PROFESYONEL

Antalya turizmi nereye gidiyor?

İnternet gazeteciliği yaygınlaştıktan sonra Turizm konusunda yazı yazan, fikir üreten kardeşlerimizin sayısında ciddi artışlar oldu. Aslında bir yönü ile bu durum beni ümitlendiriyor. Zira senelerdir, her toplantıda her haberde sadece bizim dönemimizin tanıdık simalarının (ben dâhil) sesini duymak, sektördeki genç yöneticilerden yeterince ses gelmiyor olması, beni Turizmin geleceği açısından ümitsizliğe sevk ediyordu. Ancak, bu gelişme bir diğer yönüyle de beni kaygılandırıyor çünkü aklına gelen herkes bir şeyler yazma çabası içine girince anlam ve bilgi kargaşası ile karşılaşmamız kaçınılmaz oluyor.

 

Bu konuya neden girdiğime gelince; son zamanlarda Turizm amaçlı İnternet Gazetelerinde, karşılaştığım kimi çelişkili, kimi farklı başlıkla tekrarlanan yorumlar, okuyanları yormaya başladı ve bazen de yanıltıcı bilgiler içermekte.

 

Bunlardan bir tanesi, rehberlik vb. görevler yaptığı Incentive Tours (sonraki adı Intour) döneminden başlayarak 25 yıldır tanıdığım, Vasco seyahat acentesinin sahibi Yusuf Örnek’le ilgili. Turizm camiası son haftaya Vasko seyahat acentesinin iflas ettiği haberleri ve şoku ile girdi. Piyasada ve İnternet basınında bu konuda çeşitli görüş ve yorumlar var. Kimi, senelerdir soyadı ile mütenasip bir portre çizmiş ve sektörde örnek alınacaklar arasına girmiş olan Yusuf Örneğe destek verilmesini; kimi, Acentelerin batışının kendi hatalarından kaynaklandığını ve sonuçta asıl mağdurun Otel’ler olduğunu, bu durumda sıkıntıya düşen otellere yardım ve destek verilmesi gerektiğini vurgulamakta. Çarşamba günü POYD (Profesyonel Otel Yöneticileri Derneği) nin yemekli toplantısında da ana gündem bu konu etrafında döndü. “Yiğidi öldür, hakkını yeme” misali bu konunun kişisel boyutunda Yusuf Örnek, Antalya turizmine önemli katkılar yapmış, idealist ve düzgün yapısı ile sektörde ben dahil birçok kimsenin takdirini kazanmış, bir turizm neferidir ve bu özelliği ile her türlü desteği hakketmektedirÖ Ancak, konunun ticari boyutunda tabi ki Vasco tüzel kişiliği hatalıdır ve onun yönetim kurulu Başkanı olarak ta Yusuf Örnek bundan birinci derecede sorumludur. Sonuçta, ortada geri dönülemeyecek bir gerçek var, Vasco seyahat acentesi iflas etmiştir ve borçlarını ödeyecek durumda değildir. Bundan sadece turizm camiası değil yan sektörlerde faaliyet gösteren bir çok küçük esnaf ta etkilenmiştir. Geçen gün sanayide iş yaptırdığım bir esnaf; “abi Vasko acentesini biliyon mu? Epey alacağımız var, tanıyosan bize yardımcı olur musun?” diyiverdi, ne söyleyeceğimi bilemedim “elimden geleni yaparım” demekle yetindim. Kısacası, bu iflasın etki alanı sadece turizm piyasası ile sınırlı değil çok daha yaygın ancak, tedbir almakta gecikilmiş bu olay karşısında yapılabileceklerse çok sınırlı.

 

Bu, turizm sektöründe yaşanan ne ilk, ne de son olay olacak. Ayrıca iflas sadece bize ait bir olay da değil, Avrupa ülkeleri dahil Dünyanın her yerinde karşılaşılabilen bir olay. Ancak, önemli farkımız gelişmiş ülkelerin bu tür krizlerin en az zararla atlatılması yönünde tedbirler almış olmaları. Bizimde artık bu yaşananlardan ders çıkarıp, hiç değilse gelecekte bu olayların etkisini azaltacak tedbirleri almamızın zamanı çoktan geldi ve geçmekte.

 

Türkiye’de Acentelerin ödememesi halinde, borçlarını karşılayacak bir teminat müessesesi yok. Bu konuyu senelerdir çeşitli platformlarda dile getirmiş ve hasbel kader sektöre epey emeği geçmiş birisi olarak, özellikle Turizm Bakanlığı’nın bu konuya ilgisiz kalmasını anlamakta zorluk çekiyorum. Bundan nerede ise 30 yıl önce bu ihtimali düşünüp çok güzel bir tedbir geliştirmiş olan Bakanlık, özellikle son 15 yılda acentelerden aldığı uygun miktardaki teminatı arttırmayarak komik bir meblağ durumuna düşürmüş, son yıllarda tamamen unutulan bu teminatı yeni düzenlemelerinde yanılmıyorsam tamamen kaldırmıştır. Sonraları bu konuda TÜRSAB’ın bazı önlemler alması gündeme gelmiş, ancak maalesef somut parasal bir önlem oluşturulmamıştır. Artık Turizm Bakanlığının bu işe tekrar el atıp acentelere bazı yaptırımlar getirmesi kaçınılmaz görevlerinden birisi haline gelmiştir. Bu konuda Otelcilik sektörü nünde içine düştüğü atalet ve teslimiyetçi yapısından silkinip, birlikte hareket refleksi kazanıp, kendi koşullarını acentelere empoze edecek güce gelmesi, bazı tedbirleri de kendisinin alması yine kaçınılmaz bir gerekliliktir. Yoksa Otel sektörü bu olaylar karşısında boş yere feryat eden, karşılaştığı benzer olaylarla sarsılan, hatta acenteler nedeniyle kendisi de iflasa sürüklenen çaresiz görüntüsünden kurtulamayacaktır.

 

Bu haftaki köşeme daha fazlasını sığdıramadığım için, çözüm yollarını ve otel sektörünün içine düştüğü çıkmazları içeren görüşlerimi gelecek haftaki köşe yazıma sakladım. Anlayışınıza sığınır, çok daha oturmuş bir turizm sektörüne en kısa zamanda kavuşabilmek dileklerimle, tüm okuyucularıma sağlık ve huzur dolu yaşamlar temenni ederim.

Yayın Tarihi
07.07.2008
Bu makale 8819 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!