Cahiller demokrasisi

          AKP hakkında Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı tarafından açılan kapatma davası, henüz Anayasa Mahkemesi’nin önüne gelmeden, kıyamet kopmaya başladı. Siyasetçisinden, bilim adamına, köşe yazarından, aydınına kadar pek çok kesim, kapatma davasının demokrasinin önündeki en büyük engel olduğunu söylemeye başladılar. Yüzde 47 oranında oy almış bir partinin kapatılmasını istemek, demokrasiye vurulan darbe olarak nitelendirildi. Hatta daha da ileri gidilerek, bu dava ile AKP’nin kapatılmayacağı, milletin kapatılacağı iddia edildi. Biraz insaf sahibi herkes de bilir ki, hukukun olmadığı yerde, ne demokrasi ne insan hakkı olur. Davanın muhatapları, ellerinden gelse, neredeyse Başsavcıyı linç edecekler. Hızını alamayan bazı siyasiler de, Başsavcının yargılanması gerektiğini ifade etmeye başladılar.  Bu dava, epey bir süre ülkenin gündemini işgal edeceğe benziyor.

         Açılan dava ile ilgili sert eleştiri yapanların, demokrasinin temel niteliğinin, sadece çoğunluğun kararlarının uygulanması olmadığını, iktidar karşısında, azınlıkta kalanların da haklarının korunması ile mümkün olacağını unuttukları görülüyor.

         Ayrıca hangi demokrasi vardır ki, kendi yöntemleri ile kendini imha etsin. Devletimizin niteliklerine baktığımızda, laik, demokratik, sosyal bir hukuk devletidir diyoruz. Ama iktidarı elinde bulunduranlar açısından, laikliğin bir önemi yok, sosyal yapısı iyiden iyiye iğdiş edilmiş, hukuk sistemi için de, Türkiye’nin iyiliğini istemeyenlerin sızdığı bir yer olarak gösteriliyor. Geriye kala kala, bir tek demokrasi kalıyor. Halkın büyük bir çoğunluğunun eğitimsiz olduğu bir ülkede, demokrasi olur mu hiç? Şimdi rakamlarla halkın cahil olmadığını kimse kanıtlamaya kalkmasın. Rakamlar bize sadece istatistik veri sunar. Ama o rakamların içinde yer alan insanların, ne okuyup ne yazdıkları da önemlidir. 70 milyon insanın yaşadığı ülkemizde, kaç ailenin evinde kütüphane vardır. Yüzde 90’ında bırakın kütüphaneyi, çocuklarının ders kitaplarını saymazsak evlerinde kitap bile yoktur. Böylece olunca da, ülkemizde ancak buna uygun demokrasi oluyor.

         Demokrasiyi parmak hesabının ötesinde değerlendiremeyenlerin iddialarının aksine, tümüyle bir kurallar rejimidir. Kurallar da her devlette olduğu gibi, resmi ideolojisinin içinde tanımlanmıştır. Devletin kuruluş felsefesini oluşturan kuralların ortadan kaldırılmak istenmesi, demokrasinin bir amacı olamaz.

         Bugün karşı karşıya kaldığımız durum, Cumhuriyetin temel niteliklerinin ortadan kaldırılmak istendiği iddiasıdır. Cumhuriyeti, demokrasinin karşıtı ve engeli olarak göstermek, kötü niyetin değilse, cahilliğin eseridir. Türkiye’de demokrasi gelişecekse, ancak akıllı insanların elinde gelişecektir.

Yayın Tarihi
17.03.2008
Bu makale 9402 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!