Az
çok internet takip edenler için topluca hazırlanmış çok güzel ibretlik slâytlar
hazırlamış gençler.
İllaki
internet takip etmeye de gerek yok, günlük yaşantı içerisinde her gün
duyduğunuz abartılı yalanları hissedemiyorsanız gerçekten bir sorun var
demektir.
Gözümüzün
içine baka baka her gün yalanlar söylüyorlar, bu yalanlarını süslemek adına her
türlü atraksiyonu yapıyorlar.
Faşizmin
ayak sesleri her geçen gün daha çok hissedilmeye başlandı.
Gezi
eylemleri bir toplumun yeter artık diye haykırmasından başka bir şey değildi
ama yandaş basın vasıtasıyla bu olayı bambaşka yerlere çekmeye çalışıyorlar.
Gezi
eylemleri sırasında söyledikleri yalanları bir hatırlasanıza yok camide içki
içtiler, çadırlarda seks yaptılar, türbanlı bir bayanı yanında bebeğiyle darp
ettiler, dış güçlerin oyunu gibi akıl almaz iftiralarla toplumun beynini adeta
yıkadılar.
Hatta
bu ülkenin Müslüman inanmış insanlarını kışkırtmak kardeş kavgası çıkartmak
için her şeyi yaptılar.
Allahtan
halkımız sağduyulu bu yalanlara çoğu inanmadılar ama körü körüne inanan o kadar
çok insan var ki.
Neredeyse
tüm köşe yazarları sordular madem camide içki içildi kanıtı nerede, madem
türbanlı bir bayana saldırıldı suçlular nerede?
Bulamazlardı
çünkü hepsi yalandı.
Şimdi
seçimler yaklaşıyor bundan bir, bir buçuk yıl önce Uluderede bir katliam
yaşandı.
Hayatını
kaçakçılıkla idame ettiren köylülerin üzerine bombalar atılarak katlettiler.
Hükümet
ve yalakaları toplumsal baskıyı bastırmak adına, ölenlerin kanunsuz kişiler olduğunu,
PKK’ya silah taşıdıklarını, kaçakçılık kisvesi altında PKK’lıların aralarına
karışıp ülkeye girdiklerini yazdılar, çizdiler çok sevdikleri Başbakanlarını
akılları sıra korudular.
Aradan
geçen bunca süreden sonra ölenlerin yakınları ile bir görüşme yaptı Başbakan.
Sonuç
karşılıklı ağlaşılmış ve bu olay unutturulmayacakmış, yazıkmış falan filan.
Başbakan
ölenlerin yakınları ile görüşünce o insanlara haksızlık yapıldığını düşünüp
duygulanıyorsa demek ki ölenler suçsuz.
Peki
bu durumda o katliamın yaşandığı tarihte o öldürülen insanlar için acımasızca
yazı yazan yalakalar şimdi ne diyecekler nasıl kıvıracaklar izleyin.
Yakın
bir zamanda üniversiteler açılacak, maçlar başlayacak.
Hala
toplumu bizden, onlardan diye ayrıştıran başbakan Ramazan ayı boyunca bütün
iftar konuşmalarında Gezi eylemcileri için saydı döktü.
Çünkü
hazret kendini ne sanıyorsa bu protestoları hazmedemediği ortada.
Yaptığı
bütün baskılara rağmen halkın büyük bir bölümü kendisini sevmiyor, icraatlarını
beğenmiyor.
Tepkisini
de ortaya koymaktan çekinmiyor.
İşte
bunu bildikleri için okulların açılması ile birlikte protestoların tekrar
başlayacağından korkuyorlar.
Korkularından
dolayı yine uyduruk istihbarat aldık yalanına başvuruyorlar.
Eylül
ayı ile birlikte çeşitli örgütler protesto eylemi yapacaklarmış falan filan.
Bunu
tahmin etmek için istihbarat bilgisine ne gerek var ki?
Bunun
olabileceğini en aptal insan bile tahmin eder.
Çünkü
toplumu geriyorsunuz, toplumun arasına nifak tohumları saçıyorsunuz, benden,
ondan ayrımı yapıyorsunuz, tepki gösteren insanların hiç olmazsa bir bölüm
isteklerini anladığınızı belirtmiyorsunuz.
Her
hareketi hükümeti yıkmaya yönelik terör eylemi gibi görüyorsunuz, gencecik
çocukların hayatını karartıyorsunuz, öldürülen insanların katillerinin
bulunacağına dair topluma güven vermiyorsunuz.
Lig
maçları için bile faşizanca önlemler alıyorsunuz.
Sonrada
çıkıp istihbarat aldık protestolar başlayacakmış diyorsunuz.
Bu
toplum, bu halk bu deli gömleğini giymez bunu bile anlamıyorsunuz.