Belek için res'en planlama

Her zaman ‘yerinde yönetim’ ilkesinin kentlerin şehircilik ilkeleri, planlama esasları ve kamu yararı doğrultusunda önemine vurgu yapmışımdır.

Ancak iktidarın Bakanlar Kurulu kararı ile çıkarttığı 644 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile yerel yönetimlerin yan sıra Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’ne imar planı yapma ve onama yetkisi vermiştir.

Durum böyle olunca da yerel yönetimlerin ve kamuoyunun bilgisi olmadan bütüncül planlamadan uzak res’en imar planları ve plan hükümleri zaman zaman karşımıza çıkıyor.

Antalya, sadece turizm alanları açısından değil, tarımsal alanlar açısından, arkeolojik SİT alanları ve diğer SİT açısından ve en önemlisi coğrafi açıdan da önemli bir kentimizdir. Böyle bir kentin yerel yönetimlerin dışında bakanlıklar veya diğer kurumlar tarafından planlanması birçok olumsuzlukları da beraberinde getireceği açıktır.

Bugün, rantı çok yüksek olan ve çok çeşitliliği ile ön planda olan Belek için de res’en planlama söz konusu olmuştur.

Belek bölgesi her ne kadar 2006 yılında Bakanlar Kurulu tarafından Kültür ve Turizm Koruma Gelişim Bölgesi olarak ilan edilmiş olsa da aynı bölgede birçok farklılıklar yer almaktadır.

Belek Özel Çevre Koruma Bölgesi, kıyı kumulların biçimlendirdiği 29 km kıyısal alana sahiptir. Bölgesel özelliklere sahip geniş kumul ve orman alanları biyoçeşitlilik zenginliği açısından alanı oldukça zengin kılmaktadır. Endemik balık türü Aphanius anatoliae, endemik Serik armudu (Pyrus serikensis), Caretta caretta ve Chelonia mydas deniz kaplumbağası türleri bölgenin zenginlikleri arasında yer almaktadır.

Uydu verileri ve hava fotoğrafları üzerinde yapılan çalışmalarda toplam alanı 11.320 hektar olan Belek Özel Çevre Koruma Alanı'nın hâlihazırda yaklaşık yüzde 31’ini (3.516 ha) hassas alan, yüzde 8’ini (907 ha) doğal karakteri korunacak alan, yüzde 44.5’ini (5.027 ha) tarımsal alanlar oluşturmaktadır. Bölgenin yüzde 69’u (7.764 ha) korunacak alan, yüzde 31’i ise konut, turizm, yerleşim alanları olarak planlanmış durumda. Böyle çok çeşitlilik ev özellikle de korunacak alanların yoğun olduğu bir bölgede yerel yönetimlerin bilisi olmadan ve en önemlisi bütüncül plan dışında merkezi yönetim tarafından res’en planlama yapılmasına olumlu bakmak mümkün değil.

26 Temmuz 2016 tarihi itibari ile 30 gün süre ile askıya çıkan bin planlama söz konusu.

Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü tarafından askıya çıkartılan ise ‘Belek Özel Çevre Koruma Bölgesi’ne ait 3 (üç) paftadan oluşan 1/25000 ölçekli Çevre Düzeni Plan hükümleri olmuştur.

Biraz önce ifade ettiğim gibi plan hükümleri; 644 sayılı KHK’nin ek1/2 ve 13/A maddeleri uyarınca, Bakanlık makamının 1 Temmuz 2016 tarih ve 7268 sayılı oluru ile onaylanmış ve il müdürlüğünde de askıya çıkmış.

Belek gibi çok özel bir bölge ile ilgili 3 ayrı paftada 1/25000 ölçekli Çevre Düzeni Plan Hükümleri neyi kapsıyor? bu bilinmiyor.

Bilinmemesinin sebebi ise Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü, plan hükümlerinin askıya çıkartıldığını sadece ‘askı çıkış tutanağını resmi internet sitesinde yayınlarken, plan hükümlerini yayınlamayı düşünmemiş (!).

Dolayısı ile ‘ben yaptım oldu zihniyeti’ ile Belek Özel Çevre Koruma Bölgesi’ne ait Çevre Düzeni Plan Hükümlerinde ne gibi değişiklik yapıldığı konusunda, yerel yönetimlerin, kentin ilgili meslek odalarının ve Kent Konseyi gibi STK’ların bilgisi olmamıştır.

Rantı yüksek bir yerle ilgili bu gelişmenin ciddi anlamda sorgulanması ve gerekiyorsa itiraz edilmesi gerektiğini düşünüyorum.

Tabi ayrıca şunu da ifade etmek isterim ve ben haksız çıkarım. İnşallah bakanlık tarafından ‘Belek Özel Çevre Koruma Bölgesi’ne ait res’en yapılan /25000 ölçekli Çevre Düzeni Plan hükümleri bölgenin daha iyi korunması adına yeniden düzenlenmiştir.