Arrow ve Kent Baronları

Bütün dünyada kentlerin üretenleri, çalışanları, koruyanları olduğu gibi, bir de kentlerin kanını emen asalakları vardır.

Bunlara kent baronları denir.

İnsanlar için kentler çocuklarını büyütüp, ailesini yaşatacağı bir yerken, baronlar için kentler daha çok para kazanacakları, sömürecekleri yerlerdir.

Halk için deniz, dağ, yeşil alan, orman, hayatlarına neşe katacak yaşam alanlarıdır.

Baronlar içinse servetlerine, servet katacak yerlerdir.

Kent baronları çeşitli kılıklara girmekten çekinmeden, her siyasi oluşum içerisinde yer alabilirler, onların ideolojisi olmaz, taptıkları ve inandıkları değerler sadece para ve güçtür.

Onları bazen bir sosyal yardım kuruluşunda, bazen bir siyasi partide, bir dernek veya vakıf yönetiminde, kısaca hayatın her alanında görebilirsiniz.

Hepside kelli felli cinsindendir.

Her konuştuklarında kentin geleceği ile ilgili birçok lakırdıyı bir çırpıda önünüze serip, sizi hayretler içerisinde bırakırlar.

Entelektüel bilgilerinin azameti karşısında küçük dilinizi yutasınız gelir.

Aslında birazcık dikkatli dinleme beceriniz olsa, boş teneke gibi gürültü çıkarttıklarını fark edebilirsiniz.

Ama şekle ve şemale önem veren bir toplum olduğumuz için, konuştukları lafların dolu mu boş mu olduğunu bile anlayamayız.

Diksiyonları düzgün, kılık, kıyafet de yerinde olduğu için sorgulama ihtiyacı hissetmeyiz.

Kentin bütün ileri gelenleri ile her türlü münasebetleri vardır.

Bazen senin aylarca uğraşıp halledemediğin işi bir telefonla bitiriverirler.

Nasıl mutlu olursun işimi yaptı diye.

Kentleri aslında işte bu baronlar yönetir.

Sizin oylarınızla seçtiğiniz başkanları, seçilir seçilmez kıskaca alırlar.

Başkanlara ne kadar büyük adam olduğunu anlatırlar. Başkanların ideolojik donanımı, ahlaki ve vicdani duruşları yoksa çabuk teslim alınırlar. Sizden çok bu baronlarla görüşür, fikir, alışverişinde bulunur başkanlar.

Beş yıldızlı otellerde, şaşalı, cıvık ilişkiler ağında önerilerde bulunurlar ve yönlendirirler başkanları.

Bu ilişki sayesinde kentlerin neresinden yol geçecek, neresi ticari alan olacak, neresi ranta açılacak siz bunları ancak gazetelerde okursunuz, oysa baronlar bunu aylar, yıllar öncesinden öğrenip, servetlerine servet katarlar.

Kentin ortak değerlerini lüp lüp lüpletenler, kazandıklarının yüzde birini, hayır kurumlarına şaşalı törenlerle bağışlarlar, sosyete ve cemiyet hayatının görkemli yardım gecelerinde onları ağzınızın suyunu akıta akıta izlersiniz.

Oysa dağıttıkları paraların çoğu ananızın ak sütü gibi sizindir.

Seçilmişler etrafında öyle bir çember oluştururlar ki, o çemberi kıramaz artık seçilmiş.

Kentin baronları her insanın hoşuna gidecek aktivitilerde hep başroldedirler.

Basın dünyasında da hatırı sayılır bu baronların.

Projeleri vardır, hep kent yararına, kim karşı çıkarsa, basındaki dostları savunur onları kahramanca.

Bazen abartıp öyle yazılar yazarlar ki, karşı çıkışından utanacak hale gelirsin.

Argümanları genellikle yabancı ülkelerdendir.

Baronlar ve çanak yalayıcıları yurt dışına çok girip, çıktıkları için hep oradan örnekler verirler.

Avrupa şöyle Avrupa böyle diye.

Öyle, böyle diye diye güzelim kentlerimizi beton yığını haline getirdiler, yeşilimizi yok ettiler, doğa tahrip oldu.

Alın Antalya’mızı doğa katlediliyor, küçücük köpek parklarına mahkum olduk, yanlış planlamalar, adam kayırmalar sonucu hızla yaşanmaz bir kent haline dönüşüyor.

Hepimizin ağzında “Dünya Kenti Antalya” sloganı(!)

Güzelim Antalya’nın içine ettikleri yetmiyormuş gibi, şimdi de Barselona, Dubai yapmaya çalışıyorlar.

Kardeşim bırakın Antalya kalsın, hatta yapmayın yıkın, yıktıkça güzelleşir bu kent.

CNBC’de oynayan yabancı bir dizi ARROW.

Amerika’nın bir kentinde baronlar kentte istediklerini yapabilmek adına her türlü haltı yiyorlar.

İnsanları öldürmekten, kaos yaratmaktan bile çekinmiyorlar.

Tek başına bir kahraman bu baronlara karşı savaş veriyor dizide.

Diziyi izleyin ama bu tür kahramanlık masallarına inanmayın, kentinize sahip çıkın.

Baronların oyunlarını ancak kent gönüllüleri, kent sevdalıları bozar.

Örneği çoktur, yeter ki inanın.

 

Yayın Tarihi
16.11.2014
Bu makale 4125 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!