Darende İçin Neler Yapabiliriz? -2-

            DARENDE'NİN SOSYAL VE  KÜLTÜREL YAŞAMINDA GELİŞMELER

            Ankara'da yaşayan hemşerilerimiz tarafından 1949 yılında kurulmuş olan "DARENDE KÜLTÜR DERNEĞİ", o yıllarda birçok ilin sahip bile olamadığı çok önemli bir kültür müessesesiydi ve diğer illerdeki dört şubesi ile birlikte Darende'nin kültürel hayatına uzun yıllar hizmet etti ve halen varlığını sürdürmektedir. Bugün, bu kuruluşa ek olarak birçok il ve ilçede Darende Merkez ve kasabalarına ait birçok Kültür, Dayanışma ve Yardımlaşma dernekleri açılmış olup etkinliklerini sürdürmektedirler.           

            Ankara, İstanbui, Adana, Bursa, İzmir, Denizli il merkezlerinde faaliyet göstermekte olan bu dernek ve vakıfların varlıkları Darendeliler için başlıbaşına bir onur kaynağıdır. Bu dernekler daha dernekçiliğin bile ne oldukları tam olarak bilinmeyen yıllardan başlayarak, oldukça etkili çalışmalar yapmışlar, Darende adını bütün ülkeye duyurmuşlar ve son derecede güzel dayanışma örnekleri vermişlerdir.

                                                        * * * 

         I. Abdülhamit Dönemi Sadrazamlarından Cebecizade Mehmet  Paşa tarafından kurulmuş ve Kültür Bakanlığına bağlı olarak çalışan " Mehmet Paşa Kütüphanesi" Darende'nin önemli iftihar kaynaklarındab biri olup  dünyada eşi az bulunan, hatta hiç eşi olmayan çok değerli eserler ihtiva etmektedir. 1960 yılında Harran Üniversitesi'nin kuruluş çalışmaları için  inceleme yapmak üzere Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerinde yaptıkları çalışmalardan dönen ve bu arada Darende'ye de uğrayan Bilim Heyeti Başkanı; bu kütüphanenin Diyarbakır'da bulunan benzeriyle birlikte "Doğunun Kültür Merkezi" olduklarını beyan etmiştir

         Ayrıca Hacı Hulusi Efendi tarafından kurulmuş bulunan "Somuncu Baba Kitaplığı" da Darende için önemli kültür kaynaklarından biridir. Bunlar yanında Darendeli şahışlara ait bazı özel kütüphanelerin varlığı bilinmektedir. Bütün bunlar Darende'nin kalkınmasına hizmet edecek potansiyel değerlerdir.  

                                                        * * *

         Uzun yıllardan beri Darende yayın organları itibariyle birçok illerden bile daha şanslı konumdadır. Okumuşu ve okur sayısı itibariyle Darende onur duyulacak bir düzeyde olup bu durumu gelenekselleşmiş bulunuyor. Bunda geçmişteki kültür zenginliğinin büyük rolü olmalıdır. Günün herhangi bir saatinde kütüphanelerde kitap, mecmua veya gazete okuyan birileri mutlaka vardır.

         Darende adına yayın yapan çok sayıda gazete çıkmakta olup, bunların sayıları daha da artmaktadır. Sosyal medya diye anılan internet sitelerinin sayılarında da artışlar olmaktadır. Darendeliler büyük bir çaba içinde, bir taraftan Darende'nin sosyal ve kültürel zenginliklerini tanıtmaya, bir taraftan da Darende ile ilgili anılarını paylaşmaya ve ilçemizin sorunlarını dile getirmeye çalışıyorlar.

         Ancak bu konuda zaman zaman tatsız rekabetlerin yaşandığını görüuor ve buna bağlı tartışmalara tanık olmaktan üzüntü duyuyoruz. Daha çok, çıkar paylaşımına bağlı olduğunu düşündüren, ya da siyasi görüş farlılıklarından kaynaklanan, fikir özgürlüğü ile bağdaşmayan gereksiz çekişmeler, ne Darende'ye ne de Darendeliler'e hiçbir yarar sağlamaz. .

         Bazı tartışmaların, din-inanç veya siyaset temeline dayandırılmaya çalışılmakta olduğunu görüyor kesinlikle doğru bulmuyorum. Bu gibi durumlarla karşılaşılmasının, hemşeri ilişki ve bağlantılarını olumsuz etkilediği kanısındayım. Özellikle son zamanlarda bu tür olumsuzlukların sık yaşanır hale geldiği görülmektedir. Maalesef bu yür şeylerin köklü sayılabilecek dostlukların bile birdenbire bozulmasına neden olabildikleri görülüyor. .

         DARENDE TÜRKİYE'NİN ÖNEMLİ BİR İNANÇ MERKEZİ'DİR      

         Aslında Darendeliler'in tümü, dini inançları itibariyle aynı duyguları paylaşmaktadırlar. Bugüne kadar Darende'de yaşayan Alevi-Sünni kesimler arasında bile ayırımcılık anlamına gelen şeyler yaşanmamıştır. Ama bugün ne yazık ki, Vakıf taraftarı veya karşıtı gibi bir durum yaratılmaya çalışıldığı  ve bunun hemşerilerimiz arasında huzursuzluğa neden olduğu görülmektedir.

         Bunda Darendeli olmayan ve Vakıf'tan maddi veya siyasi yarar sağlamaya çalışan bazı çevrelerin paylarının olduğu söylentileri olmaktadır. Bunun ne derecede doğru olduğunun ve niçin böyle bir durum yaratıldığının değerlendirilmesi son derecede zordur. Ama konu açıkça tartışılmalı, gerçekler ortaya çıkmalı ve bu suretle, dedikodu mahiyetindeki bu tür görüş ve söylemler sona erdirilmelidir. Darendeliler arasında eskiden var olan huzurlu ortamın yeniden tesisi ancak bu şekilde sağlanabilecektir.  

         Darendeliler tarihleri boyunca topraklarında yatmakta olan din büyüklerine bağlılıklarını göstermişler ve saygılı olmuşlardır. Bayram ve Cuma namazlarının tercihen Şeyh Hamid- i Veli Camii'nde kılınması, burada Mevlüt okutulması Darendeliler'in önemli gelenekleri arasındadır. Değerli büyüğümüz "Hacı Hulusi Efendi" yanında; "Hacı Esat Işık" Hocamız, "Hacı Hasan Akyol", "Müftü Taha Buyurgan", "Hacı Hüseyin Kıhtır Hoca", "Şaban Hoca", "Köşker Hafız", "Köşker Bekir"," Mehmet Hanefi Hoca", "Müftü Mehmet Efendi" gibi din büyüklerimiz ve "Hacı Musa" ve "Külahçı Hoca" gibi erenler Darende halkında çok büyük saygınlık kazanmış büyüklerimizdir. Bütün bu değerli insanlar ve onların soylarından gelenler "Şeyh Hamid'i Veli Hazretleri"nin manevi şahsiyetine yürekten bağlı olmuş ve saygıda kuusur etmermişlerdir. 

         Hacı Hulusi Efendi'nin hayatta olduğu dönemde; bizzat kendi çalışmalarıyla Darende'ye büyük hizmetlerde bulunulmuş, özellikle Darende'nin kültürel hayatına çok büyük katkılar sağlanmıştır.

         Hacı Hulusi Efendi sadece kendi soyundan gelen "Şeyh Hamid-i Veli Hazretleri' ne ne hizmet etmemiş, Darende topraklarında yatan "Hasan Gazi", "Medişeyh" ve "Abdurrahman Erzincani Hazretleri" Cami ve Türbelerinin yapılmasında da çok büyük çabalar göstermiştir. Rahmetli büyüğümüzün bu husustaki çalışma ve gayretrlerini en yakından bilenlerdenim. 

         Onun vefatından sonra kurulan "Hulusi Efendi Vakfı" bu çalışmaları daha da ileriye götürmüş olup, bu başarılı çalışmalar asla yadsınamaz. Darende'nin uzun yıllar içinde bulunduğu kabuktan çıkmasında en büyük paylardan biri Vakıf'ın olmalıdır. Ancak Hulusi Efendi'nin çabalarıyla açılmış olan Darende İlahiyat Fakültesi'nin bu dönemde kapatılması, Darende için büyük ve acı bir kayıp olduğu gibi,.ortaya çıkan huzursuzluğun da bu olaydan kaynaklandığını düşünüyorum.

         Fakültenin kapatılması sırasında ortaya atılan ve bir süre önce ulusal bir gazetede ortaya atılan "Darende'nin , İran'ın Kum Kenti'ne benzeyeceği" söylemi, Darende hakkında birtakım olumsuz söylemlerin yapılmasına neden olmuştur. Ne yazık ki, gerçekle hiçbir ilgisi olmayan bu söyleme karşı Darendeliler'in etkin bir tepki ortaya koyamamaları üzüntü vericidir. Ben bu konuda bir Darendeli olarak gereken tepkiyi göstermeye çalışmıştım, ama ne yazık ki hemşerilerimden destek alamadım. Darende için büyük değeri olan ve Hacı Hulusi Efendi büyüğümüzün üstün çabalkarıyla açılmış olan Darende İlahiyat Fakültesi maalesef hemşerilerimizin gözleri önünde kapatıldı.      

         Bu konuda; maruz kaldığımız bu haksız ithamın ortadan kaldırılması için başta Vakıf olmak üzere bütün Darendeliler'in çaba göstermeleri ve dikkatki olmaları gerektiği kanaatindeyim. Şayet böyle bir niyet taşıyan dini veya siyasi istismarcılarla karşılaşılacak olursa Hulusi Efendi Vakfı ile birlikte bütün Darendeliler buna karşı koymalıdırlar.

         Darende, sahip olduğu değerleri itibariyle Türkiye'nin önemli bir "İnanç Merkezi" dir. Zamanla uluslararası bir boyut ve daha büyük bir ün kazanacağına inanıyorum, Ancak Kum Kenti'ne benzetilmesi gibi söylemlerden büyük rahatsızlık duyuyorum. Çünkü Darende Demokratik Laik bir Hukuk Devleti olan Türkiye Cumhuriyeti'nin bir yerleşim merkezidir.

         Rahmetli Hacı Hulusi Ateş büyüğümüz ve diğer din büyüklerimiz de eğer sağ olsalardı böyle bir benzetilmeyi kesinlikle istemezlerdi. Vakıf Başkanımız çok değerli Hamiddetin Ateş Hovamızın da bu konuda başka türlü bir düşünceye sahip olmayacağüına inanıyorum.      

         DARENDE'DE TURİZM HAREKETLERİ

         Darende Kaymakamlığı ile Belediye Başkanlığı'nın; tarihi değerleri gün ışığına çıkarabilmek ve turizm alanında atılım yapabilmek için yeni bir proje üzerinde çalıştıklarını  ve Yeniköy'deki "Aslan Heykelleri"nin bulunduğu alanda kazı çalışmalarının başlatılacağı haberini aldım ve bunu duymaktan büyük mutluluk duydum. Bir zamanlar bu heykellerin Maraş Müzesi'ne kaldırılmak istendiğini anımsayacak olursak bu çok önemli bir gelişimdir.  Dilerim bu çalışmalardan başarılı sonuçlar alınır. Esasen Darende'nin birçok yerinde, henüz keşfedilmemiş bir tarih hazinesinin yattığı bilinmektedir.Doğa zenginlikleriyle birleştiğinde; Darende içim çok olumlu ve turizm açısından önemli sonuçların ortaya çıkacağına şüphe yoktur. 

           Darende'yi çok sevmeme rağmen, ne yazık ki bu konuda fazla birşey yapamadığım için üzgünüm. Bu konuda iki büyük olumsuzlukla karşı karşıya olduğumu söylemeliyim. Bunlardan birincisi Darende'nin çok uzağında oluşum, diğeri de içinde bulunduğum zaman darlığı faktörüdür. İçinde bulunduğum yaşam koşulları nedeniyle Darende ve Darendeli hemşerilerimle arzu ettiğim yakınlığı kurabilme olanağı bulamadığım için müteessirim.

         Bu ihtiyacımı karşılayabilmek için yaptırdığım "www.sadikozen.com" ve "www.fikirplkatformu.net" isimli sitelerim de maalesef yeterli olamadılar. Ancak şimdi bu sitelerimi güncelleştirerek, bazı değerli hemşerilerimle ortak yönetme kararı aldım. Bundan böyle bu sitelerimi, hepinizin çok yakından tanıdığı çok değerli bazı hemşerilerim ve çocuklarımın da katkılarını sağlayarak daha verimli bir şekilde yönetilmesine çalışacağım.    

            Darende'de kültür hareketlerinin geliştirilmesi düşünülürken, turizmle ilgili önemli bir hususun dikkatten kaçırılmaması ve değerlendirilmesi gerekmektedir.  Bu sözlerimle, uygun görülen yer ve mekanlarda içki kullanımına izin verilmesi gerektiğini vurgulamak istiyorum. İnanç Merkezi'ne ait mahallerde böyle bir şeyin düşünülemeyeceği kesindir. Bu merkezin birer parçası olan türbe ve camilerin yakınlarında alkol alınması yerli ve yabancı turistlerin bile akıllarından geçmez. Çünkü her dinden insanda inançlara inançlara saygılıdır. Ancak konuya özellikle doğa turizmi için gelen yabancı turistler açısından da bakılmalıdır.

         Bir hekim olarak sigara ve alkol konusunda çok duyarlı olan ve hastalarıma bu tür alışkanlıklarını bıraktırabilmek için çok çaba gösteren biriyim. Dolayısıyla bu konudaki görüşlerimi rahatça açıklayabilmekten çekinmiyorum. Zira bu konu kişisel görüşlerimiizin üstünde olup, yaşamakta olduğumuz bu çağdaş dünyada, özellikle turizm açısından önem taşır.

         Esasen, Darende'de bu konuda bugüne kadar önemli bir rahatsızlık yaşanmamıştır. Çünkü Darende ülkemizdeki en az içki tüketen yerler arasındadır. Bunda geleneksel aile yapılarının ve inançlarının rolü çok büyüktür. Bununla beraber Darendeliler'in hiç alkol kullanmadıkları da düşünülemez. Vakti zamanında Rahmetli Dede Yahya'nın çıkardığı boğma rakıdan tadanlar arasında bile alışkanlık kazananlar olmadığı ve hiçbir zaman ölçünün kaçırıldığı durumlarla karşılaşılmadığı söylenebilir. Bu konuyu buraya kısa bir not olarak düşmekte fayda gördüm. Özellikle de İran'ın Kum Kenti'ne benzetme iftirasında bulunanlara iyi bir yanıt olacağını düşünüyorum.  

         DARENDE EKONOMİSİNDE EŞİTSİZLİK YARATAN GELİŞİMLER

         Hulusi Efendi sonrası dönemde; Vakfın çalışmaların özellikle inanç turizmi açısından daha ileri boyutlara ulaştığı ve bunun sonucu olarak da   ekonomik rant sağlayan bir konuma gelmiş olduğu bir gerçektir. Benim kanımca, bugün Darendeliler arasında, yarı açık yarı kapalı olarak yaşanmakta olan huzursuzluğun asıl nedeni bu olmalıdır.

         Çünkü bu durum Vakıf'ın bulunduğu Zaviye Mahallesi ile diğer mahalleler ve Şehir Merkezi arasındaki ekonomik dengenin büyük ölçüde bozulmasına yol açmış bulunmaktadır. Bu soruna bir çözüm getirilmesi gerekiyor. İşte benim bu yazıyı bu kadar uzatmamın nedeni de budur. Her şeyin açıkça ortaya konulması, görüşlerin her türlü ard niyetten uzakta tutularak, açık bir şekilde görüşülmesi, konuşulması ve tartışılmasına çalışıyorum.

         Eğer bugünden önlem alınmayacak olursa, Eski Şehir mevkiinde restorasyonu yapılan tarihi "BEDESTAN" da hizmete eçılacak olursa bu denge daha da bozulacaktır.

         Birilerinin oturup Vakıf hakkında olumsuz beyanlarda bulunmaları yerine, Darende genelinde ekonomik kalkınmanın nasıl olacağına dair fikir üretmelerinin daha gerçekçi ve işe yarar bir çözüm yolu olduğunu düşünüyorum. Dilerim emek vererek ve en iyi niyetlerle gündeme getirmeye çalıştığım huususların, haksız eleştirilere uğratılmak yerine, Darende'ye olan sevgi ve bağlılığımdan kaynaklandığı idrak edilir.

         Bu konuda diğer hemşerilerimin de fikir üretmelerinin yerinde olacağını düşünüyorum. Ben bir nebze olsun görevimi yerine getirmeye çalıştığımı sanıyorum. Şimdi sıra onlarda.

         SONUÇ VE ÖNERİ :  

         Son olarak ; seçilmişlere, görevlilere ve Darende'de veya Darende dışında yaşayan bütün hemşerilerime bir öneride bulunuyorum. Kaymakam, Belediye Başkanı, Birim Başkanları, Vakıflar, Dernekler, Basın Organları mensupları ve özellikle Sanayici ve İşadamlarının katılacağı Türkiye çapında bir toplantı düzenlenerek bütün bu konuların orada konuşulup, görüşülüp tartışılmasını öneriyorum. 

         Dilerim bu önerim makul karşılanır ve gerçekleşir. Özellikle Sayın Belediye Başkanımız İsa Özkan'dan bu konuda istirhamda bulunuyorum.

         Bütün hemşerilerime en derin sevgi ve saygılarımla.

Yayın Tarihi
05.09.2012
Bu makale 8050 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!