Antalya
Gazeteciler Cemiyeti Yönetim
Kurulu yazılı bir açıklama yaparak, son günlerde gazetecilerin hedef
gösterilerek itibarsızlaştırılmaya çalışılmasını kınadı. Açıklamada şöyle
denildi: “Medyayı, kendi çıkar ve düşünceleri için bir arena gibi kullanmak
isteyenler, gazetecilerin en küçük eleştirilerine tahammül edememekte, bu
noktada saldırıya geçerek gazetecileri suçlayıcı beyanatlar vererek küçük
düşürmeye çalışmaktadırlar. Görevlerini yaparken çeşitli entrikalar ve kumpaslarla
karşılaşan meslektaşlarımızın her zaman yanındayız. Ancak mesleğini tehdit ve
şantaj ile yapmak isteyenlerin de her zaman karşısındayız. Mesnetsiz dedikodu
ve iftiralarla gazeteci arkadaşlarımızı suçlayanları iddialarını ispat etmeye
çağırırken böyle uygulamalara prim veren gazeteciler için de AGC organları
göreve çağrılmıştır.”
Açıklamada,
yaklaşan seçimler dolayısıyla ‘mevsimlik’ gazeteler ile internet sitelerinin
boy göstermesi de eleştirilerek, bu gazetelerle ilgili yasal düzenlemelerin
yapılması ve gazeteciler cemiyetlerinden izin alınmasının zorunlu hale
getirilmesi istendi.
++++++++++++
BASINDAN
HABERLER.. BASINDAN HABERLER..
GAZETECİLER
STRES ATACAK
Antalya
Gazeteciler Cemiyeti, Ulupınar Tropik ve Çıralı-Olympos Deniz Taşıma Kooperatifi
işbirliği ile 1 Haziran Cumartesi günü gerçekleştirilecek bir gezi programı
hazırladı. Sabah saat 08.45’te Antalya’dan hareketle başlayacak gezi, Ulupınar
Tropik Restoran’da kahvaltı ve ardından da Çıralı’da düzenlenecek tekne turuyla
devam edecek.
CİNOKUR,
DTO’DAN AYRILDI
Deniz
Ticaret Odası (DTO) Antalya Şubesi Basın Danışmanı Fikri Cinokur görevinden
ayrıldı.
Cinokur,
geçen yıl Deniz Ticaret Odası Antalya Şubesi Basın Danışmanlığı görevine
getirilmişti.
BASIN
KARTLARI GELDİ
Başbakanlık
Basın-Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü tarafından yenilenen basın
kartlarının dağıtımı başladı. Mevcut
basın kartlarını teslim eden gazeteciler, yenilerini il
müdürlüklerinden alabilecekler.
CEREN
EXPO’YA BAŞLADI
Akdeniz
TV’den ayrılan meslektaşımız Ceren Deniz, EXPO 2016 Basın Müşavirliğinde
çalışmaya başladı. Ceren’e yeni görevinde başarılar diliyoruz.
++++++++
HAYATINIZ
SEÇTİĞİNİZ KADINDIR!
Evvel
zaman içinde memleketin birinde 90 yaşlarında fakat çok dinç ve genç görünümlü
bir adam yaşarmış.
Çevresinde
bulunan herkes ona çok özenir ve sorarlarmış.
"bu
gençliğin sırrı nedir" diye.
İhtiyar
delikanlı güler geçermiş her sorulduğunda bu soruya.
Ama
sorular sık ve soranlar çoğalınca cevap vermek vacip olmuş.
Düşünmüş
nasıl anlatırım bu sırrımı kolayca herkese.
Sonra
karar vermiş tüm meraklıları yemeğe davet etmeye evine.
"Bu
davette size sırrımı açıklayacağım" demiş.
Herkes
merakla davete gelmiş. Yemekler yenilmiş, içilmiş, sohbetler edilmiş vakit
iyice gecikmiş.
Ama
gençlik sırrı ile ilgili tek kelam edilmemiş.
Herkes
konu ne zaman açılacak diye merak ederken adamcağız huri gibi sevimli hanımına
seslenmiş.
"Hatun
, şu kilerden bir karpuz getirir misin bize sana zahmet!.."
Hanım
hemen doğrulmuş kilere giderek kaş ile göz arasında gidip bir karpuz getirmiş.
Adamcağız
şöyle eliyle bir vurmuş tık tık diye sonra da:
"Bu
olmamış hanım, güzel çıkmayacak, başka getirir misin bir zahmet" demiş.
Hanım
onu götürmüş bir tane daha getirmiş.
Adam
onu da bir yoklamış yine beğenmemiş.
"Hanım
sana yine zahmet olacak ama bu da olmamış başka bir tane getirir misin"
demiş.
Başka
istemiş. Bu böylece dört sefer daha tekrarlanmış.
Dedemiz
beşincide karpuzu beğenmiş ve karpuz kesilmiş, misafirlere ikram edilmiş.
Herkes karpuzunu afiyetle yerken bizim dedecik sormuş.
"Eeeee?
Arkadaşlar işte benim gençliğimin sırrı burada anladınız mı?" Herkes
birbirinin yüzüne bakmış. Kimse birşey anlamamış..
"Aman
dede demişler nerede?
Anlamadık
biz bu sırrı!"
Dedecik
gülmüş.
"Efendiler"
demiş
"O
gördüğünüz karpuz kilerde bir tanecikti, tekti.
Ben
hanıma git de başka getir dedikçe o kilere gidip geliyor aynı karpuzu
getiriyordu. Bir kere bile “aman be adam, deli misin nesin şu tek karpuzu ne
taşıtttırıyorsun bana defalarca” demedi.
Beni sizin önünüzde mahcup duruma düşürmedi.
İşte
bütün bu gençliğimi hanımıma borçluyum."
"Biz
birbirimizi hiç başkalarının önünde zor duruma düşürmeyiz.
Aile
içindeki hiçbir şeyi dışarıya yansıtmayız.
Hep
birbirimize destek olur, dert ortağı olur, yardım ederiz.
Birbirimizle
ilgili olan problemleri yine birbirimize anlatırız.
İyi
kötü her olayı da birlikte paylaşırız." demiş.
Hayatınız
seçtiğiniz kadındır.
Zevkli
bir kadına rastlarsanız, ZEVKİNİZ,
bilgili bir kadına rastlarsanız BİLGİNİZ, zeki bir kadına rastlarsanız ZEKANIZ gelişir.
Hayat
kat kattır.
Babil'in
Asma Bahçeleri gibi teraslar halinde yükselir ve bir terastan bir terasa sizi
kadınlar götürür.
Ve
bugün durduğunuz teras, seyrettiğiniz manzara, gördüğünüz hayat yanınızdaki
kadının terası, manzarası ve hayatıdır.
Hayatınız
seçtiğiniz kadındır.
+++++++
HAFTANIN
FIKRALARI… HAFTANIN FIKRALARI...
PAPAZ’IN
DERDİ
Sicilya’nın
bir kasabasında kadınlar hiç rahat durmaz ikide bir kocalarını aldatırmış.
Kasabanın yaşlı papazı kocasını boynuzladıktan sonra günah çıkartmaya gelen bu
kadınlardan bıkmış.
-“
Papaz efendi şeytana uyup kocamı aldattım” deyip karşısına geçip günah
çıkartmak istediklerinde papaz sinirlenmiş ve,
-
Ayıptır, günahtır, “ kocamı aldattım deyip geliyorsunuz bari ayağımız taşa
takıldı deyin, ben anlarım” demiş.
Kadınlarında işine geldiği için artık kimse
‘kocamı aldattım’ demez, ‘papaz efendi ayağım taşa takıldı’ diyerek konuyu
açarlarmış.
Derken
yaşlı papaz ölmüş yerine bir başka papaz gelmiş ve bakmış ki kasabanın
kadınları aşırı derecede namuslu.
Taşa
takılıp düştüklerinde oraları buraları açılıyor diye günah çıkartmak
istiyorlar. Doğru belediye başkanına gidip durumu anlatmış ve derhal
kaldırımların düzgün olarak onarılmasını istemiş.
Duruma
vakıf olan başkan katılırcasına gülmeye başlayınca papaz şaşırmış ve:
-
Sayın başkan gülüyorsunuz ama en çok da sizin eşiniz taşa takılıyor.
İYİ
BİR ERKEK BUL
Yargıç,
genç kıza:
-“Bak
kızım, onuncu kez fuhuş suçuyla karşıma çıkıyorsun!”, dedi. “Niçin bu hayatı
terk edip kendine iyi bir erkek bulmuyorsun?”.
Kızdan
yanıt geldi:
-
Sayın yargıç, ne zaman iyi bir erkek bulsam kendimi karşınızda buluyorum.
SARHOŞ
ÇİFT
İstanbullu
evli iş adamı iş seyahati için Antalya'ya gider. Dönüşte karısıyla terminalde
buluşurlar. Hemen bir şişe viski alarak yakın bir otele giderler. Viskiler
içilir ve çılgınca sevişmeden sonra ikisi de sızar. Gece yarısı sarhoş bir otel
müşterisi kendi odasını şaşırır, başlar çiftin kaldığı odanın kapısını
zorlamaya. Adam yanında yatan karısına:
-
Şişşt kocan geldi.
Karısı
da:
-
Boş ver, o şimdi Antalya'dadır.
ÇOCUKLARI
OLMUYOR
İlk
evlendiklerinde “Çocukları olmuyor” diye adam karısını, muayenehaneye götürmüş,
doktor kadına dönüp “Soyunur musunuz?” demiş.
“Aa?
Kocam buradayken mi?” diye cevap vermiş kadın, doktor bu sefer adama dönüp
“Beyefendi” demiş, “Sanırım sorununuzun nedenini buldum!”.