Antalya özel bir kent

İ.Ö. 2. yüzyılın ortalarında Bergama Kralı II. Attalos’un “Bana bir yeryüzü cenneti bulun” buyruğuyla kurulan ve adını kurucusundan alan Attaleia, yani günümüzün Antalya’sı.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk’te 1930’lı yılların ortasında geldiği Antalya için “Antalya hiç şüphesiz ki dünyanın en güzel yeridir” demiştir.

Antalya, 1980’li yılların ortasında turizm ile tanışmasının ardından her geçen yıl gelen turist sayısını arttırarak ülke ekonomisine ciddi katkılar sunmuştur.

Her ne kadar Rusya ile yaşanan ve bugün itibari ile normalleşmeye dönülmeye başlanan sorun yüzünden belki Antalya turizm başta olmak üzere tarım ve ticarette gerileme yaşanmıştır.

Bu sorunların üzerine, üstüne üstlük 15 Temmuz kanlı darbe girişimi ile birlikte terör örgütleri PKK ve İŞİD belası da eklenince zaten sorun yaşayan ve ufak bir olumsuzlukta bile kırılgan olan turizm sektörü ciddi yara aldı.

Belki bizler Antalya’da baktığımız zaman kentin aslında güvenli bir kent olduğunu görebiliyoruz, ama dışarıdan bakıldığı zaman ise yaşanan olumsuzluklardan dolayı Antalya güvensiz bir kent olarak görülüyor.

Antalya’nın gerçekten güvenli bir kent olduğunu aslında dünya liderlerinin katılımıyla yapılan zirvelerle de ortaya konmuştur.

Bu konuyu şunun için dile getiriyorum; OHAL Antalya Valisi Münir Karaloğlu, dün biz gazeteciler ile sabah kahvaltısında bir araya geldi ve özellikle de yapılan bazı haberlere sitem etti.

Vali Karaloğlu, siteminde haklı olabilir, ancak Antalya basını bugüne kadar özellikle terör konusunda hep duyarlı olmuştur.

Tabi, bir yerlerde bir patlama/çatlama olduğu zaman sadece gazete ve televizyonların haber yapmasına gerek kalmadan tüm dünya aynı anda olup bitenden haberdar oluyor.

Teknoloji öyle çok gelişti ki, birisi öksürse bile anında duyuluyor.

Özellikle de sosyal medyada patlama/çatlama anında yayılıyor.

Sonuç olarak, biz haberciler başta olmak üzere herkesin duyarlı olması elbette ki gerekiyor.

Ancak, ülke ve kent yöneticilerimiz başta olmak üzere herkesin, Attalos’un ‘yeryüzü cennetti’ olarak, Atatürk’ün ‘dünyanın en güzel kenti’ olarak yorumladığı Antalya’nın aynı zamanda ‘güvenli bir kent’ söylemini sürekli gündemde tutmaları gerekiyor.

Vali Karaloğlu elbette ki sadece olumsuz haberler konusuna değinmedi, Antalya’nın en önemli sorununun tanıtım ve strateji sorunu olduğunun da altını çizdi.

Antalya kendi başına bir marka ve bu marka üzerinden doğru dürüst tanıtım yapılamadığı doğrudur.

Ancak ondan önce Antalya’nın çok özel bir kent olduğunu düşünerek, gerekirse özel bir yasa ile korunması gerekir. Göçün en aza indirilmesi, yeni yeni varoşların oluşmasına engel olunması, turistleri en çok rahatsız eden hanutçu sorununa çözüm bulunması gerekiyor.

Dolayısı ile Antalya’nın sorunu çok fazladır ve bu sorunlar başlıklar halinde sırasıyla gündeme alınarak çözüm üretilmelidir.