Bu ne cesaret!

Antalya’da, Dünya Basın Yayın Çalışanlarını Destekleme ve Eğitim Derneği adı altında 36 TL’ye sarı basın kartı satıldığı iddia edildi. Bir gazeteci olarak yıllardır sarı basın kartlarına benzetilen az sayıdaki sahte kartlara alışkınız fakat Dünya Basın Yayın Çalışanlarını Destekleme ve Eğitim Derneği adıyla ve el ilanlarıyla sokakta satılması işin ciddiyetini daha farklı boyutlara taşıyor.

Konu hakkında görüşlerini aldığımız Basın Yayın Enformasyon Genel Müdürlüğü Antalya İl Müdürü Esen Diler, Genel Müdürlüğün bu konuda çok hassas olduğunu belirtti ve yasal işlem başlatıldığı söyledi.  Geçerli olan tek basın kartının BYEGM’nin verdiği Sarı Basın Kartı olduğunu, diğer basın kartlarına itibar edilmemesini isteyen Diler, kurum olarak adı geçen dernek hakkında araştırma yaptıklarını da kaydetti.

Antalya Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Mevlüt Yeni de, derneğin logosunun yer aldığı el ilanlarıyla sokakta satılan sarı basın kartları hakkında bilgi sahibi olduklarını kaydederek, “36 TL’ye basın kartı verildiğine ilişkin bilgiler bize de ulaştı. Bu konuda Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda bulunduk” açıklamasını yaptı.

 

 

+++++++++++++

Benim hala umudum var

 

Son günlerde İstanbul Taksim’teki Gezi Parkı olayları ülkeyi gerdikçe gerdi. Herkes, “En Ulu Türk Büyüğü”nün ağzından çıkacak iki kelimelik sakinleştirici cümle için umutla bekledi. Ama o muhteşem “ego” kritik bir süreçten geçtiğimiz şu günlerde  “Nuh” dedi “Peygamber” demedi. Ancak ‘umut fakirin ekmeğidir’ misali ben hala umudumu koruyorum. Eninde sonunda bir aklı selim çıkacaktır diye düşüyorum. Durum böyle iken size eski başbakanlarımızdan Süleyman Demirel’den bir fıkra ile konuyu bağlamak istiyorum.

Demirel'e ülkenin durumu hakkında ne düşündüğü sorulmuş.

Demirel de soruyu yönelten kişiye şu fıkrayı anlatmış:

Osmanlı döneminde yolsuzlukları ile ünlü Karakuşi adında bir kadı varmış. Bir gün Karakuşi Kadı, bir fırının önünden geçerken burnuna güzel bir koku gelmiş. Vitrinde güveç içinde nar gibi kızarmış sahibini bekleyen nefis bir ördek var. Karakuşi Kadı, fırıncıya:

- 'Ben bunu aldım' demiş. Kadıya itiraz edilir mi? Fırıncı hemen ördeği paket yapıp vermiş. Az sonra ördeğin asil sahibi gelmiş:

- 'Hani bizim ördek?' Fırıncı boynunu büküp:

- 'Uçtu' deyince iş kavgaya dönüşmüş. Kavga sırasında fırıncı, araya giren bir gayrimüslim müşterinin gözünü çıkarınca korkup kaçmaya başlamış... Gayrimüslim de peşinde kovalıyor...

Bir duvardan atlarken, bilmeden duvarın öteki tarafındaki hamile bir kadının üstüne düşmüş. Kadın, çocuğunu düşürdüğü için, kadının kocası da fırıncının peşine düşmüş. Can havliyle kaçan fırıncının çarpıp devirdiği Yahudi bir vatandaş da kızıp peşlerine takılmış... Sonunda duruma müdahale eden zaptiyeler hepsini yakalayarak Karakuşi Kadı'nın karşısına çıkarmışlar. Kadı sırayla sormuş...

Ördeğin sahibi,

- 'Bu adam ördeğimi hiç etti' diye şikayet etmiş.

Karakuşi Kadı, fırıncıya sormuş:

- 'Ne yaptın bu adamın ördeğini?'

Fırıncı

- 'Uçtu' demiş.

Kadı, kara kaplı defterini açmış:

- 'Ördeğin karşısında tayyar yazılı. Tayyar 'Uçar' anlamına gelir. O halde ördeğin uçması suç değil' diyerek, fırıncının ördek işinden beraatına karar vermiş. Gözü çıkan gayrimüslim vatandaşa sormuş. Onun şikayetine de kara kaplı defterden bir madde bulmuş:

- 'Her kim, gayrimüslimin iki gözünü çıkara, o müslimin tek gözü çıkarıla...

Davacı:

- 'Benim tek gözüm çıktı. Şimdi ne olacak?' diye sorunca Karakuşi Kadı

- 'Şimdi' demiş, 'Fırıncı senin öbür gözünü de çıkaracak, biz de onun tek gözünü çıkaracağız. Tabii gayrimüslim şikayetinden hemen vazgeçmiş, fırıncı bu davadan da beraat etmiş.

Çocuğunu düşüren kadının kocasına da Karakuşi Kadı:

- 'Tamam' demiş, 'Karını vereceksin, bu adam yerine yeni çocuk koyacak.' Böyle olunca adam da şikayetini anında geri almış, fırıncı bu davadan da kurtulmuş. Kadı dönmüş Yahudi'ye:

- 'Senin şikayetin nedir bre?' Yahudi bir süre düşündükten sonra ellerini açmış,

- 'Ne diyeyim kadı efendi' demiş, 'Adaletinle bin yaşa Sen, e mi !'

Demirel bu fıkrayı anlattıktan sonra kendisini dinleyen topluluğa dönerek, kıssadan hisse:

- Ananı "öpen" kadı ise, kimi kime şikayet edeceksin? Bugün ülkedeki durum bu! Agnadın mı?

 

++++++++++

 

BASINDAN HABERLER.. BASINDAN HABERLER..

 

KAHYA’NIN ACI GÜNÜ

Antalya Gazeteciler Cemiyeti’nin (AGC) Kurucu Başkanı Erdoğan Kahya annesini kaybetti. Başkanımıza başsağlığı dileklerimizi iletiyoruz.

 

FEYMAN VTV’Yİ BIRAKTI

VTV, Türkiye’nin en önemli spikerleri arasında yer alan Gülgün Feyman ile yollarını ayırdı.

 

++++++++++

 

HAFTANIN SÖZÜ

Bir kadının canını yakmak Bankadan kredi almaya benzer yıllarca ödersin..

 

++++++++++++++++

 

 

HAFTANIN FIKRALARI… HAFTANIN FIKRALARI...

 

ÇEVRENİN ETKİSİ

Derste öğrenci profesöre sorar: “Hocam, bir insanın fiziksel görünümünün kalıtım yoluyla mı, yoksa çevrenin etkisiyle mi oluştuğunu nasıl anlayabiliriz?”.

Profesör: “Son derece kolay!”der:

- Eğer çocuk babasına benziyorsa kalıtsaldır; yok komşuya ya da tesisatçıya benziyorsa, çevrenin etkisi vardır!

 

BUGÜN GÜNLERDEN NE?

Bir İngiliz asilzadesi genç bir hanımla evlenir. Her şeyi olduğu gibi seks günlerini de takvime koyar ve bu günü perşembe olarak seçer. O gün günlerden çarşambadır ve karısının canı seks istemektedir. Asilzade günleri unutmuştur ve karısına sorar:

- Karıcığım bugün günlerden ne?

Yalan da söylemek istemeyen kadın cevap verir:

-PARŞAMBA

 

EVDE KALMIŞ İKİ KIZ

Evde kalmış iki kız tarafından işletilen eczaneden bir gün yakışıklı, dinç bir adam içeri girer. Etrafına bakınır bir kadından başka kimse olmadığını görünce:

 “Bir erkek eczacı ile konuşmak istiyordum.” der.

Eczacı kız:

-Buyurun arzunuzu bana da söyleyebilirsiniz.

Adam:

- Şey... Yani ben arzularımı dindirecek doğal bir iksir isteyecektim. Zira kadınlara karşı şiddetli arzu duyuyorum ve bir türlü de kendime hâkim olamıyorum. Doktorun yaptığı tedavi de pek etkili olmadı, acaba şöyle doğal bir şey verir misiniz?

Eczacı kız:   

 “Lütfen beni bir dakika bekleyin kardeşime de danışmam gerek”, der arka odaya geçer ve biraz sonra gelerek:

- Günde iki kez, ikişer saat ara ile, ikimizin de size verebileceğimiz şeyi alabilmeniz için, her gün buraya 18.00'de gelmeniz gerekecek.

 

DİLENCİ İLE YATAKTA

Yaşlı ve zengin adam iş seyahatinden döndüğünde karısını yatakta bir dilenciyle görünce kızgın:

 “Beni aldatacak başka birini bulamadın mı?” diye haykırdı.

Karısı umursamaz bir tavırla:

 “Napayım. Kapıyı açtığımda bana kocanıza ait kullanmadığı bir şey verir misiniz?”, diye sormuştu.

 

Yayın Tarihi
12.06.2013
Bu makale 10112 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!