Antalya
Ticaret ve Sanayi Odası’nın (ATSO) Ağustos ayı meclis toplantısında Çetin Osman
Budak: “Yeni AVM’ye asla müsaade etmeyiz” demiş.
Doğu
Garajı’ndaki çukur alana AVM ve Üniversite yapılmasının tartışıldığını belirten
Budak:
“Kent
merkezine yeni bir AVM yapılmasına müsaade etmeyeceğiz, biz 40 bin kişiyi
temsil ediyoruz, esnaf odaları 70 bin kişiyi temsil ediyor, neden bizim
fikirlerimiz alınmıyor” diye sitem etmiş.
Çıkın
sokağa, esnafla, vatandaşla dertleşin, konuşun herkes mantar gibi türeyen
AVM’lerden rahatsız.
Çıkın
siyasileri dolaşın onlar da AVM’lerden rahatsız.
Peki
Antalyalı’yı, Antalya esnafını, Antalya kent dokusunu öpen kim Allah aşkına?
Birileri
ya sahte gözyaşları döküyor veya yalan söylüyor.
Bir
kentin bu kadar önde gelen dinamikleri bu AVM olayına karşıysa hangi güç
bunların hala mantar gibi çoğalmasını sağlıyor?.
40
bin üyesi olan ATSO, 70 bin üyesi olan Esnaf Odaları bu kentte etkisiz bir güç
mü, yoksa ellerindeki gücü kullanmaktan mı çekiniyorlar?
Esnafları,
iş adamlarını bir kenara bırakalım ve siyasilere dönelim.
Ağzını
her açan AVM’lere karşı olduğunu, esnafın AVM’ler yüzünden batma noktasına
geldiğini söylüyor.
Peki
belediyelerin meclislerinde bu AVM kararlarının geçmesini hangi eller sağlıyor,
uyuyor mu bu siyasiler?
AVM’ler
her kentte olduğu gibi bizim kentimizde de gereklidir, olmalıdır ama bu
gereklilik dünya standartlarında olmalıdır.
Şimdi
benim yazıma cevap vermek isteyenler olabilir, dünyanın her yerinde AVM’ler var
diyebilir.
Biz
de olmadığını söylemiyoruz, hatta uygun şartlarda olmalıdır diyoruz.
Ama
kentin her noktasına AVM konulmaz bu dünyanın hiçbir yerinde yoktur.
Tersini
iddia eden varsa hemen kaynakları ile yazsın.
Bırakın
AVM’yi birçok ülkede esnafını korumak için adamlar aynı sokağa iki tane
kahveci, dönerci bile koymuyorlar.
Ben
vatandaşın bu AVM konusunda çok duyarlı olduğunu hissetmiyorum, hatta çok da
umurlarında değil.
Esas
tepkiyi göstermesi gereken esnaflar ise tembel ve korkak, “armut piş ağzıma düş
misali” davranıyorlar.
Hem
ATSO, hem de Esnaf Odaları başkanlarına sesleniyorum, gazetelere demeç vererek,
şikayet ederek, ağlayarak, sızlanarak, vahşi kapitalizmin gözünü kar hırsı
bürümüş temsilcilerini bu şekilde durduramazsınız.
Tepkinizi
kendinize bağlı olan esnaf ve işadamlarını harekete geçirerek, gerekirse
siyasileri tehdit ederek, ciddi eylemler ve protestolarla göstermediğiniz
sürece bu AVM akını bütün hızıyla sürüp gidecektir.
Bahsettiğim
siyasiler, iş adamları, ve esnaf temsilcileri sık sık yurt dışına gidip
geliyorlar.
Kendilerine
bir sorum var, bu kadar güzel bir kent nasıl bu kadar beton dolu bir yer haline
geldi?
Herkes
kendisinden öncekileri suçluyor, oysa Kızılderili şefinin dediği gibi son ağaç,
son kuş, son dere, son yeşil alanlar için bu kenti hep birlikte savunmalıyız.
Siyasi
çıkarlarımızı, bitmez tükenmez hırslarımızı artık bir kenara koymanın vakti
geldi de geçiyor bile.
Para
kazanmak için bu kente gelenler yarın kent yaşanmaz hale geldiğinde çekip
giderler, başka yok edecek, sömürecek yerler bulmak için.
Ama
bizler bu kenti sevenler burada kalacağız, onun için hep birlikte direnmeliyiz
son güzelliğimiz, son yeşilliğimiz için.