Antalya’da deprem olursa !

"Başta İzmir gibi büyükşehirlerimiz olmak üzere bütün bu gecekondular, kaçak binalar yıkılacak şimdiden haberini veriyoruz. Artık şehirlerimizde kaçak yapı, gecekondu, bunlara yönelik gerekirse yetkiyi tamamen Bakanlığımıza alacağız ve bu tür binalarını değiştirmeyen, bunları yıkmayanlara sormadan kamulaştırmasını yapacak ve bu binaları biz yıkacağız"

Bu sözlerin sahibi Başbakan Erdoğan.

Van depreminde binaların yerle bir olması ve 600’e yakın vatandaşımızın hayatını kaybetmesi üzerine yapılan bu açıklama hedef AKP’nin bir türlü ele geçiremediği ‘Gavur İzmir’ seçilse de tüm illeri, Başbakan’ın Belediye Başkanlığı yaptığı kaçak ve ruhsatsız binaların en çok olduğu İstanbul ile birlikte Antalya’yı da ilgilendiriyor.

Antalya’da binlerce kaçak ve ruhsatsız yapı var.

Kepez gibi bir gecekondu cennetine sahip Antalya..

Bunun ötesinde falezlerde yaşanan göçükler ve denize kayma tehdidi var.

Tüm uyarılarına rağmen falezler hala oyuluyor, deliniyor, üzerine taşımayacak yükler bindiriliyor.

Jeoloji Mühendisleri Odası Başkanı Kutlu Taner, Antalya’nın fay hatları üzerinde bulunduğunu, 100 yıldır uykuda olan, enerji depolayan Aksu fayının herhangi bir nedenle tetiklenip, Antalya’nın çok büyük bir deprem felaketini yaşamasının sürpriz olmayacağını belirtiyor.

İkinci derecede deprem kuşağında olan Antalya’da binaların büyük bölümü yaşlandığı gibi, başta kamu binaları olmak üzere pek çok yapı riskli, uzmanların uyarılarına ise kulak asan yok.

Bir dönem inşaat sektörünün gözdesi olan Antalya’da herkes müteahhitliğe soyunmuştu.

Kentin çeşitli semtlerinde yükselen binaların büyük bölümünün güvensiz olduğu, sağlam malzeme kullanılmadığı gibi, inşaat işine soyunan sözde müteahhitlerin büyük bölümünün başta kooperatifler olmak üzere bırakıp kaçtıkları da biliniyor.

Gerek kooperatifler, gerekse müteahhitzede vatandaşlar, kendi olanakları ile yarım kalan binaları bitirme uğraşına girdiler, bir bölümü tamamlandı, hala sorunlu olan, yarım kalmış, hatta çürümüş binalar olduğu da bilinen bir gerçek.

Bu endişe verici tabloya rağmen Antalya’da depreme karşı ciddi bir önlem alınmadığı ortada..

Ciddi bir denetim yapılmadığı gibi, olası bir depremde ne gibi önlemler alındığını da kimse bilmiyor.

Felaketlerden ders çıkarmayan, çabuk unutan bir milletiz..

Körfez depremi sonrasında pek çok şey konuşuldu, yazıldı ve çizildi..

Sonra hepsi unutuldu, Van depremi acı gerçekleri bir kez daha suratımıza tokat gibi vurdu.

Vurdu da Antalya deprem konusunda Allah’a emanet..

Bir felaket yaşanırsa vatandaşların nerede barındırılacağı bile planlanmış değil, göstermelik, günü kurtarmaya yönelik açıklamalar dışında gerçekçi bir çalışma yapılmadığı, önlem alınmadığı da ortada..

Tüm bunlara ilave olarak, Van depremindeki tablo karşımızda dururken, Antalya bırakın riskli ve yaşlı binaları yıkmayı, İl Özel İdaresi binası gibi kentin merkezinde bir korku abidesi gibi duran yapıyı güçlendirmek istiyor, bunun için de İl Genel Meclisi’nden karar çıkartıyor.

Antalya’da devlet otoritesinin tam olarak işlemediğine bir başka örnek Konserve Koyu..

40 bina ve bir otel falezlerdeki göçükler nedeniyle denize doğru kayıyor devlet, buradaki binaları tahliye edemiyor, ‘mal canan yongası’ diye düşünen vatandaşlar da binalarını boşaltmamak için direniyor.

Şimdi sormak istiyorum, falezlerde, Konserve Koyu’nda Cumhuriyet Caddesi’nde ve de İl Özel İdaresi binasında meydana gelebilecek bir yıkım felaketinin hesabını kim verecek..

Akdeniz GERÇEK köşe yazarı, Antalya Barosu eski Başkanı deneyimli hukukçu, Büyükşehir Belediye Meclisi eski üyesi Cengizhan Gököz, bugünkü yazısında ‘İktidarı kaybetmek pahasına da olsa kaçak ve ruhsatsız binaları yıkacağız” diyen Başbakan Erdoğan’a şu soruyu yöneltiyor:

“Yıkım fikrinde samimi iseniz, yıkılmasına karar verilen Antalya İl Özel İdaresi binasının güçlendirilerek kullanılması düşüncesinde olan ve bu düşünceye paralel olarak İl Genel Meclisinden karar çıkartan Antalya Valisi ile bu konuyu görüşecek misiniz “