Aman koltuğum gitmesin!

Koltuk kaygısının faturasına yine Antalya katlanacak..

Antalya, önceki yıllarda olduğu gibi kış aylarında yine zehir soluyacak.

Kısa adı MÇK olan Mahalli Çevre Kurulu’nun ‘cici bürokratları’ iktidara şirin görünmek adına kalitesiz kömüre onay verdiler.

“Aman koltuğuma bir şey olmasın, koltuğum elden gitmesin’ düşüncesiyle halk arasında ‘seçim kömürü’ olarak ta bilinen kalitesiz kömürün Antalya’ya girişine izin veren bürokratlar, Antalyalılar ile birlikte kendilerinin ve ailelerinin de sağlığını hiçe saydılar.

Oysa Mahalli Çevre Kurulu’nun görevi kentin hava kalitesini artırmak, havayı kirleten nedenleri ortadan kaldıracak çalışmalara imza atmak.

MÇK, bir kez daha çok tartışılacak karara imza atarken, kurula katılan Büyükşehir Belediyesi, ASAT ve Antalya Ticaret ve Sanayi Odası temsilcilerinin uyarılarına kulak asmadılar.

Önümüzdeki günlerde dağıtımına başlanacak olan kalitesiz kömürün Antalya’nın havasını kirlettiğini herkes kabul ederken, kömürün yaydığı duman ve partikül denilen zararlı maddelerin insan sağlığını ciddi biçimde tehdit ettiği bilinirken, Mahalli Çevre Kurulu’nun bürokratlarının karara sorumsuzca imza atmaları hem düşündürücü; hem de ürkütücü.

Antalya’da geçmiş yıllarda yaşanan hava kirliliğine dikkat çeken ve Mahalli Çevre Kurulu’na Antalya Ticaret ve Sanayi Odası’nı temsilen katılan Makine Mühendisleri Odası eski Başkanı, Büyükşehir ve Muratpaşa Belediye Meclisi Üyesi Mustafa Karaman, kalitesiz kömüre yönelik tepkisini kurulda gösterirken, kalitesiz kömürün zararlı etkilerini de bilimsel verilerle ortaya koyarak, MÇK’nın bürokratlarını uyarmaya çalıştı.

Elbette sonuç değişmedi, koltuk kaygısıyla bürokratlar, kendilerine dayatılan kararı kuzu kuzu imzaladılar.

Mustafa Karaman, kalitesiz kömürün Antalya’ya girişine ve kullanımına ilişkin kararın ne anlama geldiğini şöyle açıklıyor :

“2006’da alınan karar doğrultusunda kömürün alt ısıl değerinin orijinal bazda 1 kilogramda 4500 kalori, kuru bazda 1 kilogramda 5500 kalori olması kararlaştırıldı. 2007, 2008 ve 2009’da iyileştirme yapıldı ve kömürlerin kalori miktarı artırıldı. Bu iyileştirmeydi”

Karaman, önceki yıllarda da kalorisi düşük, partikül denilen ve insan sağlığını ciddi oranda tehdit eden zararlı atıkları içeren kömürün kullanımına izin verildiğini vurgulayarak, şu saptamalarda bulunuyor

“2007, 2008 ve 2009 yıllarında yapılan iyileştirme sonucu orijinal bazda 1 kilogram kömürde 5000 kalori, kuru bazda 1 kilogram kömürde 6200 kalori olması istendi. Ancak geçen yıl alınan kararla yine kalitesiz kömürün önü açıldı. Geçen yıl orijinal bazda 1 kilogram kömürde 4500 kalori, kuru bazda 1 kilogram kömürde 5500 kalori olmasına izin verildi”

Bu rakamlar Antalya’da kullanımına onay verilen kömürün kalitesiz olduğunu ortaya koyuyor.

Antalya’nın hava kalitesini artırmakla görevli olan Mahalli Çevre Kurulu, bırakın hava kalitesini artırmayı, kalitenin daha da düşmesini, kirlilik oranını artıran bir karar alarak hangi anlayışa hizmet ettiğini de gösteriyor.

Olayın bir çarpıcı noktası ise Antalya’ya kaliteli kömürün getirilmesi maliyeti yükseltiyor.

Hükümet, Antalyalıların sağlığını düşünmek yerine daha ucuz olan kalitesiz kömürü daha fazlasını hem de halkın kendi parası ile dağıtarak siyasi kazanım peşinde koşuyor.

Bir diğer önemli nokta da Antalya’da kömürü yakacak özellikleri taşıyan sobanın bulunmayışı, halkın kömür yakımı konusunda yeterince bilgilendirilmemiş olması.

Antalya’da kış aylarında kalitesiz kömürün dağıtımı aşamasında yine önceki yıllardaki sıkıntılar ve söylentiler ön plana çıkacak

Yetkililer, kömürün halk arasında “Fak Fuk Fon’ olarak bilinen Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı tarafından dağıtıldığını savunsa da, iktidar partisinin dağıtımda etkili olduğu, dağıtımda yandaşların kayırıldığı, muhtarlar aracılığıyla yapılan dağıtımlarda ise zaman zaman tartışmalar yaşandığı da biliniyor.

Başbakan Erdoğan, “Kömürü Vali’de Kaymakam da dağıtacak” diyerek bu tezi güçlendiriyor.

Sonuç olarak Antalyalılar zehir solumaya hazırlansın.

Bu kararı verenler de bu vebalin altından nasıl kalkacaklarını uzun uzun düşünsünler..