrosunda dolunayda Aspendos Festivali’ni seyretmeden dönmeyin” demiştim.

Evet, Uluslararası Aspendos Opera ve Bale Festivali’nin 17’ncisi başlıyor. Bu festival için geçmişte yazdığım bütün yazılarımı arşivimden tekrar okudum. Ortak olarak işlediğim konu, festivalin daha uzun yıllar yaşayabilmesi, gelişmesi ve tanıtılması için yapılması gerekenler üzerine. Yani özünde festivalin programlanmasının ve gecikmeli ilan edilmesinin önüne geçilmesi. Dünyada tanınan, ünlü festivaller için neler yapılıyorsa, bu festival için de onun yapılması.

Tarihi bir mekanda yapılan festival sayısı dünyada çok azdır. Üstelik bunun antik bir tiyatroda açık havada yapılması büyük bir ayrıcalıktır. Şimdi ben başka bir ayrıcalıktan söz ediyorum; Dolunayda Aspendos Tiyatrosu’nda bir festivalden…

Bir Akdeniz yaz akşamında, gündüz sıcağının bittiği, akşam serinliğinin hissedildiği ve romantizm simgesi dolunayın gökyüzünde parladığı, 2000 yıldır ayakta duran bu eşsiz mekanda, müziğin ve dansın buluşması ayrıcalık değil de nedir? Böyle bir ortamı yaşayabilmek kaç faniye denk gelir?

Antalya sahip olduğu değerlerin farkına çok geç varıyor. Bir turizm kenti olan Antalya’da Aspendos Tiyatrosu yaşamın içinde sürekli yer almalı ve her fırsatta “yaşam tarzımızın” bir parçası olmalıdır. Antalya sınırları içinde her 20 kilometrede bir antik kent var ve bunların tiyatroları, stadiumları, agoraları sapasağlam ayakta duruyor. Sadece arkeoloji, tarih meraklıları için ziyarete açık beklemesi, bu zenginliğimizin sınırlı kullanılması demektir. Oysa koruma ve kullanma dengesi düşünülerek, tüm bu mekanlarda, kültürel ve sanatsal etkinlikler düzenlemek, buraların halkla, yabancı misafirlerle bütünleşmesini sağlayacaktır. Daha da önemlisi, böyle tarihsel mekanlarda, aktif kültürel ve sanatsal yaşam tarzının oluşması, çok farklı olumlu imaj elde etmemizi sağlayacaktır. Bu toprakların sahip olduğu tüm tarihsel değerleri koruyup, onları gelecek kuşaklara taşımak bizim görevimizdir. Onların ayakta kalabilmesini sağlarken bu zenginlikleri yaşayarak, ayrıcalıklı bir yaşam tarzı da oluşturmalıyız.

Bu yıl Antalya Devlet Tiyatrosu Müdürü Selim Gürata tarafından önerilerek başlayan, Uluslararası Antalya Tiyatro Festivali, antik tiyatro ve tarihi mekanlara taşınarak bu vurgulamaya çalıştığım “yaşam tarzı”nın oluşmasına güç katacaktır. Ayrıca bu mekanların, sık ve aktif olarak başka sanatsal ve kültürel etkinlikler için kullanılmasına neden olacaktır.

Uluslararası Aspendos Opera ve Bale Festivali, Kültür ve Turizm Bakanlığı Devlet Opera ve Bale Genel Müdürlüğü tarafından düzenleniyor. Yıllardır bu festivalin yaşamasına, gelişmesine emek veren Sayın Genel Müdür Rengin Gökmen’in, yanında birçok bürokrat özverili çalışıyor. Böyle bir festivalin sadece devlet tarafından düzenlenmesini beklemek, kentin ve kurumlarının katkıya uzak durması kabul edilemez. Festivalin gelişmesi ve yaşatılmasının koşulu katılımdır.

Festivale katılın ve dolunayda sakın Aspendos’u kaçırmayın…           

SABAH AKDENİZ’DEN ALINMIŞTIR

Yayın Tarihi
09.06.2010
Bu makale 11622 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!