Yüzbinlerce yılda suyun taşa sabırla şekil verdiği, ekosistemin önemli bir parçası ve yer altı cennetleri olan mağaralarımız tehdit altında. Başta define arayıcıları olmak üzere, mağaradan hatıra taş almak için kırıp, kirletmek yanlış uygulamalarla doğal cennetlerimiz yok olma tehlikesiyle baş başa kalmaktadır.
Antalya da ki mağaralar korunmaya alınmalıdır.
Mağara oluşumları yüz binlerce yılda oluşmaktadır. Bu güzellikleri yok etmek çok kolaydır, fakat yerine konulması tekrar aynı duruma gelmesi için çok uzun zaman geçmesi gerekir. Antalya nın doğal jeolojik yapısı özelliği nedeniyle mağaralar bakımından çok zengindir. Birçok ülkede bu tür doğal zenginlikler özenle korunurken Antalya da henüz turizme açılmamış değeri fark edilmeyen nice güzel doğal anıtlarımız yağmacıların elinde hoyratça yok edilmektedir. Antalya da anıt mağaralarımızdan doğal taşların kırılarak yok edilmemesi ve götürülmemesi için basınımıza ve güvenlik güçlerimize büyük görev düşmektedir.
Yöre halklarının da kendi bölgelerindeki değerlere sahip çıkması gereklidir Kırılarak yok edilen yerinden sökülen mağara taşlarını tekrar yerine koymak mümkün olmadığı gibi ileride telafi edilemez sonuçlar da doğuracaktır, eğer gerekli koruma önlemleri alınmazsa bu doğal anıt mağaralarımızı sadece fotoğraf arşivlerinde görebileceğiz.
Mağaralarımızı uzmanlar denetiminde projelendirip doğal oluşumlarına zarar vermeden kısıtlı olarak turizme açabiliriz. Alanya Dim Mağarası buna güzel bir örnektir. Mağara turizmi dünyada çok önemli turizm gelirleri sağlayan bir alan olarak gelişmektedir. Mağaralarımızı koruyalım, kirletmeyelim, yok etmeyelim çünkü yer altı cennetleri mağaralar kolay meydana gelmiyor, tabiatın sabrıyla yüz binlerce yılda oluşuyor insanların cahilliği ve bencilliği ile bir anda yok edilebiliyor.
Gelecek nesillerimize doğal değerlerimizi koruyarak ulaştırmak gibi bir sorumluluğumuz var. Bize emanet edilenleri korumak zorundayız. Yoksa gelecek nesiller bizleri affetmeyecektir.