SUBAŞININ BAKIŞI

CHP’de Karmaşık İşler!

Geçen hafta yazdığım ’Karmaşık İşler’ başlıklı yazımda, özetle bir değişim süreci yaşandığını ve yeni politikaların, kimi kamu görevlileri tarafından benimsenmediği için ciddi çatışmalara neden olduğunu yazmıştım… 

 Bu politikaların uygulamaya konulmasında, halkın değişim isteğinin payı olduğu kadar evrensel hukukun da zorlaması vardır. Bunların içinde isabetli olan ve doğru uygulananlar olduğu gibi yoğun eleştiri aldıkları uygulamaları da olmuştur.

 Hükümetin son zamanlarda yavaşladığı hataları olduğu şeklinde eleştiriler artmıştır ve bun da Ak Partinin, kendisini rakipsiz hissetmesinin payı büyüktür.

Ana muhalefet partisinde yaşanan karmaşa, kurultaylar ve bir türlü yörüngeyi tutturamaması siyaset dünyamızı tek sesli hale getirmiştir. İktidar partisi politikalarını dilediği gibi uygulamaya koyabiliyor.

Kamu da yaşanan çatışmalar siyasette de yaşanıyor. Değişim konusunda beklentisi olanlarla değişime direnenler siyasette ve partilerde de yaşanıyor. En çok da CHP de!

Halkın değişim politikalarına cevap vermek için partinin de değişmesi gerektiğini düşünenler ile değişime direnenler arasında hesaplaşma yaşanıyor bana göre…

CHP birikimini potansiyelini insan gücünü siyasete yansıtamıyor. Hükümeti yönlendiremiyor. Denetleyemiyor. Sadece hükümetin politikalarına tümden karşı çıkıyor…

İcraatların önemli bir bölümünün halkın istekleri doğrultusunda ve halkın çıkarına olabileceğini düşünmek bile istemiyor.

Bunun şifresini, CHP Gurup başkanvekili Muharrem İnce’nin, basına yansıyan konuşmasından çözmek mümkün. İnce; parti içi muhalefeti AKP ile ‘savaşı’ zaafa uğratmakla suçlamış ve CHP’lileri ikiye ayırmış. AKP ile kavga eden CHP’liler ve CHP ile kavga eden CHP’liler olarak! Kendisini de ilkine dahil etmiş.

 Bana göre sorun siyaseti bir savaş gibi görenlerde… Bu bir savaşsa karşıdaki düşmandır! Ya da tam tersi eğer muhatap düşman görülüyorsa savaşmak gerekir! “Onların politikaları, ülkenin ve halkın çıkarına olamaz!”

CHP’nin bu güne kadar muhataplarını, en azından rejim düşmanı gördükleri gerçektir. Bu algı da, politikalarını hep derinden etkilemiştir. Halkla iletişim zorlukları yaratmıştır…

Asker sivil kamu bürokrasisinin de bu ‘rejim düşmanı’ algısı nedeniyle birçok yanlışa sürüklendiği hep yaşadığımız gerçeklerimiz arasındadır!   

Siyasette bu algı olursa, rakip partinin her icraatına karşı, kendisini kavgaya zorunlu hissetmesi doğaldır.  Halk cahilliğinden ya da kandırıldığından dolayı oylarını vermiyor. İktidarın İcraatlarını, çoğunlukla çıkarına ve yararına gördüğü için ve diğer partileri inandırıcı bulmadığı için veriyor.   

Basit düşünse, CHP bu gerçeği görecektir. Ak Partinin düşmanı değil de en ciddi rakibi olduğunu fark etse, politikalarını değiştirecektir. 

Kendi aralarındaki mücadele, hoşnutsuzluktan… Neden iktidar alternatifi olamıyoruz? Ne kadar değişmeliyiz mücadelesinden. Bu da yararlı sonuç verebilir.

Geçmişte, parti içi demokrasiyi engelleyenlerin en demokratik tüzüğe sahip olmaktan söz etmeye başlamaları ilginç! Umarım bu kargaşadan, parti içi demokraside örnek bir CHP ortaya çıkar…

Yayın Tarihi
21.02.2012
Bu makale 8690 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Kayıtlı Yorumlar
Şahin hocam teşekkürler.

Hasan Subaşı 22.02.2012

Efsane Başkan Sayın Subaşı...Dilerdim ki bu eleştirisel yazınızı Atatürk'ün Partisinin yöneticileri, delegeleri, tabanı bir değil iki kez ve irdeleyerek okusun. Değerlendirmeniz partinin içinde bulunduğu sorunlara ışık tutuyor.

ŞAHİN AKÇAP 21.02.2012

Yazara Ait Diğer Makaleler

ÇOK OKUNAN

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!