Berlinden sevgilerle...

Günler çabuk geçiyor doğrusu, göz açıp kapatıncaya kadar Berlin Turizm Fuar’ının sonuna geldik. Geçen yazımda herkes memnun ve mutlu demiştim ancak sorgulamalarımı arttırdıkça bilgiler farklılaştı.

Her nekadar Alman pazarı Türkiye satışlarında, özellikle büyük tur operatörleri açısından, Mart ayı itibariyle geçen yıla göre %20 nin üzerinde ciddi bir artış gösteriyorsa da, bunun bölgeler ve tesisler itibariyle dağılımında farklılıklar göze çarpmakta. Göz önüne alınması gereken diğer bir hususta bundan sonraki satışların aynı hızla devam edip etmeyeceği!

Almanya satışlarının, özellikle Side ve Alanya bölgelerine yoğunlaştığı, bir nebzede Lara ve Kundu bölgesini kapsadığı, buna karşılık Belek, Kemer ve Antalya merkezde, tesis bazında bazı istisnalar olsada, fazla bir gelişme olmadığı, hatta geçen yılın altında rezervasyon alan tesisler dahi bulunduğu, görülmekte. Diğer taraftan, henüz ön rezervasyonlardaki yoğunluk nedeniyle satış durdurduğunu açıklayan bir tesis te yok...

Hatırlarsanız orta Avrupa pazarında bu gelişmenin beklenmesi gerektiğini 15 Eylül 2007 tarihli “Antalya Turizminde 2008’e Bakış” başlıklı yazımda belirtmiş ve 2008 in çok verimli bir yıl olacağını vurgulamıştım.

Avrupa pazarındaki bu gelişme, şimdilik her bölgeyi ve tesisi kapsamasada, rezervasyon akışlarının yüksek seyrine devam etmesi halinde, bütün bölgeleri ve tesisleri olumlu etkileyecektir. Çünkü, orta Avrupa pazarından yüksek rezervasyon alan tesisler, bir süre sonra hızlanacak doğu Avrupa, Rusya ve Orta Doğu pazarlarına ve onları takip edecek iç pazara yeterince yer veremeyecekler, bu pazarların satışları da şimdilik çok verimli gözükmeyen bölge ve tesislere kayarak, Antalya’nın tümüyle çok iyi bir sezon geçirmesini sağlayacaktır. Umarız beklenmedik bir “mücbir sebep”le karşılaşılmaz ve Antalya özlediği gibi örnek bir sezon yaşar... Ben bu sene özellikle otelcilerin yüzünün güleceğinden eminim. Darısı gelecek senelerin başına....

Bu arada uzun yıllardır yazılar yazdığım bir turizm dergisi adına, Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü “UNWTO” genel sekreter yardımcısı Taleb Rıfai ile yaptığım mülakattan bazı önemli vurguları sizlerle paylaşmadan geçemiyeceğim. Türkiyeden geldiğimizi öğrenince bizi çok sıcak kanlı karşılayan bay Rıfai’nin söze başlamadan önce, aslen Ürdünlü olduğunu ancak annesinin Türk olduğunu gururla vurgulaması çok hoşumuza gitti. Ardından Turizmle ilgili sorularımıza çok açık ve içten cevaplar verdi; Öncelikle, Dünyada turizm hareketinin 2020 yılına kadar %4 ile %6 oranında artışlar göstereceğini ve sonraki on yıllık dönemde bunun artarak süreceğini tahmin ettiklerini; 2007 yılının 2006 ya göre %6 artışla 900 Milyon turiste ulaştığını ve 2005 yılındaki 800 Milyon turistten 2 yılda gelinen bu sonucun bir rekor olduğunu; oransal olarak en büyük artışın orta doğu ülkelerinde görülmesine karşılık, Avrupanın 480 Milyon turist girdisiyle toplamın %50 sinden fazlasını oluşturduğunu ve sayısal olarakta 2006 ya göre en fazla artışın 19 Milyon turistle Avrupada yaşandığını; bu dönemde karşılaşılan, ekonomik sıkıntılar, “Kuş Gribi” ve “Deli Dana” hastalıkları, orman yangınları, kasırgalar, sel felaketleri, depremler ve bazı diğer salgın hastalıklara rağmen ulaşılan bu artışın çok daha anlamlı olduğunu; ayrıca bu verilerin önemli bir kısmının sadece Ekim sonuna kadar olan dönemi kapsadığını vurgulayan Taleb Rıfai; 2008 yılı projeksiyonlarında %3-4 oranında bir artış öngördüklerini ve bu yavaşlamayı da son dört yılda yaşanan çok yüksek artışlara dayandırdıklarını; ancak, Türkiyenin 2007 yılı turist girdilerinde %17.6 artışla genel ortalamanın çok üzerinde yer aldığını ve artış oranı itibariyle Avrupada 5. sıraya yerleştiğini ve 2008 yılında da bu sürecin artarak devam etmesini beklediklerini vurguladı. Taleb Rıfai’nin Türkiye ile ilgili olumlu görüşlerini detayları ile yazacak yerim olmadığı için, Dünya Turizm Örgütünün bu yıl ki misyonunun “İklim Değişimi” ve Turizm sektöründe bu konuda alınacak tedbirler olduğunun ve bu konunun öneminin öncelikle turizm yapan ülkelerce benimsenmesi için yoğun bir çalışma başlatılacağının altını çizip; Türkiye de faaliyet gösteren turizm örgütlerinin de bu temayı ön plana alarak, kamu oyu ve turizm camiasını bilinçlendirecek çalışmalar yapmaları dileklerimle, sizlere veda ediyorum.

Gelecek hafta yine bu köşede buluşmak ümidiyle herşey gönlünüzce olsun.