Doğanın dengesini bozduk…

Ülkenin her karış toprağını sahiplendik, hazine, vakıf, devlet malı demedik; canımızın istediği yere evler, işyerleri inşa ettik, şimdi onları sırf rant uğruna yasallaştırmaya çalışıyoruz. 

Canımızın çektiği yerde dereleri, akarları ortadan kaldırdık. Üzerlerine binalar yaptık, sel suları ile bu yapılanlar yerler bir olunca ahlar-vahlar içinde, “suyu durduramadı” diye Devleti suçladık.

Sormadık ki onlara, “bu devletin arazisine niye kaçak, ruhsatsız, izinsiz ev yaptın, kime sordun da yaptın?” diye… 

Eskiden Kepez’den ovaya inen sular, Konyaaltı ve Falezler’den dereler, akarlar ve kanallarla denize ulaşırdı. Konyaaltı’nda bu akarların üzerine binalar yaparak hepsini kapattık, savunmamız da çelik temeller atmamız. Acaba o sular şimdi nerelere gidiyor dersiniz?

Daha çok toprak yaratıp kaçak binalar yapmak için güzelim ağaçları kestik, yetmedi yer açmak için ormanları ateşe verdik. Ormanların içinde maden ocakları açtık, ağaç azaldı, yağmur da beraberinde yağmaz oldu, kuraklıklara yol açtık…

Koca Konya Ovası’nda yıllar önce bereket fışkırırken, şimdilerde aynı yerlerde oluşan obruklara aptal aptal bakıyoruz.  Dudaklarımız gibi çatlayan toprağa, her geçen yıl biraz daha suyu azaldığı için kuruyan göllere bakıp bakıp “ah” ediyoruz.

Teknoloji gelişiyor, bilim ilerliyor ama bozduğumuz doğanın dengesi hayatlarımızı daha hızlı tehdit ediyor.

Kimin umurunda?

Varsa yoksa rant?

Benden sonra gelen tufan…

Kimin umurunda aracını hortumun uçurduğu, sel sularına gömülmüş cesedine dahi ulaşılamayan, hayatının baharındaki Buse… Fırtınanın uçurduğu çatıdaki saç parçası başına isabet ettiği için 13 yaşında ölen Berivan kimin umurunda?…

***

Sadece bu felaketler mi?

Uzmanlar, Amerika Birleşik Devletleri'nde ani enfeksiyon artışlarına iklim değişikliğinin ve küreselleşmenin sebep olduğunu düşünüyor.

Eskiden de kış aylarında veya mevsim değişimlerinde grip olurdu insanlar, ama bu seneki kadar değil, bu kez aşı da, ilaç da fayda etmiyor, vücuda giren virüsle artık baş edemiyoruz.

Prof. Dr. Şükrü Ersoy, TRT’ye verdiği bir röportajında, “Doğanın dengesini 50 yılda bozduk” diyor. Ve ekliyor:

“Doğa ile savaş olmaz. İklim değişiklikleri, yangın, sel, fırtına, kasırga, hortum ve yanardağ patlamaları artan bu doğal afetlerin temel sebebi, dengesi bozulan doğadır. Hortumların sayısı giderek artıyor, bunu küresel iklim değişikliklerine bağlayabiliriz, Ülkemizde ve dünyada sıcak günlerin sayısında artış var. 2005 yılında sıcaklıklardan dünyada 2500 kişi hayatını kaybetti. doğa ile savaş olmaz. Biz depremle, hortumla kasırga ile birlikte yaşamalıyı öğrenmeliyiz. En önemlisi de doğa, insanlar müdahale etmezse kendi dengesini bulur”

Allah daha beterlerinden saklasın. Başka ne denir ki?..

 

 

Yayın Tarihi
27.01.2019
Bu makale 2604 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!