SUBAŞININ BAKIŞI

Dini Referans!

Yıllar önce Ceza Yasası düzenleniyordu. Ak Parti hükümeti, AB uyarıları doğrultusunda yeni düzenlemeler yapıyordu. Konu evlilik dışı ilişkiye gelince başbakan doğrudan topa girip zinanın önemli bir suç olduğunu ve TCK da bu suç karşılığında cezasının olması gerektiğini yüksek sesle dile getirdi.

Hükümet kanadında hiç itiraz eden çıkmadı. Çünkü eğer liderin otoriter tavrından çekiniliyorsa doğrudan fikir beyan ettiği konularda genelde ses çıkmaz. Muhalefet kanadından da cılız sesler çıkıyordu ve onları bastırmak ta zor olmuyordu. Çünkü “sen zinayı mı savunuyorsun” çıkışına karşı konuyu tartışmak kolay olamazdı! Bazı hukuk hocaları görüş açıklasa da medya nasılsa başbakanın tavrı değişmeyeceği için pek yer vermiyordu.

Merakla izliyordum işin nereye varacağını. Başbakanın dindar bir kişi olarak düşüncesini doğal karşılıyordum. Dini referans aldığınızda, zina, önemli bir suç sayıldığına göre ceza yasasında da karşılığının olduğunu düşünmek yanlış sayılmazdı… Ama bir hukukçu olarak, laik batı ülkelerinin hukuk anlayışında, gelinen noktada yorumları biliyordum. Onlar başbakanın söylemi ile farklıydı.

Modern hukukta evli bir kişinin evlilik dışı ilişkisi yani zina; Akde aykırılık olarak görülüyordu. Evlilik bir sözleşmeydi ve öncelikle sadakat gerektiriyordu. Bu ilkeye uyulmamışsa diğer eşe yasa, boşanma hakkı tanıyordu! Ayrıca aldatılan eşin çektiği maddi manevi ıstırap ve üzüntü karşılığı tazminat talep etme hakkı vardı.

Sonuç olarak başbakanın sesi bütün sesleri bastırmıştı ve yasa düzenlemesine başlanacaktı ki AB’nin genişlemeden sorumlu komiseri Verheugen’in sesi duyuldu; “evlilik dışı ilişkiyi suç sayarsanız AB’yi unutun” hemen ertesi günü geri adım atıldı ve zina, suç değil evlilik akdine aykırılık olarak TCK da yerini aldı!

 Şimdilerde de kürtaj konusunda benzer şeyler yaşıyoruz. Ben kişisel olarak dindar ve muhafazakar kişilerin “kürtaj” gibi bir konuda din kuralları etkisinde görüş açıklamasını yadırgamıyorum. Bu konuda dünyada bütün ilahi din kuralları etkin olmuştur. Ancak gelinen noktada modern hukuk kadının sağlığı ve ailenin kararlarını da ön planda tutmuş annenin taşıdığı canlının yaşam hakkını da göz ardı etmemiştir.

Bu gün bizde yaşanan terslik şudur; kürtaj tartışmasının sadece din ekseninde ve siyasetçiler tarafından yapılmasıdır. İnsan yaşamını etkileyen böylesine önemli bir konuda yasa hazırlanacaksa sadece hukukçular değil sağlık bilim kurulları da düzenlemeye katılmalıdır. Din ekseninde tartışma siyasetçinin işi değildir. Diyanet’in ve din kurulunun bu konuda görüş ve ayrıntılı raporları mevcuttur. 1993 yılında tecavüze uğrayan mağdur Bosnalı kadınlarla ilgili bebeklerin rahimden tahliyesinin doğru olacağı Diyanet bilim kurulunca da uygun görülmüştü.

İkinci terslik şudur; Başbakanın otoriter tutumu nedeniyle iktidar kanadının yetkilileri farklı görüş bildirmek bir yana liderin görüşünü desteklemek adına o kadar ileri gitmişlerdir ki toplumu büyük bir gerilime sürüklemişlerdir. Katolik inancında rastlanabilecek ölçüde açıklamalar yapılmıştır. Sağlık bakanının; “tecavüz sonucu dahi olsa kadın doğurmalı, devlet bakar” sözü ile Melih Gökçek’in; ”tecavüz mağduru kadın, bebeği yerine kendisini öldürsün” sözü bardağı taşırmıştır.

Başbakanın etkili siyaset ve organizasyon yeteneği ile iktidar birçok zorluğu aşmıştır! Bu gün derin suları aşan hükümetin sığ sularda çırpınır olması şaşırtıcıdır… Ak Partinin tek sesli hale gelmesi, konuların bilimsel mecrasında yeterince tartışılamaması ciddi sorunlara yol açmaktadır.

Bu gün AB komiseri müdahale etmeyecektir ama kadınların eylemleri, hükümeti geri adıma zorlayacaktır sanıyorum.

Yayın Tarihi
05.06.2012
Bu makale 7993 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Kayıtlı Yorumlar
Sevgili Hasan Bu yazın için seni kutlayarak başlıyorum. Bildiğim kadarı ile yazılarını pazar günleri hazırlıorsun. Bardak taştı da dolu bardağa Diyanet işleri Bşk. hortumla su tuttu. Fetfayı verdi günah dedi, kürtaj yaptırana da katil dedi. Milletim yeterince tepkisini göstreremediği sürece istedikleri gibi at koştururlar. Artık AB de bizden umudunu kestiğinden hiç müdahale etmez oldu farkındaysan. Hoş bizim içimizde yoksa neye yarar ki.

Şemsettin Tugay 05.06.2012

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!