Bisiklet Yolu

Zaman zaman gazetelerde okuyorsunuz veya görüyorsunuzdur Büyükşehir Belediyesi kentin bazı noktalarını normal araç trafiğinden ayırarak bisiklet yolu haline getirdi.

O yolların geçtiği güzergahlardaki esnaf bu durumdan rahatsız, tepki koyuyor.

Eskiden arabasını park ediyordu veya kolaylıkla arabasını yanaştırıp mal indiriyor veya yüklüyordu.

Şimdi tabii zorlanıyor, eskiden olduğu gibi rahat davranışlar gösteremiyor.

Esnaf haklıdır veya haksızdır ikilemine girmeyeceğim, çünkü benim böyle bir sorunum yok.

Beni rahatsız eden durum rahatsız olan esnaf kendi arasında toplanıyor, konuşuyor, eleştiriyor, gazetelere demeç veriyor, bisiklet yolunun kaldırılmasını istiyor.

Oysa Büyükşehir’in yapmış olduğu bisiklet yolunu kullanan ve memnun olan hatırı sayıda insanlar var.

Trafikte her gün tehlike altında bisiklet kullanırlarken, şimdi Büyükşehir’in yapmış olduğu bu çalışmayla daha tehlikesiz bir şekilde araçlarını kullanıyorlar.

Bu arkadaşların çoğu da kendi aralarında örgütlüler.

Sorum şu esnaf Büyükşehir’e bu konuda baskı yapıp bu yolun kaldırılmasını talep ederken siz bisiklet kullanıcıları neden örgütlü bir şekilde ortaya çıkıp bu uygulamadan biz memnunuz demiyorsunuz.

Yarın esnafın baskısından bunalan Büyükşehir bu kararından vazgeçerse haksız mı olur?

Aynı olay yine belediyelerin engelli vatandaşlar için yaptığı yerler için de geçerli.

Görmeyen vatandaşlar için şeritli yollar yapılıyor, esnaf bu şeritlerin üzerine mal koyuyor.

Yalnızca esnaf mı? Bir bakın Merkez Bankası’nın önüne. Haftanın beş günü en az iki saat bütün kaldırım kapalı. Bırakın engellileri sağlıklı vatandaşlar bile tramvaydan zor kurtarıyor kendini.

Bu kentte engelli vatandaşların örgütü yok mu niye sesinizi çıkarmıyorsunuz?

Nihayetinde belediyeler siyasi yapılardır, siyasetçiler yaptıkları işi halkın beğenisine sunarlar ve buradan oy toplamak isterler.

Herkes sorunlarına sahip çıkma geleneğini başlatmazsa siyasilerin, başkanların doğru veya yanlış tepkilerden dolayı geri adım atması kaçınılmazdır.

Hem bisiklet kullanıcılarının, hem de engelli vatandaşların kendi sorunlarına sahip çıkması gerekir.

Haydi bakalım bisiklet, motor kullananlar bu yollar kalsın mı kalmasın mı?

Bekliyoruz tepkilerinizi.

 

MEZARLIKLAR VAZGEÇİLMEZLERLE DOLU

 

Geçenlerde kendisi Belediye Meclis üyesi olan bir tanıdığa rastladım.

İsim veremem şık olmaz, ama bu yazıyı okursa kendisinden bahsettiğimi hemen anlayacaktır.

Nasılsın iyi misin faslından sonra benim Muratpaşa Meclis üyeliğime aday adayı olduğumu duymuş olmalı ki, ilkönce hayırlı olsun dedi arkasından keşke aday olmasaydın çok zor bu işler dedi.

İnan işimizi yapamıyoruz koşturmaktan çok yoruluyoruz, insanın ailesi ve işi aksıyor dedi.

Demek ki zorlanıyorsun dedim.

Evet dedi.

Sen bu dönem meclis üyesisin meclis üyeliğinin nasıl olduğunu zorluklarını gördün.

Madem bu kadar zor geliyor neden bu dönemde dosyanı verdin aday oldun dedim?

Kem küm etti tutmadı bu sefer bana kalsa asla olmazdım ama kime bırakacaksın dedi.

İşte bütün koltuk sevdalılarının kullandığı bayatlamış laf bu kime bırakacaksın.

Yıllardır ADD ve ANSAN’ da yöneticilik yaptım, liste hazırladım kazandım, kaybettim.

Öğrendiğim en önemli şey herhangi bir koltuğa oturan asla o koltuğu bırakmak istemiyor.

Gerekçe hep aynı bana kalsa bir gün bile durmam ama kime bırakıp gideyim, ben gidersem buraları çok fena olur, güvenecek kimse yok.

Oysa kendisi de o koltuğu birisinden devraldı, ondan öncesi de vardı, ondan sonrası da olacak.

Herhangi bir derneğin, kurumun, partinin ilkeleri, tüzüğü doğrultusunda yapılan çalışmalar hizmet çalışmalarıdır.

İnsanlar yaşamlarını düzene koyup kendilerini hazır hissettiklerinde bu sorumlulukları alıp inandığı değerler uğruna mücadele etmek isterler.

Biz buna hizmet yarışı deriz, hizmet yarışı kişinin ailesini, ekonomisi, yaşamını zorlaştırmaya başladığında rahatlıkla çekilebilir ve koltuğunu bir başka arkadaşına devredebilir.

Demokrasi budur ama hem zorlanıyorum, çok zor, ekonomik kayba uğradım palavraları ile koltuğa çakılıp kalmak çok da ahlaklı bir davranış değildir ayrıca kimse bu tür saçmalıklara prim vermez, inandırıcılığı yoktur bu söylemlerin.

Başka argümanlar bulmak lazım artık.

Mesela ben başarılıyım, işimi iyi yapıyorum demek daha doğrudur.

Yayın Tarihi
09.09.2013
Bu makale 5394 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!