- Öteki, beriki diye bir şey yok. Gerçek olan Bu halkın % 45 i A.K.P. ye yine oy verdi.
- Geri kalan % 55-60 oy, Çalınanlar, yerine konulanlar, hileliler, şaibeliler olmasa, belki bazı belediyeleri diğer partilere kazandırırdı, ancak A.K.P. nin son 12 yıldır Türkiye’nin 1. Partisi olduğu gerçeğini de değiştirmezdi.
- Eğer bu sonuca sevinmiyorsanız, kendi geleceğinizden, çocuğunuzun geleceğinden ve Ülkenin geleceğinden ümitsizseniz, siz ÜMİT olacaksınız. Çaresiz olduğunuzu düşünüyorsanız ÇARE SİZ olacaksınız.
- Seçim öncesi birleşmeler, birbirine göz kırpmalar, daha düne kadar bütün kötülüklerin anası diye nitelendirdiğiniz insanlar ile işbirliğine girmenin de bir faydası olmadığı, aksine zararı olduğu gerçeğini göz ardı etmemek lazım.
- Sokaklara dökülmenin, Tweet bombardımanı yapmanın, ya da Facebok ta birbirimizi pofpoflamanın da bir işe yaramadığını görmemiz lazım.
- “Bunlar gitsin de kim nasıl gelirse gelsin” mantığı en tehlikeli mantıktır, hem kendi geleceğimizi, hem de ülkenin geleceğini sağlam temeller ve sağlam bir ideoloji üzerine kurmalıyız. Zorda kalırsak NUTUK orada raf da duruyor.
- Muhalefet artık tek bir kitleye hitap etmemeli, özeleştirisini acilen yapmalı ve her kesimden insanı etkileyip ikna edecek, onları anlayabilecek, sağduyulu kişilerden oluşmalı.
- Diğer partiler, Muhalefetken bile proje üretmeli, hükümete karşı çıkamayacağı, çıkarsa halkın gözünde zor durumda kalacağı proje ve çözümler önermeli, Ülkenin yararına fikir ve önerileri paylaşmaktan imtina etmemeli, muhalefette gölge hükümet gibi çalışmalı, politikasını sadece yapılanları eleştirme edebiyatından uzaklaştırmalıdır.
- Makarna, kömür, Para dağıtılıyor edebiyatını bir an önce bırakıp, bunun altında yatan sosyolojik gerçekleri tespit etmeliyiz. İnsanları makarna kömür yardımı alacak durumdan çıkartacak politikalar üretilmesini sağlamalıyız.
- Eğer bir kesimi ötekileştirip, para, makarna vs uğruna oyunu satan insanlar yerine koyarsak, bazıları vermeye, bazıları da almaya ve biz seyretmeye devam ederiz.
- Refah veya eğitim düzeyi yüksek kesimin acilen ihtiyacı olanların eğitimine önem vermeleri sağlanmalı, şeffaf vakıflar vs sayesinde burs programları oluşturulmalıdır. Eğitimine katkıda bulunduğunuz her genç, sizin ve evlatlarınızın geleceğinin garantisidir. Belki sizler köy köy, mahalle mahalle dolaşıp kömür makarna dağıtamazsınız ama o köyün, mahallenin çocuklarının okumasını, dünyayı tanımalarını, başkalarının yardımına ihtiyaç duymadan yaşamalarını sağlayabilirsiniz.
- İyi eğitim almış insanların sayısı çoğaldıkça, şimdiki gibi Kurtlar Vadisi seyrederek dünyada neler olduğunu anladığını sanan gençler yerine, araştıran, sorgulayan gençlerin yetişmesini sağlayabilirsiniz. NE EKERSENİZ ONU BİÇERSİNİZ
- Reklamda da denildiği gibi Eğitim şart. İşte bu yüzden A.K.P. Son 12 yılda 4 kez eğitim sistemini değiştirdi, değiştirmeye de devam edecek. Sınav sistemlerinin ve dershanelerin tartışılması yerine, Avrupa standartlarında bir eğitimin gerekliliği ve yöntemlerinin tartışılmasını sağlamak hepimizin çocuklarımıza olan görevidir.
- Bugünden yarına her şeyin değişmesini bekliyorsanız yanılıyorsunuz, o düşündüğünüz ani değişimler ancak darbe dönemlerinde olur, halkın iradesini ve isteğini yansıtmaz ve o dönem Allahtan bitti...
- Siyasetin sadece “Elit” siyasiler tarafından yapılması düzenine son verilmeli, halkın ön seçimler vs. ile iradesinin sandığa yansıtılması ve halkın siyasete katılması sağlanmalıdır. Aksi halde yine önümüze dayatılan, adını bile bilmediğimiz adaylara kerhen oy vermek zorunda kalırız.
- Pazar Günü sandık başında beklemeyen, sabaha kadar, sandık tutanaklarını YSK ya teslim edene kadar sandığının başında beklemeyip evine gidenlerin bu seçim hakkında laf söyleme hakkı yoktur. Bir avuç iyi insan, hepimizin geleceği ve oylarımızın namusu için, çuvalların başında sabahlara kadar beklediler, hangi partiden olursa olsun hepsini alnından öpüyorum.
- Albert Einstein der ki: ’’Zihniyetleri değiştirmek, atomu parçalamaktan daha zordur.‘‘ İçinde bulunduğumuz olumsuz atmosfer, iklim ve ortamda değişimler çok zor, uzun ve sancılı olur. Değişimlerin sancısız ve kavgasız gerçekleşmesi, ancak anlayış, olgunluk, diyalog, empati, hoşgörü, tolerans, uzlaşma, karşılıklı saygı, demokratik bilinç ve herkesi kendi konumunda kabul etmekle mümkün olacaktır. Buda Emek ve eğitimle olur.
EMEK VERMEDEN, ZAMAN HARCAMADAN KAZANAMAZSINIZ…