Angiri Birds

 

 

 

Yeni eğitim-öğretim yılının açılışı yaklaşıyor. Bir milyondan fazla neredeyse bir buçuk milyon çocuğumuz okuma yazma öğrenmek üzere okula başlayacaklar.

Pekala geçtiğimiz yıl okuma yazma öğrenenler ne durumda…

Okuma yazmayı öğrendikten sonra, güncel yaşamda Türkçenin kullanımından ziyade Türkçe’ye giren sözcüklerin okunuşunda hayal kırıklıkları yaşıyorlar, dahası çocukların kafasında önemli soru işaretleri oluşuyor. Peki neden?

Okumayı harf sesleriyle öğrenen öğrenciler için durum şöyledir;

1-   Türkçe kavramların okunuşunda sorun yok. Örneğin; anne, baba, orman, domates, kalem, defter, güneş, bilgisayar, buzdolabı ve diğerleri…

2-   Türkçe’ye girmiş yabancı kavramların okunuşunda önemli düzeyde olmasa da yine de  sorun var. Örneğin; grafik, trafik, grup, trend, statik, statü, program, plan, proje, plato ve diğerleri… Burada öğrenci iki sessiz harf arasına “ı” veya “u” gibi harfler olmadığı halde, varmış gibi okumak durumunda ve bunu farkedince  şaşkınlık geçiriyor ve böyle olması gerektiğine inanmasa da öylece kabul etmek zorunda kalıyor.

3-   Türkçe’ye girmemiş ancak popüler kültür ürünü olan yabancı kökenli sözcüklerin anlamını bilmek bir yana; yazıldığı gibi okunmayan bu yabancı kavramların ifade edilmesinde ve telaffuzunda çok büyük sorunlar var.  Ve aslında başka bir açıdan bakıldığında da ise; bir bakıma bu yabancı kavramlar aslında dilimizi ve kültürümüzü tehdit ediyor ve çocuklarımızın güzel dilimizi daha iyi öğrenmesinde önemli zihin bulanıklıklarına yol açıyor. Bir şekilde yabancı kültür hayranlığı nedeniyle yabancı kökenli sözcüklerin ve kavramların; okuma parçalarında ve hatta ilköğretime yönelik yazılarda yer alması, yada çocuk dergilerinde, çizgi filmlerde, bilgisayar klavyesinde veya bilgisayar oyunlarında kullanılması okuma-yazmayı yeni öğrenmekte olan çocuklar üzerinde tam bir hayal kırıklığı yaşanmasına yol açıyor.

 

Bu durum okumayı yeni öğrenmeye başlayan çocukların dikkatli bir şekilde gözlenmesiyle herkes tarafından saptanabilir. Örneğin; Angry birds, Caillou, Caps Locks, Back Space, Shift, Game Over, Cartoon, To be continued ve diğerleri…

Pekala yeni okumayı öğrenmiş bir öğrenci bu kavramları nasıl okuyor dersiniz; doğal olarak harf sesleriyle okuyor. Yani; Angıri birds, Caillou, Capıs locuk, Baçks sıpace, Sıhift, Game over, Cartoon, To be continued gibi…

 

Ancak bu kavramları büyük çoğunlukla ebeveynler, televizyondaki film ve çizgi film seslendiricileri, program sunucuları hatta öğretmenler yabancı dildeki telaffuzuyla seslendiriyorlar, ifade ediyorlar… Bu durum çocukların zihninde ve duygu dünyasında tam bir karmaşa, tam bir hayal kırıklığı yaratıyor.  Çünkü çocuğa okumayı öğreten öğretmeni her harfin sesini öğretmiş ve sözcükleri buna göre seslendirmeyi belletmiştir.Oysaki yabancı sözcüğün yazımı ile o sözcüğün seslendirilmesinde ise  koskoca bir “UÇURUM” bulunuyor.

 

Nasıl mı? İşte bu uçurumu gösteren birkaç kavramsal örnek;

·         Angry birds yazılıyor, çocuk: “Angıri birds” olarak okuyor. Başkaları ise: “Engri börds” olarak seslendiriyor.

·         Ice age yazılıyor, çocuk: “Ice age” olarak okuyor. Başkaları ise: “Ays eyç” olarak seslendiriyor.

·         Caillou yazılıyor, çocuk: “Caillou” olarak okuyor. Başkaları ise: “Kayyu” olarak seslendiriyor.

·         Caps Locks yazılıyor, çocuk: “Capıs locuk” olarak okuyor. Başkaları ise “kaps lak” olarak seslendiriyor.

·         Back Space yazılıyor, çocuk: “Baçks sıpace” olarak okuyor. Başkaları ise: “Bek sipeys” olarak seslendiriyor.

·         Shift yazılıyor, çocuk: “Sıhift” olarak okuyor. Başkaları ise: “Şift” olarak seslendiriyor.

·         Cartoon yazılıyor, çocuk: “cartoon” olarak okuyor. Başkaları ise: “Kartun” olarak seslendiriyor. To be continued yazılıyor, çocuk: “To be continued” olarak okuyor. Başkaları ise: “Tu bi  kontinyü” olarak seslendiriyor.

 

Ve bunlara benzer onlarca, hatta yüzlerce örnek…

 

Durum böyle olunca çocuğun sıkıntı çekmemesi mümkün görünmüyor. Yazılanla söylenen arasındaki ilişkiyi kurmak için uzunca bir süreye ihtiyaç duyuyor, konuyu algılamaya başladığında ise; çocuklarımızı veya başka bir deyişle dillimizi ve kültürümüzü, popüler kültürün kucağına atmış ve Türkçeye ihanet etmiş  oluyoruz.

 

Bu durumda neler yapılabilir, neler yapılmalı?

 

1-   Milli Eğitim Bakanlığı ilkokul öğretim kitaplarında yabancı sözcüklere yer vermemeli,

2-   Trafik, grup gibi sözcükler Türkçeleşmiş ise iki sessiz harf arasına “ı” ve “u” gibi harfler alınarak, örneğin tırafik ve gurup olarak yazılmalı,

3-   En azından okuma yazma öğrenen çocuklara yönelik hikayelerde geçen yabancı kahramanların isimleri Türkçe telaffuzuyla yada Türkçe isimler verilerek yazılmalı,

4-   Öğretmenler ve ebeveynler bu konuda bilgilendirilmeli ve bilinçlendirilmeli,

5-   Çocuklara yönelik yayın yapan yazılı ve görsel medyanın bu konuda duyarlı olması istenmeli,

6-   Çizgi film ve benzeri çalışmalarda filmdeki oyuncuların yabancı isimleri Türkçe telaffuzuyla yazılmalı ve söylenmeli,

7-   Buralarda kullanılan kavramlar (ultimate, allien force gibi) Türkçe anlam ve telaffuzlarıyla verilmeli,

8-   Türk Dil Kurumu ve Milli Eğitim Bakanlığı okuma yazma öğrenen çocuklara yönelik (ve sonraki dönemler için de) hazırlanan okuma metinlerindeki hataları ve eksiklikleri gidermek üzere çalışmalı,

9-   Türk Dil Kurumu ve özellikle Milli Eğitim Bakanlığı, Radyo Televizyon Üst Kurulu ile yayınlarda yapılan seslendirmelerde bu konuda hassasiyet gösterilmesini talep etmeli ve ortak çalışmalı,

10- Yukarıda adı geçen ilgili resmi kurumlar ve üniversiteler yanında, eğitim alanında faaliyet gösteren özel ve sivil toplum kuruluşlarıyla sürdürülebilir bir işbirliği ve güç birliği yapılmalı.

Yukarıdaki saptamalar ve bunun sonucunda ortaya çıkması olası olumsuzluklar kuşkusuz kültürel değerlerimizin ve kimliğimizin bozulmasına yol açmaktadır. Bu nedenledir ki,  konu doğal olarak tüm insanlarımızı ve milletimizi ilgilendirmektedir. Buna göre bu yazıda yeni okuma yazma öğrenenler üzerinden verilen tüm mesajların diğer öğretim süreçlerinde yer alan öğrencilerimizi de kapsaması, hatta toplumumuza yönelik resmi ve resmi olmayan tüm çalışmalarda dikkate alınması çok yararlı olacaktır.

Sonuç olarak; dil bir ulusun en önemli ortak paydalarından biridir, hatta en önemlisidir, denilebilir. Bu kapsamda bunun farkında olarak geleceğe yönelik doğru ve başarılı bir yol haritasının ortaya konulması ve alınan kararların mutlaka hayata geçirilmesi üzerinde ısrarla durmak gerekiyor.

Yayın Tarihi
27.08.2012
Bu makale 12072 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!