Bilmek istiyorsanız Sayın Menderes başkan sizinle ilgili ne düşündüğümü hepsini anlatacağım…
Ben size oy vermedim. Ama komşularım vermişlerdi…
Benim her türlü çabama rağmen döndürememiştim onları. İnanmışlardı sizin yumuşak duruşunuza, verdiğiniz sözlerin ardında duracağınıza, sana oy verse de vermese de herkesi kucaklayacağınıza, hayallerinizin Antalya için olacağına.
Olmadı Sayın başkan, dedikleri gibi olmadı. Ben zaten inanmıyordum Onlarda artık inanmıyor size…
Hani Antalya için düşünecektiniz Sayın Başkan, yaptığınız ve hayal ettiğiniz her şey bu şehir için olacaktı.
Dünyanın hangi büyük şehrinde buradakilerin tabiriyle “battı-çıktı”lar var, dünyanın hangi büyük şehrinde üst geçitleri gördünüz gittiğinizde, hangi şehirde trafik ışıkları 120 saniye kırmızı yanar. Dünyadaki hangi kentte neredeyse her 150 mt de bir kırmızı ışık var? Ve her 150 mt de bir hız kesiciler?
Dünyanın hangi şehrinde gördünüz Sayın başkan şehrin içinde kaldı denilen stadın tekrar şehrin içine yapıldığını hem de Antalya’nın en değerli arazisi üzerine. Adına otuzküsür bin kişilik Avrupai bir stad yapıyoruz kandırmacası içinde kimlere rant sağlandığını merak ediyorum.
Sayın Başkan, mevcut dolmuşları baştan sona yenilettirdiniz, hepsinin içine LCD TV koydurttunuz. Bunlar bedavaya mı yapıldı ve ANTKART zorunlu uygulamasını başlattınız. Bunlardan hangisi halkın çıkarınaydı. Hala ANTKART halkın cebindeki parayı çalmanın bir yolu olarak uygulamada.
Dünyanın hangi büyük şehrinde; havaalanını, iş merkezlerini, hastaneleri, okulları, üniversiteyi birbirine bağlamayan bir toplu taşım uygulaması var başkan merak ediyorum. Artık umut değil insanların beklentisi. Herkes isyan ediyor. Yaşayan herkese borcunuz var esnafından, arabası olana, hatta öğrencisinden, emeklisine kadar.
Ben eskiden bir depo mazot ile bir ay evimden işime gidip gelirdim, şimdi 20 günde bitiyor. Sebebi başarısız projelerinizden dolayı her noktada saatlerce beklemek. Bu farkı bana ve herkese vermek, ödemek zorundasınız Sayın Başkan..
Benim öğrencilerimden sınav kaçıranlar oldu. Ve biz onları sınava alamadık sebebi sizin karmakarışık hale gelmiş ulaşımınız. Onlara bir özür borcunuz var bilesiniz Sayın başkan.
Yavuz Özcan Parkının devamını kime yaptırtınız bilmem ama belli ki yapan ve tasarlayan kişi kırmızı tuğlayı çok sevmiş. Falezlerin üstündeki o güzelim parka kırmızı ağır geldi Sayın başkan, yakışmadı. Avrupa Kenti kırmızı tuğlalara mahkum edildi.
Atatürk Parkı ha keza. Aynı şekilde. Taş yığını haline getirildi.
Belediyelerin temel görevi yaşanılacak bir şehir yaratmaktır. Her yeri satılabilir işletme konumuna dönüştürdünüz. Eşiyle dolaşmaya çıkan birinin oturacağı bir bank bile kalmamış durumda.
Elbet hesap sorulacak. Elbet hesabı sorulmalı bunların hepsinin. Bildiğimiz tek hesap sorma biçimi “oy vermemek”tir. Siz de yarın oy istemeye geldiğinizde hangi yaptıklarınızla oy isteyeceksiniz Sayın başkan.
Başkalarını kömür ve makarna vererek kandırabilirsiniz ama beni değil. Beni ancak nitelikli hizmet yaparak kandırabilirdiniz ama o fırsatı kötüye kullandınız.
Matbaa da bu zihniyetteki kişilerce iki yüz sene sonra getirilmişti Osmanlıya. Matbaa modernizimdi, cesaretti, korkusuzluktu, bilgiydi, cahillikten kurtulmaktı.
Duymak istersiniz diye söylüyorum size Sayın başkan. Duymak istemezseniz, ki bunu görevde kaldığınız sürece yaptınız, bildiklerinizi yapmaya devam ediniz. Mart kapıdan elbette size de baktıracak…