Aynı İhanet

 Son yıllarda tarihi tersine anlatan, ahlaksızca çarpıtan, yalan olduğunu bile bile toplumun kendi dünyasında yaşayan kesimlerini, özelikle dindar yurttaşlarımızı kandırmak üzere yoğun bir “bilgi kirlenmesi” yaratan karşı devrimi yaşıyoruz.
 Ulusal Kurtuluş Savışımızı veren; karşı devrimci milletvekillerinin de bakan, başbakan, milletvekili olarak görev yaptıkları Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni kuran Mustafa Kemal Atatürk’e ve İsmet İnönü’ye “iki ayyaş” diyerek toplumun gözünden düşürmeye çalışan bu anlayış; tarihteki büyük ihaneti tekrar ediyor.
 “Türk Milleti” sözünü 11 yıllık iktidarında kullanmayan bu anlayış ülkemizin kaynaklarını talan ediyor, satıyor, savıyor, yağmalıyor, yandaşlara ve yabancılara yağmalatıyor.
 Bu yalanları belgeleriyle birlikte tarihin çöplüğüne gömen Mustafa Kemal Atatürk, gerçek bir belgesel olan NUTUK kitabında aynen şöyle diyor:
 “Efendiler, bilindiği üzere,  yeni Türk Devleti’nin yerini aldığı Osmanlı Devleti, uhud-ı âtika (eski anlaşmalar) adı altında bir takım kapitülasyonların esiriydi. Hristiyan halkın birçok hakları ve ayrıcalıkları vardı. Osmanlı Devleti, Osmanlı ülkesinde oturan yabancılara karşı yargı hakkını uygulayamadı; Osmanlı vatandaşlarından aldığı vergiyi, yabancılardan alması engellenmiş bulunuyordu. Devletin varlığını kemiren ve kendi sınırları içinde yaşayan azınlıklarla ilgili tedbirler alması mümkün değildi.
 Osmanlı Devleti kendisini kuran temel unsurun,  Türk Milleti’nin, insanca yaşamasını sağlayacak tedbirleri alma bakımından da engellenmişti; memleketi imar edemez, demiryolu yaptıramazdı. Hattâ okul yaptırmakta bile serbest değildi. Bu gibi durumlarda, yabancı devletler hemen işe karışırdı.
 Osmanlı hükümdarları ve çevresindeki yakınları, gürültü ve gösteriş içinde yaşayabilmek için memleket ve milletin bütün servet kaynaklarını kuruttuktan başka, milletin her türlü çıkarlarını feda etmek, devletin şeref ve haysiyetini ayaklar altına almak şekliyle bir çok dış borçlar yapmışlardı.
O kadar ki, devlet bu borçların faizlerini bile ödeyemeyecek duruma gelmiş,  dünya gözünde, iflas etmiş sayılmıştı.
 Efendiler, mirasçısı olduğumuz Osmanlı Devleti’nin dünya gözünde hiçbir değeri, fazileti ve haysiyeti kalmamıştı. Devletler arası hukukun dışında tutulmuş, sanki himaye ve korunmaya muhtaç bir duruma gelmiş gibi kabul ediliyordu.” (*)
 Bugün Türkiye’yi yöneten anlayış, Osmanlı’yı yücelten, Cumhuriyeti kuranları küçültmek için elinden gelen her türlü alçakça saldırıyı yapan bir konumdadır.
 Övdükleri Osmanlı İmparatorluğu’nun ve yöneticilerinin son aşamada ne aşağılık durumda olduğunu NUTUK belgeleriyle ortaya koymaktadır.
 Tarih tekerrürden ibarettir derler. Bugün yaşadıklarımız da tarihin tekerrüründen ibaret. Osmanlı’nın son döneminde ihanet eden bir padişah vardı, Adalet ve Kalkınma Partisi; iktidarının son döneminde Türkiye’yi bölünme noktasına getirmiş, Doğu Anadolu Bölgesi’ni PKK’ya teslim etmiş, Türk Aydınlanması olan Türkiye Cumhuriyeti’nin temel dayanaklarını bir bir yok etmiştir.
Şimdi sanki aynı durum yinelenmekte ve ülkeyi yöneten iktidar sadece kendi çıkarlarını düşünerek, halka ihanet etmektedir.
 Bu durumda;  iktidarın sonunun, Vahdettin’in sonundan çok farklı olmayacağı açıktır.
Türk Halkı, AKP’nin “benden sonra tufan” anlayışını asla kabul etmeyecektir.
 

*NUTUK, Mustafa Kemal Atatürk
Sayfa 502

Yayın Tarihi
07.02.2014
Bu makale 7233 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Kayıtlı Yorumlar
Sayın Gürkut Acar, yaşadığımız süreci iyi tahlil etmenin yanı sıra, geçmişi de,Nutuk ile gözler önüne sermektedir. Osmanlı Hanedanını, bu millete ihanet etmesine rağmen, büyük kurtarıcının, o yokluk içinde, savaş yaralarını saramamış olmasına rağmen canlarını bağışlayıp, her bir saray mensubuna 2 şer bin paunt vererek, mülklerini satma imkanı sağlayarak sürgüne göndermesi, hak etmedikleri, insancıl bir tutum olmasına rağmen, günümüzde; Dedelerinin mülklerini talep ederek, mahkemeye başvuranlara, adalet layık oldukları cevabı vermeli... 1917 Bolşevik isyanında, Çarlık Hanedanının katledilmiş olduğu da göz önünde bulundurulmalıdır. Bu tür değerli yazı ve hatırlatmalarla, halkımız aydınlatılmalı, içinde bulunduğumuz aymazlık yerini gerçeğe bırakmalıdır. Saygılarla...

ibrahim ekmekci 11.02.2014

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!