Şayet direnemez isen;
Öyle yarınları filan da değil, her
birimizin ertesi günü dahi tam da bu günümüzü mum ile
aratacak bir hal alacak zira. İşte tam da bu nedenle direnmen gerekiyor.
Hasılı; “Bugününü kaybetmemen için” direnmen gerekiyor.
Efendim nereden mi biliyorum.?
Falcıya gitmiştim, o anlattı.
Yüzüme garip, garip bakıp sizin hala
haberiniz yok mu da dedikten sonra fal
taşı gibi açılmış gözleri ile büyük beyaz küresinde gördüklerini oldukça da endişeli,
anlatmaya başladı.
Neler mi anlattı.?
Varan 1- Ulusal Kurtuluş Mücadelesi ile Gazi
Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde kurulan Türkiye Cumhuriyet’i ile ilgili, ona
nitelik ve bu niteliğe işlerlik kazandıran ne kadar hüküm, kayıt ve şart var
ise hepsi önce görmezden gelinip sonra da bu yok sayıp görmezden gelmeyi
legalleştirmeye kalkışılmış.
Yazanın yorumu; Son senelerde her fırsatta
dile getirdiğimiz üzere bu demekti ki..
1- Türkiye Devleti bir Cumhuriyettir.
2- Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, milli
dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, , Atatürk
milliyetçiliğine bağlı başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan,
demokratik, laik ve sosyal bir hukuk Devletidir.
3- Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle
bölünmez bir bütündür.
Maddeleri geçersiz kılınıp “niteliği” ise
söz konusu kavramların içeriğinden gelen Türkiye Cumhuriyet’inin yıkılması demekti ki..
yerine lafzî olarak içinde cumhuriyet kelimesi geçse dahi;
İçeride; BOP eş başkanı R.T.E ve avenesinin
çıkar ve emelleri,
Dışarıda; BOP projesinin sahiplerinin Türkiye
Cumhuriyet’i üzerindeki hem çıkar hem de emelleri yaşanacaktı.
T.C Anayasa’sı vermese bile(!) Anayasa’dan alınan yetki ile Cumhuriyet
rejiminin işlerliğinin durdurularak işleyemez hale getirilmesinin, maksatlı bir
saldırı olduğunu kestirebilmek için alim olmaya gerek olmadığını
düşünenlerdenim.
Mamafih;
Büyük Ortadoğu ve Genişletilmiş Kuzey
Afrika Projesi’nin asıl sahipleri ile bu projenin eş başkanı olduğunu her
fırsatta yineleyen, kendisini Türkiye Cumhuriyet’inin sevk ve idaresi için memuru değil sahibi zanneden R.T.E’ ı
buluşturan emellerin çakışması ise sadece aksi ya da mutlu bir tesadüf değildi.
R.T.E ve avenesinin Atatürk Türkiyesi’nin
demokratik, laik, sosyal ve hukuk devleti olan
Cumhuriyeti üzerinde, geçmişten gelen nihai yıkma heves, emel ve
hırsları idi söz konusu olan.
Üstelik kâra bakın ki.. karşılığında;
-iktidar,
-sulta,
-yetke,
-rant,
-kâr,
-ihanet içinde olduğu devletin tüm
olanakları,
-vergileri
hepsi, hepsi, avanesi ile birlikte
tepe-tepe kullanımında idi.
Efendim; Sadece vatana ihanet edilecekti
hepsi o kadar.
Büyük Ortadoğu ve sınırları genişletilerek Kuzey
Afrika’ya kadar uzandırılan Proje’nin asıl sahiplerinin emelleri ise geçmişten gelen haçlı seferlerinin rövanşı ile
beraber ulus devletleri parçalayıp, bu devletlerin kaynaklarının asıl
sahiplerini köleleştirerek kaynaklarına
el koymak demek olan Yeni Dünya Düzeni yutturmacası idi.
Efendim; Sadece bu kaynakların üzerinde
yaşayan “insan” lardan ölen ölüp, kalan sağlar da köleleştirilecekti hepsi o
kadar.
Ve yeryüzü maksatlı, ancak insandan değil
sömürüden yana maksatlı bir istikâmete
doğru everilmeye çalışılacaktı. Ve yine
yeryüzü üretenlerin değil sömürenlerin cenneti olmaya katlanarak devam
edecekti.
Falcının söylediklerinden sadece bu kadarının
ve bu kadarının dahî ne demek olduğunu anlamlandırmak ise nefesimi kesmeye yetmiş de artmıştı bile.
Şimdilik, sağlıcakla..
DEVAM EDECEK.