Bekri Mustafa küfürbazın biri. Hoca, Bekri'nin ağzına bir bakla danesi koymuş!
Bekri, sövmeye yeltenince, anımsasın, sussun istemiş! Bekri Mustafa sus pus olmuş!
Yanında Bekri Mustafa, Hoca yağmur altında, bir dulda arayışıyla koştururmuş!
Bir pencere önünden geçerken “Hoca efendi! Bir dakika!” seslenişi duymuş. Yağmur
yağar, Hoca ile Bekri ıslanırmış. Neden sonra taze “gidebilirsiniz” demiş.
Hoca kızgın! Niye bekletildiğini sormuş. “ Kuluçkaya tavuk yatırdım, civcivler
takkeli çıksın!” diye demiş!. Hoca orda kopmuş! “Bekri çıkar ağzındaki baklayı!” demiş.
Mersinli şair Bilal Demirer, yarım yüzyıl önce “..Keser kemiğe değince/ Yeri gelip de
sövünce/ Bunda dilin suçu var mı?” diye sormuştu. Haydi Bekri işini yap!
Afyon'da mühimmat deposu patlamış! Yirmi beş kınalı koç şehit düşmüş! Allah
onlara rahmet eylesin! Evlat sahiplerine sabır versin! Sayın Kemal Kılınçdaroğlu
“bu sabotaj” demiş. Sayın Başbakan köpürmüş! Sonra “kıdemli” erlerden birinin, bir el
bombasının pimini çektiğini ve patlattığını bildirmiş. Bu sabotaj değil mi? Sokaktaki insan
bile pimi çekilen el bombasının maşası bırakılınca 3-5 saniyede patladığını bilir...
Mühimmat deposunda, el bombasının pimi çekilirse, bu meraktan değil sabotaj içindir!.
Üniformalıdan “ sabotajcı” çıkmaz mı? Genelkurmay Başkanı'ndan, kuvvet komutanlarından
“terörist” çıkaranlar, bunu akıl edemezler mi?
Sahi bu mühimmat depolarında “kamera” yok muydu? Kayıtları, patlamadan uzakta bir
bilgisayara yüklenmez miydi? Onlar ne diyordu, ne gösteriyordu?..
Tüsiad Başkanı Hanımefendi de, Başbakanın azarından payını almış! 'Herkes işini yapsın!'
demiş. Sayın Eşbaşkan haklı! Herkes işini yapsın! Başbakan da başbakanlığını yapsın. Gün
geçmiyor, sokaklardan cenaze konvoyları geçiyor! Görevi bunu önlemek olanlar, cenaze
töreninin ön sırasında boy gösterirler. Sahi neden işlerini yapmazlar?
Askerin önde gelenleri toplama kamplarında!
Gazetecilerin önde gelenleri toplama kamplarında!
Terörle savaşanlar toplama kamplarında!
Özel mahkemeler, HSYK'nin koruması altında. HSYK hükümetin korumasında.
Okullar açıldı! Çocuklar kalabalık sınıflara dolduruldu, şaşkınlık içindeler!
4+4+4 Eğitim Yasası, Anayasa Mahkemesi'nde..Okullar açılsın, iş bitsin diye bekliyor!
İnceleyecekler! 30 eylülde başlanacakmış. Tavşan dereden geçmiş yamacı aşacak!
Olumlu bir karar beklenmez, takım oyunu oynuyorlar! Anayasa Mahkemesi kararları,
geriye yürümez! Bilmezler mi? Hükümet Anayasa Mahkemesi korumasında!
Gazete başlık atmış ”Yargı da Paşa da AKP'nin” demiş! Al sana günün aynası!
Hatay'ın sokaklarında Suriyeli sığınmacılar terör estirirmiş. Çoğu, Özgür Suriye
Ordusu kılığındaymış. Yiyip içerler, hesabı “Tayyip” ödesin diye çekip giderlermiş!
Polis bunlara karışamazmış. Adamlar, birgün kampta dinlenir, birgün savaşa
gidermiş! Ama vaziyete bakılırsa, Esad, isyanı bastırmış gibi! Suriye'de “Arap
Baharı'nı” dolu vurmuş! Umudunu Suriye çöküşüne bağlayanları yas vurmuş!
“Alan hakimiyeti peşindeki PKK “ yola döşediği patlayıcılarla sekiz polisimizi
şehit etmiş! Bizim uzayda uydularımız vardı.. Bir uydu da bunları gözlemek için uzaya
yollanamaz mıydı? Yollar, geçitler, dağlar, taşlar, sınırlar uydularla gözlenemez miydi?
Son günlerde 128 PKK militanı yok edilmiş! Onlar “ ..devlet başa, kuzgun leşe!” diyenlerden.
İçimi rahatlatmadı. Aradıklarını buldular! Ya ana kuzuları? Devletin, milletin, ülkenin birlik ve bütünlüğünü korumak için görev yapanlar! Can verenler!
Başbakan haklı! Herkes işini yapmalı! Yan gelip yatmamalı!
İki kuzuyu bile güdemeyenler devlet sorumluluğu almamalı!
Bu saatten sonra 'Bekri Mustafa ağzındaki baklayı çıkarsa' ne olur?
Sağlıcakla kalın...