Bana göre doğrular

Hayat; inişleri çıkışları olan, ama sürekli tırmanılan bir yokuştur. Yorulmaya, dinlenmeye ve bıkkınlığa izni yoktur. Durmadan yürünmek zorundadır. Hiçbir zaman zirveye erişilemez. Düze çıkıldığı sanıldığında ise sona ermiş demektir.

                                                        ***

Zaman su gibi akıp gider; Durdurulamaz, tutulamaz ve geri getirilemez. Değerini bilemeyenler ve boşa harcayanlar, onunla birlikte kaybolup giderler.

                                                        ***

Mutluluk; göreceli, karmaşık ve doyumsuz bir kavramdır. Kaynağı sevmek ve sevilmektir. Bazen insanlara burnunun ucu kadar yakın, bazen Everest Dağı kadar uzaktır. Az şeyle ulaşılabileceği gibi, eldeki bütün olanaklara karşın hiç erişilemez de. Çok zor kazanılabileceği gibi, çok da çabuk kaybedilebiir. Yaşanabilmesi; görülebilmesine bağlı olup, akıllı ve tutarlı olmayı, yetinmesini bilmeyi  ve nankör olunmamasını gerektirir.    

                                                         ***

Sağlıklı olmak; bedensel ve fiziksel olgulardan çok, ruhsal değerlerin ön planda ve değerli olduğu bir kavramdır. Kaynağı huzurdur. İlk koşulu sağlıklı düşünmek ve tanrının verdiklerine şükredebilmektir. Sonra da; akıl, mantık ve irade ile hareket edilmesi, abartılardan kaçılılması, dayanma gücünün kullanılması gerekir. Her insan sağlıklı yaşam koşullarını kendisi sağlar.

                                                        ***

İyi niyetli olmakla aptallık arasında; bazen zor görülebilen, bazı kereler de hiç fark edilemeyen, son derecede ince ve soluk renkli bir çizgi vardır. Bu nedenle; iyi niyetli insanlar, çoğu kez aptal gibi görülür. Hatta, eğer yaşları biraz ilerlemiş ise bunak olduklarına bile hükmedilebilir.

                                                        ***

Bencillik ve çıkarcılık toplumsal değerlerin en önlerinde yer almaya başladılar. Çünkü insanlar gittikçe doyumsuzlaşıyor ve sadece kendilerini düşünüyorlar. Bu durum politikacıların son derecede işlerine yaramaktadır. Kendilerini yormadan ve fazla zahmete katlanmadan, bir avuç yemle çok sayıda balık avlama olanağı buluyorlar. Böylece, iyi niteliklere sahip olmaları da geremiyor. Bunlara ek olarak; atılan birkaç nutuk toplumu uyutmaya yetiyor. Dürüst ve ilkeli olmanın ne gereği var adam !...

                                                        ***

Vefa, insan olmanın en önünde yer alması gereken duygulardan biridir. Olmadığı yerde nankörlük başlar ve vefasızlık nedeniyle yaşanan olumsuzluklar, ucu açık olarak ihanete kadar uzanabilir. Günümüzde bunun pek çok örnekleri yaşanır olmuştur. Neredeyse artık Vefa, sadece İstanbul’da bir semtin adı olarak kaldı. “Vefa Bozası” nın adı bile belleklerden silinmek üzere. Eğer bir gün, birileri çıkıp, kötü çağrışımlara neden oluyor diye “Vefa” nın adını değiştirmeye kalkarsa şaşmamak gerek. İşte şimdi bunun tam zamanı.

27 Mayıs 2013

Not: Meğer bu gün 27 Mayıs İhtilali’nin yıldönümü imiş. “Cemal Aga” nın ruhuna fatiha!...

Yayın Tarihi
27.05.2013
Bu makale 7674 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!