Böyle mi olmalıydı?

Geçen hafta malum gazetenin durumu nedeniyle stres dolu bir hafta geçirdik. Hepimiz için zor günlerdi ama atlattık bir şekilde.
Hiç yorum yapmadan, ses çıkarmadan sadece izledik “bakalım neler olacak” diye. Kimi dostlar sağolsun anında yanıt verdi bu sıkıntı yaratan durumumuza. Kimi dostlar da yanımıza gelip sohbet edip dertleşmek istedi ama kelimeler boğazlarında düğümlendi. Gözyaşlarını saklayıp “üzmeyin kendinizi” demekle yetindiler. Kimileri ise ‘şu gazeteyi nasıl ucuza kapatırımın’ hesabındaydı. Utanmasa “alın şu üç kuruşu bana bırakın gazeteyi “diyecek.
Benim için bu durum, aslında kimin dost, kimin arkadaş, kimin ‘adam’ ve kimin sade vatandaş olduğunu görmekti. Çok da zor olmadı.
Gerçeği söyleyeyim mi? Aslında bize hiç bir şey olmadı. Şimdi kimsenin tahmin edemeyeceği kadar güçlüyüz. En azından zor günümüzde (az olsa) kimlerin yanımızda olduğunu biliyoruz.
İşte bu bizim inatla daha da güçlü olmamızı ve ayakta daha dik durmamızı sağlayacak. Ben buna inanıyorum.
Haber niteliği taşıdığı sürece tabii ki her haber bundan önce olduğu gibi sayfalarımızda ve sütunlarımızda bundan sonra da yer bulmaya devam edecek. Ancak şu değişecek; artık her önüne gelen elini kolunu sallayarak gazeteye gelip ya da telefon açıp, “Yav ben sizi çok seviyorum. Ne olur bana destek olun, benim haberimi yapın” diyemeyecek.
Biz; iyi günümüzde yanımızda olan dost, arkadaş ve kanka istemiyoruz. Kimseden de para pul talebimiz yok. Yeter ki gölge etmeyin ve vaktimizi çalmayın. Bırakın Antalya’nın en tarafsızı olduğunu iddia ettiğimiz gazetemizi çıkarmaya devam edelim.


+++++++++

Cinsel organa yüzük sıkıştı

İstanbul Maltepe'ye bağlı Gülsuyu Mahallesi'nde F.K'nın hastane acil servisine başvurması ile
fıkralara konu olacak türden bir olay yaşandı.
Cinsel organına yaklaşık 2 santimetre kalınlığındaki yüzüğü takan F.K, çıkarmakta zorlanınca Lütfi Kırdar Kartal Eğitim Araştırma Hastanesi'ne kaldırıldı. Hastane, acil serviste yüzüğü çıkaramayınca üroloji servisine sevk etti. Üroloji servisinde de cinsel organa sıkışan yüzük çıkarılamayınca itfaiyeden yardım istendi.
İtfaiye hidrolik makasla yüzüğü keserek F.K'nın cinsel organından yüzüğü çıkardı. Hastane de tedavisi devam eden F.K, yüzüğü cinsel organına takmasının bedelini, uzun süre kan dolaşımının olmaması nedeniyle cinsel organının zarar görmesi ile ödedi.  
Bu konuda ne yazayım diye uzun uzun düşündüm ve sonunda yorumu size bıraktım sevgili voleseverler..

++++++++

Hayat; sevgi ve umut saçmaktır

Anne, altı yaşındaki lösemiyle savaşan oğluna bakarken dalıp gitmişti. Kalbi, acı içinde olmasına rağmen, kararlılık duygusunun da etkisini hissediyordu. Her ebeveyn gibi o da oğlunun büyümesini ve umutlarını gerçekleştirmesini istemişti. Ama bu, artık mümkün değildi. Löseminin buna fırsat tanıması olası değildi. Oysa o oğlunun hayallerini gerçekleştirmesini istiyordu.
"Bora! Büyüyünce ne olmak istediğini hiç düşündün mü? Hayatında neler olmasını dilediğin ve hayal ettiğin oldu mu?"diye sordu.
"Anneciğim, ben büyüyünce hep itfaiyeci olmak istedim". Anne, gülümsedi ve..
"Dileğini gerçekleştirebilecek miyiz bir bakalım" dedi.
Daha sonra, Ankara'daki itfaiye müdürlüğüne gitti ve orada yüreği en az Ankara kadar büyük itfaiyeciler ile tanıştı. Ona oğlunun son isteğinden söz etti ve oğlunun itfaiye arabasına binip şehirde  küçük bir tur atmasının mümkün olup olmadığını sordu.
"Bundan daha iyisini de yapabiliriz. Eğer oğlunuzu çarşamba sabahı saat yedide hazır ederseniz, onu o gün şeref konuğu yapar, itfaiyeci kimliğine büründürürüz. Bizimle itfaiye müdürlüğüne gelir, bizimle yemek yer, yangın söndürmeye gelir. Hatta bize ölçülerini verirsen, ona üzerinde Ankara itfaiyecilerinin kırmızı renk üzerine işlenmiş ambleminin olduğu gerçek bir itfaiyeci kostümü diktirir, lastik botları ısmarlarız. Hepsi Ankara'da üretiliyor.”
Üç gün sonra, itfaiyeci Bora’yı aldı, ona elbisesini giydirdi ve hasta yatağından itfaiye arabasına kadar eşlik etti. Bora, itfaiye arabasına kuruldu ve müdürlüğe doğru yol almaya başladı. Kendini çok mutlu hissediyordu. O gün Ankara'da tam üç yangın ihbarı olmuştu. Değişik itfaiye arabalarına, hatta itfaiye Müdürlüğünün özel arabasına da binmişti. Yerel televizyonlar da onu izleyip, çekmişlerdi.
Hayallerinin gerçek olması, gösterilen sevgi ve ilgi, Bora'yı o kadar etkilemişti ki, doktorların söylediğinden tam altı ay daha fazla yaşamıştı. Bir gece bütün yaşam belirtileri dramatik bir şekilde yok olmaya başlayınca, hiç kimsenin yalnız ölmemesi gerektiğine inanan başhemşire, aile bireylerini hastaneye çağırdı. Daha sonra Bora'nın itfaiyede geçirdiği günü hatırladı ve itfaiye müdürlüğüne telefon açıp Bora'nın bu dünyaya veda ederken yanında, özel kıyafetleri içinde bir itfaiyecinin bulundurulmasının mümkün olup olamayacağını sordu.
İtfaiye Müdürü;"Bundan daha iyisini de yapabiliriz. Beş dakika içinde oradayız. Bana bir iyilik yapar mısınız?  Sirenlerin çaldığını duyduğunuzda, yangın olmadığı anonsunu yaptırabilir misiniz? Sadece itfaiyecilerin önemli bir meslektaşlarını ziyarete geldiklerini söyleyiniz. Ve lütfen onun odasının penceresini açınız" diye yanıtladı. Yaklaşık beş dakika sonra hastaneye çengel ve merdiven taşıyan kamyonet ulaştı. Merdiveni açtı ve Bora'nın 5.kattaki odasına doğru yaklaştı. Tam on dört itfaiyeci Bora'nın odasına tırmandılar. Annesinin izniyle onu kucakladılar ve ona onu ne kadar sevdiklerini söylediler. Ölümle pençeleşen Bora itfaiye müdürüne baktı ve; "Efendim ben şimdi gerçekten itfaiyeci miyim?" diye sordu."Bundan şüphen mi var Bora?" diye yanıtladı müdür. Bu kelimelerden sonra Bora gülümsedi ve gözlerini sonsuza dek kapattı.
Belki unuttunuz, belki hatırlamıyorsunuz, belki de çok duygusuz, çok katı oldunuz,
Ama bilin ki;
HAYAT; SEVGİ VE UMUT SAÇMAKTIR.
Eğer bunu okuyunca gözleriniz dolmuyorsa sizin için yapılacak bir şey kalmamış demektir...
Yok eğer doluyorsa o zaman sevdiklerinizin kıymetini bilin, tüm insanları sevin ve gerçek sevginizi ortaya koyun. Kininizi UNUTUN. (Alıntı)

++++++++
BASINDAN HABERLER… BASINDAN HABERLER..

 
TAŞ
Adam balık tutuyor. Bir elinde olta öbür eli ise bir taşı tutmuş vaziyette havada.
Kadın yanına yaklaşıyor ve soruyor.
- Oltayı anladım da bu taşı neden böyle tutuyorsunuz.
Adam:
- Bir şartla söylerim, benimle beraber olacaksın diyor. !!!!
Şartı duyan kadın kızıp gidiyor ama merakını da yenemiyor tekrar dönüp geliyor.
- Peki diyor şartını yerine getirelim ondan sonra söyle bu taşı neden böyle tutuyorsun.
Şart yerine geldikten sonra adam taşı neden öyle havada tuttuğunu açıklıyor.
- Bu oltaya sabahtan beri hiç balık vurmadı. Ama sen bu taşa düşen üçüncüsün.
 

DOYUMSUZ

Dünyaca ünlü, zengin, yakışıklı bir işadamı, İstanbul'un tanınan bir restoranında 10 kişilik rezervasyon yaptırıp masada kuş sütünün bile eksik olmamasını ister. Restoran akşam gelecek konuğu için tam teşekküllü bir masa hazırlar.
Beklenen konuk gelir fakat sadece kendisi ve omzunda bir kuş ile. Adam yavaş yavaş tabağındaki eti yer ve şarabından bir yudum çektikten sonra parmağını şıklatır, omzundaki kuş 5 dakika içerisinde masada ne var ne yok yer bitirir ve tekrar adamın omzuna konar.
Restorandakilerin şaşkın bakışları arasında adam garsonu çağırır ve masayı tekrar aynı şekilde donatmasını ister. Masa tekrar donatılır ve adam yavaş yavaş etini yer şarabından bir yudum alır ve parmağını şıklatır. Kuş uçarak 5 dakika içinde tekrar masada ne var ne yok süpürür ve adamın omzuna geri döner.
Restorandakiler iyice şaşırmışken adam garsonu tekrar çağırarak masayı aynı şekilde tekrar donatmasını ister. Artık dayanamayan garson sorar:
- Beyefendi afedersiniz ama bu nasıl oluyor bir açıklama yapar mısınız?
Adam gayet sakin yanıtlar;
- Günün birinde ihtiyar bir adama yardım ettim, meğer adam cinmiş ve benden üç dilek istememi söyledi. O zamanlar fakir olduğum için ilk dileğim çok para sahibi olmaktı, o günden beri kürekle para harcarım bitmez.
İkinci dileğim çevremde çok kadın olsundu, hiç eksik olmadılar.
Son dileğim ise "biraz büyükçe ve doyumsuz bir kuşum" olsundu, yanlış anladı P.z.v.nk!

Yayın Tarihi
05.07.2012
Bu makale 9094 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!