Suriye ile Türkiye arasındaki sıcak
ilişkiler, Arap Baharı öncesi nasıldı?
Bakanlar Kurulları Suriye'de ortaklaşa
toplanıyordu..
Yöneticiler ailecek sarmaş dolaştılar!
Vize kalkıyordu, iki ülke halkı, tek
ülke gibi girip çıkacaktı!
Türk yatırımcılara geniş alan açılmıştı.
Türk Tırları, Suriye üstünden tüm
Ortadoğuya erişiyordu..
Sınırın iki yanındaki halk memnundu!
Ticaretten iki yan da kazançlı
çıkıyordu.
Sonra 'Arap Baharı salgını' başladı!
Libya, Tunus, Mısır salgınla bir bir
çarpıldı!
Ateş yükseldi, baş ağrısı arttı! Başlar
düştü, ayaklar baş oldu!
Demokrasi diye diye insanlar öldüler,
yaralandılar, iktidarlar değişti!
Kurulu düzen bozuldu, yerine yenisi konulamadı!
Herkes mutsuz oldu!
Henüz kimse bu baharın nimetini
göremedi!
Yaralar sarılamadı, işler açılmadı,
geçim düzelmedi, gündelik yaşama
dönülemedi!
Arap Baharı'nın son “enfekte ettiği”
ülke Suriye oldu!
Önce Türkiye ile Suriye arasındaki sıcak
dostluk buz kesti!
Kardeş Esed, cani Esed oldu!
İç savaş çıktı! Evel Allah biz de
katkıda bulunduk! Asilere kucak açtık!
Çoluk çocuk gelip Türkiye'de 'çadır
kentlerde' tatil yaptılar!
Parası pulu olanlar şehirlere,
kasabalara yerleştiler.
İş bulup çalıştılar. Lokantalarda yiyip
içtiler!
Hesap gelince 'Recep Tayip' ödesin
dediler!
Polis bunlara birşey diyemedi.
Dedirtmediler!
Gündüz gelip dinlendiler, yaralarını
sardırdılar, geceleri silahlarıyla
şavaşa
gittiler! Türkiye'yi iç savaşın üssü gibi kullandılar!
Doğaldır ki bunların hepsi yalanlandı!
Yok böyle bir şey denildi resmen!
Esed'le külahları değişenler, batıdan
yüz bulsalardı; Suriye'ye girecekti!
Suriye
camilerinde, cuma namazı kılmaya abdest bile almışlardı! Olmadı!..
Dostluğu bozun, düşman olun diyen
Başkan Obama, “Iııh!” demişti...
Konjonktür ABD'nin çıkarlarına uygun
değildi..
Arap Baharı savaşını Suriye'de şimdilik Esed
kazanmış durumda!
Bu kez provakasyonlar başladı! Ardı
ardına bombalar patladı Reyhanlı'da!
Kim neyi umduysa, umduğunu bulamadı!
Olan ölen Türk yurttaşlarına oldu!
Perişan
ailelerine oldu! Ve Yüce Türk milletinin katlandığı çaresiz ve gereksiz acılara!.
Üstüne üstlük, bir de siyasetin alay
eden, pişkin nutuklarını dinlettiler
bize!..
Sayın Kılıçdaroğlu'nun dediği gibi, bu
sonuçlardan Türkiye'yi yönetenler sorumlu!
Düne kadar ticaretin nimetinden mutlu
insanlar, şimdi yurtlarını elleriyle yakıp
yıktılar!
Altyapıları gitti. Üretim, dağıtım düzeni bozuldu. Güven duygusu yok oldu!
Biz
bunca kaybı neyin uğruna yaşadık? Dimyata pirince giderken, evdeki bulgurdan
olmadık
mı?
Hükümeti bu çıkmaza sokanlar, şimdi
Cenevre'de pazarlığa oturuyorlar!
Bizi kullandılar! Faturayı bize
ödettiler! Anlaması gereken başladr ve hink
deyiciler
anladı mı?
Demokrasiden, özgürlükten, insan
haklarından söz edenlerin sözleri inandırıcı
olmaktan
çoktan çıkmıştı! Hepsi göz boyamak içindi! Açıkça kandırdılar!..
Türk halkı, fareli köyün kavalcısını
dinler gibi dinledi! Sahi ne anladılar!
Bu kafanın dayattığı anayasa modeline
evet diyecekler mi?
Bu
kısır siyaseti, sırtlarında kambur gibi taşıyacaklar mı? Alkol yasağı bunun
için
mi getirildi? Gündemi şişeye hapsettiler!
Arap Baharı asıl bizi vurdu! Ayık
kafayla bir düşünseler diyorum!
Sağlıcakla kalın...