Ekspres
gazetesinden Mehmet Talay’ın köşe yazısının başlığı: “Bekir Kumbul ne yapmaya
çalışıyor?”
Yazıyı
okudukça hem güldüm hem de bu gazetecilik mesleğinin geldiği noktaya bakarak
inanın üzüldüm.
Allahtan
gazeteci değilim, ara sıra köşemi yazar geçerim.
Gerçekten
gazeteci olsaydım bir meslektaşımın düştüğü böyle bir durumdan dolayı
üzülürdüm.
Talay
yazısında “Ey siyaset nelere kadirsin” demiş.
Ben
de şöyle mi desem: “Ey çıkar, ey güç, ey seçilmiş, ey menfaat sen nelere
kadirsin?”
Sayın
Talay bugünlerde ortaya çıkıp Büyükşehir için çalışma yürüten Bekir Kumbul’a
aklı sıra ders vermiş, akıl vermiş.
Yazısında
özetle diyor ki: “Bekir abim benim sen Deniz Baykal’la nasıl barışırsın?
O
değil mi senin tekrar aday olmana engel olan, çoban ateşi yakmana sebep olan,
sen nasıl Deniz Baykal’ı özledim dersin?”
Bunları
derken ayrıca cinlik yaparak “seni yanıltan danışmanların sayesinde hiç de iyi
belediyecilik yapmadın” diyerek inceden inceye dalgasını geçiyor.
Şimdi
bunu ne adına yaptığına bakmak gerek, doğru bakışı yakalarsak Talay’ın neden
böyle bir yazı yazdığını daha iyi görmüş oluruz.
İlkönce
Talay CHP üyesi değil, bu konu direk CHP’nin iç meselesidir, Talay benim gibi
çaycıyım da demiyor, ne diyor?
Ben
gazeteciyim arkadaş.
Ben
de diyorum ki sen gerçekten gazeteci isen CHP’nin kimi aday gösterip
göstermeyeceğinden sana ne?
Ama
bu kentte yaşayan birçok insan Talay’ın neden Hoca’yı savunup, Kumbul’a vurduğunu
iyi biliyor.
Tek
sebebi var çıkar ilişkisi.
Bak
ben yandaş bir köşe yazarıyım, Hoca’yı benim kadar savunan oldu mu bilmiyorum.
Ben
yandaş olarak Hoca’yı desteklerim sadece siyasi düşüncemle uyuştuğu için.
Bana
birisi senin de çıkarın var dedi mi, hemen sorarım ve büyük laflar ederim benim
Büyükşehir Belediyesi’nden beş kuruş nemalandığımı ispat edene boynumu uzatırım
vurulsun diye.
Benim
herhangi bir yakınımın aile üyemin belediyede çalıştığına dair bir belge verene
de aynı cümleyi kurarım hatta Antalya’yı terk eder giderim ben arlı adamım.
Peki
ben aynı soruyu sorsam cevap gelir mi veya nasıl gelir.
Hikayeyi
bırakalım konuya geri dönelim, yerel seçimlerde bu arkadaşın en büyük adayı
mevcut başkan Menderes Türel’di.
Çünkü
Menderes Başkan’ın başkanlık döneminde belediyeye yine yakındı bu arkadaş.
Hoca
aday olarak ortaya çıktığında seçimi Türel’in kazanacağına sonsuz inanan bu
arkadaş Hoca’ya akıl almaz bir şekilde saldırıyordu.
İşte
arkadaşın o günlerde yazdığı muhteşem yazıların başlıklarından bir demet.
Akaydın’dan
Başkan olur mu? -CHP’liler hala kös dinliyor. -Uyurken kıçını kaşıyanların
uyandığında parmağı kokar. -İşportacı gazetecilere ithaf olunur. -Bazı ibiş
gazeteciler.
-CHP
hiçbir şeyden çekmedi nasırından çektiği kadar. -Alın teri ve kolay para.
-Akaydın’ın
anketinden Türel çıktı. -Hoca projede çuvalladı. -Türel’in projeleri sosyal
projelerdir. -Bunların neresi mega proje. -Akaydın Hoca Türel’i tebrik etmeli.
-Akaydın
gerilim aktörüdür. -CHP Akaydın’la fırsat tepti. -Akaydın şu soruları
cevaplasın.
-Akaydın
Hoca ve Papik Nuri. Son yazısı işte buydu arkadaşın: Papik Nuri.
Papik
Nuri’yi merak etmiş olabilirsiniz Sivas’ta yaşayan bir deliymiş bu Papik Nuri.
İşte
CHP’ye ve CHP’nin adayı Akaydın Hoca’ya başlıklarını okuduğunuz yazılarla
amansız bir şekilde saldıran Sayın Talay şimdi ne oldu da “Akaydıncı” oldu?
Ne
demiştik yazının başlarında çıkar, kahrolası güç odakları, hatta faiz lobisi,
dış güçler diye sıralayıveresim geliyor ama beni Yiğit Bulut’a benzetirsiniz
diye korkumdan diyemiyorum.
Sayın
Talay bu yazıyı yazdı diye Hocam arayıp ellerine sağlık Talay demiş midir acaba
diye de düşünmekten kendimi alamıyorum.
Ben
olsam Hocamın yerine inanın utanırdım, beni Talay savunuyor diye.
Benim
bildiğim tanıdığım Hocamızı biz savunuruz, hem de hiçbir karşılık beklemeden.
Gelelim
Talay’ın siyasi tespitine; aynen doğrudur, ben de Bekir Başkan’ı çok sever
sayarım.
Ama
şu anda kendi partisinden birisi belediye başkanı iken onun ortaya çıkması
bence de doğru değildir ayrıca Sayın Baykal’ın Akaydın Hoca ile ilgili
düşünceleri bellidir.
Dikkat
etmesinde, bir oyuna gelmemesinde yarar var diye düşünüyorum Bekir Başkan’ın.
Gazetemize
yaptığı ziyarette Sayın Akaydın’ı başarılı bulduğunu söylemiş bir insandır.
Yani
dobradır Bekir Başkan.
Bekir
Başkan’la, Deniz Baykalın neden barıştığını sorguluyor, biz de Akaydın hocayla
Mehmet Talay arada bu kadar hin, art niyetli, doğru olmayan, hakaret dolu,
alçaltıcı yazılar ortada dururken ve hiçbir özür dilenmemişken niye barıştı
diye yıllardır sorguladık durduk.
Bence
Bekir Kumbul’la, Deniz Baykal’ın barışması kadar doğal bir olay yoktur.
Ama
Akaydın Başkanın o iğrenç ve utanç yazılarından sonra Sayın Talay’la barışması,
hatta ne barışması kanka olması, sırdaş olması benim her zaman midemi
bulandırmıştır.
Bu
yazıdan birileri vazife çıkarmasın benim Sayın Talay’la asla hiçbir düşmanlığım
yoktur.
Hayatın
hiçbir alanında düşüncelerimizden öte çıkarsal bir çatışmamız da yoktur.
Ben
herkesin ektiğini biçmesini ve ettiğini çekmesi gerektiğine inanırım.
Her
zaman gücün yanında yer alanlara ve bu imkanı tanıyanlara karşıdır tavrım.