Gazete Bir’de sevgili Ali Tongülüs Abimiz köşesinde soruyor “Akaydın’a oy verecek saftirikler var mı” diye.
Kocaman bağırıyorum “evet Ali Abi var”, ben varım.
Gerçi saftirik miyim yoksa normal bir vatandaş mıyım artık onu senin değer yargılarına bırakıyorum ama ben oy vereceğim.
Antalya için çok gerekçem var ama ben genelden anlatıvereyim neden vereceğimi.
Önümüzdeki seçim her ne kadar yerel olsa da, ülkenin içine düşürüldüğü durum yereli aşan bir boyuta geldi.
Tayyip Erdoğan bu ülkeyi bugüne kadar görülmemiş bir şekilde gererek, insanları böldü.
Her gün televizyonlardan yaptığı konuşmalarla nefret tohumu ekmekten kaçınmıyor.
14 yaşındaki çocukları terörist ilan ediyor, o çocuğun acılı annesini miting meydanlarında utanmadan taraftarlarına yuhalatıyor.
Tayyip Erdoğan asla bu ülkede yaşayan insanların başbakanı olamadı.
O hep kendisine ve yalanlarına inananların başbakanı oldu.
Kendisine inanmayanları hep ötekileştirdi.
İçindeki bitmez tükenmez kinini, nefretini göstermekten kaçınmadı.
İnsanları birbirine kırdırmak için her türlü yalana sarıldı.
“Başörtülü bacıma saldırdılar, camide içki içtiler” diyerek günlerce felaket tellallığı yaptı.
Allah’tan bu millet ona inanıp da birbirine saldırmadı.
Devletin gücünü kendi gücü gibi kullanarak beğenmediği yazarları işten attırmaktan, beğenmediği işadamlarını vergiyle yola getirme taktiklerinden hiç kaçınmadı.
Koskoca bir yalan üretme makinesi gibi davranmaktadır başbakan.
Suriye olayına girmeye bile gerek duymuyorum ama ektiği tohumlar bak iki gün önce üç şehide mal oldu.
Twittere girmeme gerek var mıdır sence.
Bak daha ne kasetler çıkacak, öyle söyleniyor ve korku dağları sarmış yasaklamalar bu yüzden.
Yolsuzluk olaylarının hangisini anlatayım, bakan çocuklarından mı başlayayım, yoksa çocukların babaları olan bakanlardan mı?
Çikolata kutularında giden dolarlardan mı, ayakkabı kutularından çıkan dolar ve eurolardan mı?
Başbakanın oğluyla yaptığı telefon konuşmaları ve bir türlü sıfırlanamayan paralardan mı Ali Abi, hangisinden bahsedeyim?
Tabii yargılanmadıkları sürece suçlu ilan edemeyiz.
Peki, nasıl yargılayacağız bütün bu ortaya saçılan pisliğin doğru mu yalan mı olduğunu nasıl anlayacağız Abi?
Yargıyla. Peki, yargı diye bir şey kaldı mı?
Şimdide tutturdular paralel yapı diye bir ucube.
Yahu bu paralel yapı dediğiniz insanlarla beraber ıslanıp, beraber ülkenin çivisini çıkartmadınız mı?
Bak Ali Abi, ülkenin çivisini çıkardı bu iktidar, bu tapeler, kasetler hepsi alçakçadır.
Ama kasetlere yol veren yine bu başbakanın kendisidir hatırlarsın.
Ne diyordu Deniz Baykal’a, “özel değildir bu geneldir genel” diye bağırıyordu miting meydanlarında.
İşte Ali Ağabeyciğim ben bu seçimi iktidardan kurtulma ve bu zihniyete bir ders verme seçimi olarak görüyorum.
Bu zihniyetin şu anda Antalya’daki temsilcisi olan Menderes Türel’e bu yüzden oy vermeyeceğim.
Menderes Türel’e oy verirsem o oy Tayyip Erdoğan’a verilmiş sayılır.
Benim Tayyip Erdoğan’a verilecek zırnık oyum olamaz.
Bence bu seçimde AKP amblemli adaylara oy vermek bu ülkenin en büyük saftirikliği olacaktır.
Sen bizim büyüğümüz ve abimizsin, haddimi aşmamışımdır inşallah.
Bak Menderes Bey hakkında yazma gereği bile hissetmedim.
Sen Menderes Başkan’ı, ben de Akaydın Başkan’ı ikna edeyim abi, çıksınlar bir televizyon kanalına kim doğru, kim eğri tartışsınlar.
Halk da kararını versin, ne dersin bu teklifime?