SUBAŞININ BAKIŞI

Balyoz Gibi Karar

Askerin siyaseti biçimlendirmesi ve bu konuda kendisini görevli sayması bir hevesten ibaret değildir!

En az yüzyıla yakın derinliği ve kökleri vardır. Eğitim ve ezberler bunu destekler niteliktedir. Bu gün bile evladını askeri okullara veren ebeveyn onun nasıl bir eğitim aldığını bilmez. Müfredatı, sivil denetimin dışındadır. Askeri harcamalar da hala Sayıştay denetiminden uzaktır.

Asker siyasete ve siyasetçiye güvenmemiştir!  Hem Osmanlı’da hem Cumhuriyet döneminde iktidarları deviren anlayış bu gün de darbe planlarına devam etmiştir. Medyayı ve aydının önemli bir bölümünü yanına çekmekte zorlanmadığı için siyaseti biçimlendirmeleri zor olmamıştır. Siyasetçiler de, geçmişte başbakan ve bakanları astıran darbelerin kararlılığından doğrusu çekindikleri için direnmeyi düşünmemişlerdir.

Asker, iç siyaseti dizayn etme kararlılığını hiç terk etmediği için değişen toplum ve insan yapısını kısacası değişen çağı doğru okuyamamıştır. Hatta asıl görevi olan düşmanlarına karşı caydırıcı dinamik bir güç olma özelliği de bu yüzden zaafa uğramıştır. Eski Genel Kurmay Başkanı Işık Koşaner internete düşen ses kayıtlarında bu gerçeği çok açık biçimde vurgulamıştı.

Yine eski Genel Kurmay Başkanlarından Hilmi Özkök’de Balyoz plan seminerinin amacının dışına çıkarak siyasi iktidara yöneldiğini vurguluyor ve kararın sürpriz olmadığını açıklıyordu.

Kimileri Özkök paşayı suçluyor! Balyoz plan seminerinin bir darbe planı olmadığını söylese yargının görüşü mü değişecekti? Aksine bu plan semineri senin emrinle yapılmışsa sen de bu suça en başta ortaksın denilecekti! Darbelere karşı olan bir komutanın arkadaş hatırına darbe suçunu üstlenmesi düşünülebilir mi? Hala yeni tanıştığımız bu suçun vahametini anlamış değiliz. Bu suçun teşebbüsü bile müebbet hapis ile ceza ile cezalandırılır. Eksik teşebbüs sayıldığı için 20 yıl ile cezalandırıldılar. Yüzlerce kişi… İyi yetişmeleri için devlet ve millet kıt imkanları içinde her fedakarlığa katlanıyordu. Aslında çoğu ölümü göze alıp savaşmış kahraman… Onlar için aileleri için üzülmemek elde değil. Sonuçta bizim insanlarımız… Bizim subaylarımız… Kötü bir eğitimin gerçekçilikten uzak kötü ezberlerimizin kurbanları… Toplumdan ve değerlerinden uzak ve onlara kuşkuyla bakmayı öğrettiğimiz subaylarımız!

O kadar kendilerine güvenle hareket etmişler ki her ayrıntıyı anlayabildiğim kadarıyla hem belgelemişler hem kayda almışlar ve nasılsa kullanılacak diye muhafaza etmişler. Plan seminerine katılanlar, katılmayıp belge tanziminde bulunanlar işin mutfağında çalışan onlarca asker hatta sivil neredeyse asli fail gibi ceza aldı. Gerçekten balyoz gibi karar ve çok ağır cezalar…

Binlerce sayfa belge binlerce sayfa iddianame ve muhtemelen gerekçeli kararda çok uzun olacak.

Böylesine kapsamlı bir davada hataların ve insan hakları ihlallerinin yapılmış olması da muhtemel. Gözden kaçan ve Yargıtay incelemesinde ortaya çıkacak ve o nedenle bozma nedeni eksik ve hatalarda olabilir kuşkusuz!

Bu davalarda bana göre sanık vekillerinin savunma biçimi de ilginç bir temele oturtuldu. Olan biteni bir gizli elin komplosu gibi göstermeye çalışmak birçok belgeyi hayali senaryo olarak tanımlamak işi özünden uzaklaştırıp sanıkların ve delillerin tam ve ayrıntılı biçimde irdelenmesini engelledi.

‘Komplo senaryosu’ temeline savunmayı oturtmak yargılama yapan mahkeme ve bağlı kamu güçlerini de komplonun parçası görmek anlamına gelir ki Mahkeme en üst sınırda ceza vermek suretiyle Yargıya hakaret edilemeyeceğini de göstermek istedi!

Yayın Tarihi
25.09.2012
Bu makale 10991 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!