Modern kentleşmenin büyük bir hızla ilerlediği çagimizda, geçmişten gelen medeniyetlerin bizlere bıraktığı kültür mirası bu gelişmenin perdesi altında kalmaktadır.
Medeniyetler ve coğrafyalar arasında eşsiz bir köprü olan Anadolu Coğrafyası da bildiğimiz gibi kültürel miras açısından epeyce zengindir.
Bu zenginlik içerisinde Antalya'nın yani antik dönemdeki ismiyle Attelia'nın yeri ,gerçekten azımsanmayacak bir konumda olup, Anadolu üzerinde hakimiyet kurabilmiş hemen hemen tüm uygarlıkların önem atfettiği merkezler arasında yer almıştır.
Sırasıyla; Bergama,Doğu Roma, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerini yaşayan kent, her dönemde önemini ve stratejik konumunu koruyabilmiştir.
Fakat kentimiz geçirdiği bu zengin kültür evrelerinden geriye ne yazık ki çok fazla eser getirememiştir.
Üçkapilar, Saat Kulesi , Hıdırlık Kulesi ve Bizans ve Selçuklu dönemlerinde onarım görmüş sur kalıntılarından başka kentimizde tarihi bir ize rastlamak mümkün değildir. Antik kent bugün Kaleiçi olarak anılan eski kent merkezinin altında gizli ve zengin bir şekilde yatmaktadır.
Attelia gibi döneminin önemli kentleri arasında yer alan bir merkezin, birikimli olarak ilerleyen tarih bilinci açısından aydınlatılması ve sergilenmesi bugün çok güç durumdadır.
Tam da böyle bir ortamda , Doğu Garajı Düzenleme ve Yenileme Projesi kapsamında, yüklenici firmanın inşaat yapma görevi dolayısıyla temel kazıları yapılırken, iş makinelerinin kepçelerine yukarıda bahsettiğim zengin ve gizli tarihin sahiplerinin mezarları takılmıştır.
Yaklaşıl 1,5 yıldır sürdürülen kurtarma kazılarında bugüne kadar yaklaşık 700 adet mezar bulunmuştur.
Bulunan eserler dönemin özelliklerini yansıtmakla beraber Roma Antalyası hakkında bizlere çok önemli bilgiler vermektedir.
Roma dönemi ölü gömme gelenekleri açısından çok fazla çeşitlilik gösteren alan, aynı zamanda kentin kuruluş tarihi açısından da adeta arkeolojik bir nirengiye dönüşmüştür.
Böyle bir değerin korunmasında, yaşatılmasında,sergilenmesinde, yarınlara aktarılmasında bütün Antalyalılara görev düşer kanısındayım.
Bugüne kadar kent merkezinde yapılan en büyük arkeolojik çalışamlardan bir tanesine hepimiz şaitlik yapıyoruz çünkü.
Bu alanla ilgili, sorulması gereken soru artık bellidir.
Bu alan ne olarak ve nasıl düzenlenecektir ?
Bu alan müze yapmak için bulunmaz bir fırsattır. Antalya Kent Merkezinde arkeoloji temelli bir müze kurmak hem kent merkezine ayrı bir cazibe katacak hem de en önemlisi Antalya Arkeolojisin 7 den 77’e herkese, hatta yabancı misafirlerimize anlatma şansını yine Antalyamıza verecektir.
Daha güzel yarınların temeli her zaman geçmişi anlamaktan geçer.
Yazımı Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün şu güzel sözleri ile noktalamak istiyorum.
‘Bir vatanın sahibi olmaın yolu, o topraklarda yaşanmış tarihi olayları bilmek, doğmuş uygarlıkları tanımak ve sahip olmaktan geçer’M.Kemal ATATÜRK