Barışmam da barışmam!

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, geliş günü ve saati milletvekillerinden bile saklanan iki günlük Antalya ziyaretini partililere yönelik konuşması ile tamamladı..

Kılıçdaroğlu’nun Muratpaşa Belediyesi Kültür Salonu’ndaki toplantısına CHP’liler büyük ilgi gösterdi.

Salona sığmadılar, çok sayıda CHP’li dışarıda kaldı, salona girme şansını yakalayanların çok büyük bölümü ise Kılıçdaroğlu’nu ayakta izlemek zorunda kaldı.

CHP liderinin Muratpaşa’daki konuşmasının tamamını genel siyasete ayırması da dikkat çekiciydi..

Oysa CHP’liler Kılıçdaroğlu’nun Antalya’nın sorunlarına değinmesini bekliyorlardı.

Bunun ötesinde CHP’li belediyelere yönelik baskı, yıldırma ve itibarsızlaştırma çabalarına da değinmesini bekliyorlardı.

Bunun da ötesinde CHP’liler Genel Başkan’dan bir türlü durulmayan, kendisinin de katıldığı 4 saatlik toplantıda iyice gerilen İl Başkanı Özer Ülken ile Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın arasındaki sürtüşmeyi yumuşatacak, yüreklere su serpecek türden bir konuşma yapmasının beklentisi içindeydiler.

Devamında ise Akaydın ile diğer belediye başkanları arasındaki soğukluğu gidermede parti tabanına görev düştüğünü vurgulayan mesajlar vermesini bekliyorlardı o da olmadı..

Bir diğer önemli nokta da Kılıçdaroğlu’nun Muratpaşa Belediyesi Kültür Salonu’ndaki toplantısının ardından seçilmişlerin katılımı yapılan ikinci toplantıdan belediye ve il genel meclisi üyelerinin büyük bölümünün haberdar edilmeyişiydi..

İletişimsizlikte kimlerin ihmali var, ya da neden belirli isimlerin dışında diğer seçilmişlerin çağrılmadığı da yanıt bekleyen sorular arasında.

Şurası yadsınamaz bir gerçek ki CHP’nin asıl sorununun sevgisizlik olduğu dün bir kez daha ortaya çıktı..

Bir bölüm partili Kılıçdaroğlu’nun CHP’lilerle buluşmasının neden Muratpaşa Belediyesi’nde gerçekleştirildiği sorgulayıp, olayı bir siyasi yarış, siyasi bir rant arayışına döndürme çabasına girdi.(Son günlerde CHP’de kimi küskünlerin bile canciğer kuzu sarması oldukları söyleniyor da)

Daha önce de yazdım, Antalya’da pek çok gelişme yaşanıyor; kabul edilemez olaylar birbirini kovalıyor, medya sadece ve sadece CHP’li, CHP Antalya Örgütü’nü yazıyor..

Eline kalemi alan da CHP’yi nasıl yıpratırdım, kamuoyu önünde nasıl tartışılır hale getiririm, bu tartışılır durumunu nasıl sürdürürüm arayışına giriyor.

Sanki diğer partilerde hiç tartışma yok, hiç iç çekişme yaşanmıyor..

Sanki iktidar partisi AKP’de her şey güllük gülistanlık ta bir tek CHP’de hava parçalı bulutlu..

Sanki MHP’de reisler arasında bir post kavgası yok, kazan sadece CHP’de kaynıyor.

Medyaya ve CHP’ye yönelik yazılarından nemalananlara parti içinden de sürekli bilgi taşıyanlar olduğu da açık seçik ortada..

Son örnek Kılıçdaroğlu’nun CHP’li belediye başkanlarıyla Dedeman Otel’de İl Başkanı Özer Ülken’in de katıldığı toplantıyla ilgili bilgilerin medyayla yansımış olması..

Aslında bu tür yazılara yabancı değiliz..

Medyaya belediye meclisi gurubu toplantılarında ne konuşulmuşsa noktasına virgülüne, hatta katılımcıların giysilerinin rengine kadar verildiğini anımsıyoruz.

Kılıçdaroğlu’nun “konuşulanlar burada kalsın’ ricasına rağmen belediye başkanlarının oturdukları yerlerin bile sızdırıldığı bir süreçte CHP Antalya örgütünün ne denli sıkıntılı bir süreç geçirdiğini anlatmaya daha fazla gerek yok.

CHP’de basın üzerinden mesaj vermek, partiyi bası arıcılığıyla tartışma ortamına çekmek moda haline geldi.

İşte böyle bir ortamda CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun televizyonda halka hitap eden bir konuşmayı tercih etmesi CHP Antalya örgütüne heyecan katmadı, beklentilere cevap olmadı, tersine kaynayan kazana biraz daha ateş atılıyormuş hissi uyandı..

En önemlisi de bir genel başkanın ısrarına ve isteğine rağmen Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın’ın amiri konumundaki CHP İl Başkanı Özer Ülken’le partililerin huzurunda barışmaya yanaşmamış olması..

Dursun Gündoğdu’nun Günhaber’de yazdığına göre Akaydın, Kılıçdaroğlu’nun barışma önerisini şu sözlerle geri çevirmiş : (Aslında bu bilgileri kimin sızdırdığını bilmek için kahinlik olmaz gerekmez)

“Sayın genel başkanım, bu adamla hiçbir zaman el sıkışmam. Bir araya gelmem mümkün değil. Ve, size şunu söyleyeyim; hayatımda böyle bir duyguyu inanın ilk kez bu adama karşı yaşıyorum. Nasıl değerlendirirseniz değerlendirin, beni ruh hastası olarak kabul edin. Ama bu adamla el sıkışmamı beklemeyin.”

Başka söze gerek var mı

Yayın Tarihi
14.11.2011
Bu makale 4364 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Kayıtlı Yorumlar
cok da önemli yaa isder barışsınlar isder barışmasınlar nasıl olsa aynı hamam aynı tas,sanki kılıncdar oglu ile gürsel tekinin arası düzgün onlarda kavga ediyorlarmış.NASIL OLSA İKDİDAR DA OLMAYACAKLARINA GÖRE NAPARLARSA YAPSINLAR COK DA TIN. ANTALYA KAYBETDİ ZATEN KAYBETDİGİ KADAR.

mustafa kocak 15.11.2011

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!