AGC yangından mal mı kaçırıyor?

Antalya Gazeteciler Cemiyeti, önceki gün sessiz sedasız olağan üstü genel kurul toplantısına evsahipliği yapmış. Yapmış diyorum çünkü bir çok AGC üyesi gibi benim de bu toplantıdan haberim sonradan oldu. Sabah işe gelince twitter ve msn’den mesaj yağmuruna tutulunca farkına varabildim. Hatta pek inanmasam da bazı yönetim kurulu üyelerinin bile bu toplantıdan haberi olmadığı duyumunu aldım. AGC yönetimi tarafından (yazımı yazdığım saate kadar) kamuoyuna herhangi bir bilgilendirme açıklaması gelmediği için küçük bir araştırma yapmaya karar verdim.
Öğrendiklerimi birkaç cümle ile aktarayım. Öncelikle tüzük değişikliğine gidilmiş.
Basın mesleği dışında başka işle iştigal edenlerin, cemiyet üyeliğinden çıkarılmasına karar verilmiş. Yani; basın danışmanları, belediyelerde ve bir çok kurum ve kuruluşta görev yapan meslektaşımız, (bu durumda meslektaşımız olamıyorlar!) tekrar mesleğe dönene kadar üyelikten çıkarılacak.
Bunun dışında Başkan Mevlüt Yeni, Abdülkadır Kalender, Mustafa Abadan ve Osman Altınışık federasyon delegesi olarak seçilmişler.
Bir de önemli bir ayrıntı, bundan sonra yönetim 9 kişi yerine 11 kişiden oluşacakmış.
Bu arada çok güldüğüm bir konuyu da aktarmadan edemeyeceğim. Hatırlanacağı gibi bundan kısa bir süre önce cemiyet yönetimi, gazeteciler için Kurşunlu Şelalesinde bir piknik düzenlemiş ve bu piknik, cemiyet tarafından tüm üyelere 2-3 kez e-posta yoluyla duyurulmuştu.
Ne ilginçtir ki böylesine önemli bir toplantının yangından mal kaçırır gibi aceleye getirilmesi ve kimseye duyurulmaması bence de hoş olmadı. Ama yine de pek kafaya takmıyor ve  “vardır büyüklerimizin bir düşüncesi” deyip topu onlara atıyor ve “aman dikkat edin elinizde patlamasın” diyorum.

++++++

BASINDAN HABERLER.. BASINDAN HABERLER..

BAYRAM GİDİYOR
Zaman gazetesinin başarılı ekonomi muhabiri Şaban Gündüz’ün tayini İzmir’e çıktı. Bayram sonrası İzmir’e taşınacak olan Gündüz’e yeni görev yerinde başarılar diliyoruz.


BAYRAM GAZETESİ
Antalya Gazeteciler Cemiyeti, her bayramda olduğu gibi önümüzdeki Ramazan Bayramı’nda da “Bayram Gazetesi” çıkartacak. Meslektaşlarımızın “Bayram Gazetesi” için daha önce hiçbir yerde kullanılmamış özel haberlerini (turizm, ekonomi, spor, magazin) en geç 6 Ağustos pazartesi akşamına kadar Kaleiçi’ndeki cemiyet merkezine ulaştırmaları gerekiyor.

+++++++

Ders alınacak bir yazı


 Evliliğinden beri evinde kalan babası yüzünden eşiyle sürekli tartışıyordu. Eşi babasını istemiyor ve onun evde bir fazlalık olduğunu düşünüyordu. Tartışmalar bazen inanılmaz boyutlara ulaşıyordu Yine böyle bir tartışma anında eşi bütün bağları kopardı ve 'Ya ben giderim, ya da baban bu evde kalmayacak' diyerek rest çekti. Eşini kaybetmeyi göze alamazdı. Babası yüzünden çıkan tartışmalar dışında mutlu bir yuvası sevdiği ve kendini seven bir eşi ve birde çocukları vardı. Eşi için çok mücadele etmişti evliliği sırasında ailesini ikna etmek için çok uğraşmış ve çok sorunlarla karşılaşmıştı. Hala onu ölürcesine seviyordu. Çaresizlik içinde ne yapacağını düşündü ve kendince bir çözüm yolu buldu. Yıllar önce avcılık merakı yüzünden kendisi için yaptırdığı kulübe tipi dağ evine götürecekti babasını. Haftada bir uğrayacak ve ihtiyacı neyse karşılayacak, böylelikle eşiyle de bu tür sorunlar yaşamayacaktı. Dağ evinde lazım olacak bütün malzemeleri hazırladıktan sonra yatalak babasını yatağından kaldırdı ve kucakladığı gibi arabaya attı. Oğlu Can 'Baba ben de seninle gelmek istiyorum' diye ısrar edince onu da arabaya aldı ve birlikte yola koyuldular.Karakışın tam ortalarıydı ve korkunç bir soğuk vardı Kar ve tipi yüzünden yolu zor seçiyorlardı Minik can sürekli babasına 'Baba nereye gidiyoruz?' diye soruyor ama cevap alamıyordu. Öte yandan nereye götürüldüğünü anlayan yaşlı adamsa gizli gizli gözyaşı döküyor oğlu ve torunun belli etmemeye çalışıyordu Saatler süren zorlu yolculuktan sonra dağ evine ulaştılar. Epeydir buraya gelmemişti Baraka tipindeki dağ evi artık çürümeye yüz tutmuş, tavan akıyordu Barakanın bir köşesini temizledi hazırladı ve arabadan yüklendiği yatağı oraya itina ile serdi. Sonra diğer malzemeleri taşıdı En son da babasını sırtlayarak yatağa yerleştirdi Tipi adeta barakanın içinde hissediliyordu Barakanın içinde fırtına vardı adeta Çaresizlik içinde babasını izledi. Daha şimdiden üşümeye başlamıştı. Yarın yine gelir bir yorgan ve birkaç battaniye getiririm diye düşündü. Öyle üzgündü ki dünya başına göçüyor gibiydi. O bu duygular içindeyken babası yüreğine bıçak saplanmış gibiydi. Yıllarca emek verdiği oğlu tarafından bir barakaya terk ediliyordu. Gururu incinmişti içi yanıyordu ama belli etmemeye çalışıyordu. Minik Can ise olanlara hiçbir anlam veremiyordu. Anlamsızca ama dedesinden ayrılacak olmanın vermiş olduğu üzüntüyle sadece seyrediyordu. Artık gitme zamanıydı Babasının yatağına eğildi yanaklarını ve ellerini defalarca öptü. Beni affet der gibi sarıldı, kokladı.. Artık ikisi de kendine hakim olamıyor ve hıçkıra hıçkıra ağlıyordu. Buna mecburum der gibi baktı babasının yüzüne ve Can'ın elini tutup hızla barakayı terk etti. Arabaya bindiler. Can, yola çıktıklarında ağlamaya başladı “neden dedemi o soğuk yerde bıraktın” diye. Verecek hiçbir cevap bulamıyordu, annen böyle istiyor diyemiyordu. Can 'Baba sen yaşlandığında bende seni buraya mı getireceğim' diye sorunca dünyası başına yıkıldı. O sorunun yöneltilmesiyle birlikte deliler gibi geri çevirdi arabayı barakaya ulaştığında 'Beni affet baba' diyerek babasının boynuna sarıldı. Baba oğul sıkı sıkı sarılmış ve çocuklar gibi hıçkıra hıçkıra ağlıyorlardı. Oğlu 'Baba beni affet, sana bu muameleyi yaptığım için beni affet' diye hatasını belli ediyordu. Babası oğlunun bu sözlerine en anlamlı cevabı veriyordu 'Geri geleceğini biliyordum yavrum. Ben babamı dağ başına atmadım ki, sen beni atasın. Beni bu dağda bırakamayacağını biliyordum. (Alıntı)


+++++++++


HAFTANIN FIKRALARI.. HAFTANIN FIKRALARI..

ELBİSE
Adamın biri eczaneye girmiş ve kendine sıra geldiğinde:
-Bir paket prezervatif lütfen! demiş.
Adamın, diğer müşterilerin arasında hiç çekinmeden böyle bir istekte bulunduğuna sinirlenen eczaneci:
-Sen hiç mi utanmazsın, diye müşteriye kükremiş. Çık dışarı ve bunu daha kibarca isteme yolunu bulduğunda gel buraya, demiş.
Adam çıkmış ve kapı önünde kısaca bir düşündükten sonra tekrar içeri girmiş. Eczaneciyle şöyle bir bakıştıktan sonra da malum şeyi çıkarıp tezgahın üzerine uzatıvermiş:
-Abi, şuna göre bir elbise versene...

MAFYA ÇOCUĞU
Amerika’da yasayan ünlü bir mafya babasının karısı doğum yapacakmış. Hastaneye kaldırmışlar. Doktorlar, hemşireler etrafında pervane. Kadını doğumhaneye almışlar.
Kadın ikiz doğuracakmış. İlk çocuk gelmeye başlamış, çocuk kafasını çıkarınca etraftaki kalabalığı görür görmez hemen bağırmış: Hey Joe, ön kapıyı tutmuşlar, arka kapıdan kaçalım

KAYBOLAN PARA
Fakir ve yaşlı kadın kaldırıma oturmuş ağlarken yanına yaklaştım ve “Ne oldu teyze? Neden ağlıyorsun?” diye sordum. “Sorma oğlum, cebimde 50 lira vardı düşürdüm, bulamıyorum.. ” dedi ağlamasını sürdürerek. Size ne kadar üzüldüğümü anlatamam, hemen cebimden çaktırmadan 50 lira çıkarıp “Al teyzeciğim bu senin paran.. ” diye uzattım. “Yuh ama..!” dedi birden sinirlenip parayı elimden çekip alarak, “Sabahtan beri bu yaşımda beni köşe bucak deli gibi arattırıp duruyorsun.. Terbiyesiz manyak..! ”

SARIŞIN
Sarışının biri denizaşırı ülkedeki annesine telefon etmek için postaneye gitmiş. Gişedeki memur görüşmenin 30 milyon tutacağını söyleyince sarışın itiraz etmiş: "İyi de benim o kadar param yok, ama annemle görüşmek için her şeyi yaparım" Memur bir kaşını kaldırmış (tahmin edebileceğiniz gibi). "Her şeyi mi?" diye sormuş. "Evet, evet, her şeyi" diye cevaplamış sarışın. Adam yandaki odaya yönelirken "beni takip et" demiş. Sarışın denileni yapmış ve adamı takip etmiş. "İçeri gel ve kapıyı kapa" demiş memur. Kadın denileni yapmış. "Dizlerinin üzerine çok". Kadın çokmuş. "Simdi fermuarımı aç". Kadın yapmış. " Haydi başla, onu dışarı çıkar". Kadın uzanmış ve onu iki eliyle tutmuş.. Sonra durmuş. Adam gözlerini kapamış ve fısıldamış " Eee, haydi başlasana". Sarışın yavaş yavaş ağzını yaklaştırmış ve dudaklarını aralayarak konuşmaya başlamış.. "Anne, beni duyuyor musun?"

 

Yayın Tarihi
02.08.2012
Bu makale 8590 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!