Antalya turizmi nereye gidiyor? (3)

Geçen hafta, Acentelerin iflas vb nedenlerle paralarını ödeyememelerinin yarattığı krizleri en az zararla atlatabilmek için neler yapılabileceğini sizlerle paylaşmaya başlamışken, birinci önerimi belirttikten sonra yazımı kesmek zorunda kalmıştım. Bu gün kaldığım yerden ikinci önerimle yazıma devam ediyor ve bu sefer yazımı bu kadar parçalayıp, takibini ve özümsenmesini zorlaştırdığım için, tüm okuyucularımdan özür diliyorum

1) Bir zamanlar Oteller tarafından da kullanılan Teminat uygulamasına ve ödeme vadelerinin 14 günü geçmemesine işlerlik kazandırılarak, tekrar otel-acente sözleşme şartları içine alınması; Bu yolla Oteller alacaklarını daha tedbirli limitlerde tutabilirler ve zamanında yapacakları girişimlerle Acenteden alacaklarının teminat miktarını geçmemesini sağlayabilirler. Böylece, bir önceki madde ile Bakanlığın taşıyacağı yük iyice hafifletilmiş olur.

2) Yine Bakanlığın, Türkiye’ye turist getiren tüm Tur Operatörlerine müşterilerine “Seyahat” ve “Sağlık” Sigortası yaptırma mecburiyeti koyması; Bu orta Avrupa kökenli Tur Operatörleri için zaten, tüketici haklarını korumak amacıyla, kendi ülkelerinin koyduğu şartlardan birisi. Oteller de, Acentelerle yapacakları sözleşmelere aynı koşulu koyar ve belgelemelerini isterlerse, uygulamanın oto-kontrolü de sağlanmış olur. Çünkü bu sefer yerel acenteler de aynı koşulu tur-operatörleri ile yapacakları anlaşmalara koyarak belgelenmesini isteyecek ve silsile takip eden bir oto-kontrol oluşacaktır.

3) Bütün bunlara ilaveten, muhtemel Otelciler Birliği veya kurulmasına karşı çıkıp “biz varız, bize söyleyin biz çözeriz” diyen TOBB ( bünyesinde, hiç değilse acil durumlarda bu amaçla kullanılabilecek bir fon oluşturulması; Nitekim son olayda, ortada kalan uluslar arası bir kongrenin yaratacağı kriz, TOBB dan gelen maddi destekle aşılabildi...

4) Bütün bunlara ilaveten, TUROFED bünyesinde bir istihbarat ve enformasyon bölümü oluşturularak, Acentelerle ilgili tüm bilgi ve istihbaratın burada toplanması ve Otelcilerin dilediklerinde buradan Acentelerle ilgili son bilgileri alabilmeleri; Böylece, otelciler zamanında verecekleri bilgilerle, hem kendi yaşadıkları olumsuzlukların başka otellerce de yaşanmamasını sağlayabilecekler, hem de zaman içinde Acentelerle ilişkilerine ışık tutabilecek kronolojik bir bilgi birikimi sağlamış olacaklardır. Bu bilgiler zamanla bir “bilgi bankası” kıvamına gelecektir.

Yukarıda sıraladığım önlemlerden de anlaşılacağı gibi, aslında asıl sorun Otelcilerin kendi zaaflarından ileri geliyor. Önerilerimde Bakanlığı ön plana almamdaki amaç, bu yolla Otelcilerin Acentelere direnme cesaretini tekrar kazanacaklarını umuyor olmamdır. Yoksa, özellikle teminat uygulamasında tüm yük Bakanlığın sırtında kalırsa, bu işin altından kalkılamaz.

Kısacası, Otelcilerin iş işten geçtikten sonra feryat etmeleri yerine, gerekli tedbirleri alacak cesaret ve dirayeti göstermelerinin zamanı çoktan geldi ve geçmekte.

Dikkat ederseniz burada TÜRSAB’a (Türkiye Seyahat Acenteleri Birliği) hiç değinmedim, çünkü biz Bakanlıkta ve kendi içimizde çözümlerimizi doğru üretirsek, bu kuruluş ta başı sıkışan Acentelerin sorumluluğunu zaten belli ölçülerde üstlenmek zorunda kalacaktır.

Umarım, bu güne kadar Turizm sektörüne önemli katkılar yapmış olan Vasko Seyahat Acentesi sahibi sevgili Yusuf Örnek, başına gelen bu umulmadık ve üzücü olayla dahi sektöre fayda sağlar ve sektörün daha sağlam temellere oturtulması yolunda bir hareketin başlangıç noktası olur.

Bir daha böyle üzücü olaylar yaşamamamız dileklerimle, tüm değerli okuyucularıma sevgi ve esenlikler dilerim...