Antalya neden suskun

Antalya, Türkiye’nin vizyon kenti, turizmin başkenti, dünyanın dört bir yanından gelenlere kucak açan bir barış ve sevgi kenti.

Türkiye’nin yerini haritada gösteremeyen yabancılar, Antalya’yı bizden iyi biliyor.

Tarihi ve turistik zenginliklerine hayranlar..

Herkesin rüyasını süsleyen bir kent Antalya..

Tanıtım açısından da Türkiye’nin favorisi..

Antalya kaynaklı haberler her zaman prim yapar, olumlu da, olumsuz da olsa yabancı haber ajansları Antalya mahreçli bir haber buldular mı, Antalya adının avantajını kullanmak düşüncesiyle geniş yer verirler.

Antalya ile ilgili övgü dolu söz bulmak, Antalya’yı ön plana çıkaracak konu bulmak çok kolay..

Antalya’nın albenisi yabancıları çekiyor, yatırımcıları etkiliyor, işsizleri çekiyor, herkes Antalya’da yaşamak, Antalyalı olmak için çırpınıyor adeta..

Bütün bunlar iyi de çok acıdır ki Antalya sahipsiz..

Antalya’nın sorunlarını tartışan, çözüm yolları öneren, gerçekleri masaya yatıran, halkla iç içe olan bir yapı yok Antalya’da..

Oysa geçmişte Antalya’da siyasi partilerin il başkanlarının oluşturduğu bir platform vardı..

Özellikle 2005-2006 yıllarda müthiş bir birliktelik sergileniyordu.

Dönemin AKP İl Başkanı rahmetli Hamza Taş, CHP İl Başkanları önce Ertuğrul Ünal, sonra  Ömer Melli, MHP İl Başkanı Nizamettin Sağır, ANAP İl Başkanı Niyazi Öcal, DYP İl Başkanı Ahmet Kiştin, DSP İl Başkanı Baştuğ Çalışır’ın kentin sorunları noktasında oluşturdukları ‘Antalya Platformu’ çok iyi işlere imza atmıştı.

Antalya’nın hangi sorunları gündemde çatır çatır tartışıyordu dönemin il başkanları.

Toplantıların tansiyonu zaman zaman yükselse de siyasi etik ön plana çıkıyor, siyasi kaygı taşımadan siyasi partilerin il başkanları kentin sorunları üzerine görüşlerini, çözüm önerilerini açıklıyor, kamuoyu ile paylaşıyorlardı.

Her toplantıya bir il başkanı ev sahipliği yapıyordu.

Örnek mi

Hala gündemde olan Kırcami konusunda saatler süren bir toplantı yapmıştı Antalya Platformu’nu oluşturan siyasi partilerin il başkanları..

Lara Kent Parkı, Cumhuriyet Meydanı’nın ulusal bayramlara kapatılması, esnafın turizmin pastasından pay alamaması, Kaleiçi ve Kalekapısı’nda yaşanan sıkıntılar gibi hayati önem taşıyan konular platforma taşınıyor, halkın da görüşleri ve önerileri doğrultusunda tavsiye kararları alınıyor, hayata geçirilmesi aşamasında da baskı unsuru olmaya çalışıyorlardı.

Kent güvenliği tehdit altına girdiğinde de ortak bir tavır sergiliyordu dönemin il başkanları.

Kim ne derse desin Antalya, Hamza Taş’ı, Ömer Melli’yi, Ertuğrul Ünal’ı, Ahmet Kiştin’i, Nizamettin Sağır’ı, Baştuğ Çalışır’ı, Niyazi Öcal’ı mumla arar oldu..

Bakınız son günlerde bölücü örgütün eli kanlı teröristleri Antalya’yı hedef aldı..

Önce Konyaaltı Plajı’nda, ardından Kemer plajında bombalı eylem yaptılar, Göynük’te Jandarma Karakolu’na saldırdılar, Güloluk’ta iki askerimizi yaraladılar..

Son olarak ta Antalya’yı kuna bulamak için eylem hazırlığı yaptıkları anlaşılan birisi kadın iki canlı bomba kent merkezine girmek isterken Döşemealtı’nın Yığmalar Mahallesi’nde yakalandılar.

Teröre her gün kurban veriyoruz, Korkutelili bir Mehmetçik şehit oldu.

Bu hain eylemler doğal olarak halkın huzurunu kaçırıyor, panik havasına neden oluyor.

Oluyor da Antalya’dan ses yok.

Terörü lanetleme gibi bir düşünce ve girişim yok..

Şimdi mumla aradığımız eski başkanlar Taş, Sağır, Melli, Ünal, Kiştin, Öcal  ve Çalışır olsaydı, inanıyorum ki onlar bu işe öncülük eder, Türkiye’nin gururu Antalya’nın adını ve imajını zedelemeye, güvenlik güçlerimizi katletmeye yönelik hain saldırılara karşı büyük katılımlı bir miting ve yürüyüş düzenlerlerdi.

Sanki Antalya’nın sesini kıstılar.

Antalya, suskun, Antalya bezgin, Antalya duyarsız bir kent olup çıktı..

Bu durum bölücülere doğal olarak moral veriyor, onların işini kolaylaştırıyor..

Zaman geçirilmeden Antalya sesini hem de gür çıkarmalı..

Antalya’ya yönelik bu alçak saldırılara karşı tepki gösterilmeli, Antalya’nın sahipsiz olmadığını, çok özel bir kent olduğunu dosta düşmana ispatlamalı..

Yayın Tarihi
07.10.2011
Bu makale 3824 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Kayıtlı Yorumlar
Tebrik Ederiz Sayın Akkaya, Antalya'nın durumunu ve STKlarla ilgili yazınızla STKların durumunu çok güzel açıkladınız.Birkaç kişi kendi ismini duyuracak diye güzelim Antalya'yı yağmacılara terkeden zihniyet elbette zamanla çözülecek. Ancak geçtiğimiz bu süreç sunu gösterdi ki Antalya'dan ne yazık ki İnsanlar koltuklara hakkıyla değil kavgayla oturmaktadır.Bu sistemin diktörlükten daha doğrusu oligarşiden ne farkı vardır? Üstüne bağımsız olması gereken ve toplumun savunucusu olan STKlar Parti-Belediye Belediye Hükümet kavgalarına göz yummarak Hatta birinci dereceden manevi meselelere gözlerini kapatarak neyi ispatlamışlardır??? İlla bu örgütlerin çalışması için Saçma Sapan Vaadlerle beraber Talimatlara mı ihtiyaç duyulmaktadır?

salih karakuş 10.10.2011

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!