Adana'da Darendeliler - II -

Adana’da yaşamakta olan birçok hemşerimi; Darende’de görev yaptığım 1960-63 yılları arasında tanıma fırsatı buldum. Bir taraftan onlar tarafından düzenlenen mevlüt, sünnet, düğün ve hac dönüşü gibi etkinliklere katıldım. Diğer taraftan da hastalarına bakma ve tedavi etme olanağına sahip oldum.

1970 yılında, Darende Kültür Derneği Genel Başkanı olduğum dönemde, “Beş Belde” dergisinin tanıtımı için, Adana’dan başlayarak Çukurova yöresinde bulunan hemşerilerimizin  ziyaretlerine  gitmiştik. Bu ziyareti Değerli hemşerimiz Sıtkı Yazıcıoğlu ve Rahmetli Şükrü Poyraz’la birlikte yaptık.

O dönemde Rahmetli Bekir Kaya ve Hızbullah Ocak, Dr.Turan Aşlamacı ve Dr. Abdullah Ertem ağabeylerimiz Adana’daki hemşerilerimiz arasında en önemli birleştirici unsurlardı. Şu anda ismini anımsayamadığım, o zamanların en gözde otelinde bizi ağırladılar ve yemekli bir toplantı düzenleyerek, hem bizleri onurlandırdılar, hem de çıkardığımız dergiye abone olarak maddi katkıda bulundular.

Gördüğümüz ilgiden son derecede mutlu olmuştuk. Kazandığımız enerjiyle yolumuza devam ederek; Ceyhan, Kadirli, Kozan ve Osmaniye’deki hemşerilerimizi de ziyaret ettik. Burada gördüğümüz yakın ilgi bizlere büyük bir moral depolama olanağı vermişti.

Öte yandan dergimizin basım masraflarına da büyük katkı sağlamış olarak döndük Adana’dan.

Başta Adana, Ceyhan olmak üzere Çukurova  yöresindeki hemşerilerimizin varlıklarıyla her zaman iftihar etmişimdir. Aynı şekilde Mersin ve Tarsus’da yerleşmiş hemşerilerimiz için de aynı duygulara sahibim.

Zaman zaman, bazı kişilerin, bu hemşerilerimizi kastederek “Darende’ye ne gibi katkıları var ?” tarzındaki eleştiri ve serzenişte bulunmalarından rahatsızlık duyduğumu ifade etmek isterim. Bu hemşerilerimizin, gitmiş oldukları gurbet ellerde sağladıkları başarı, Darendeli kimliklerini korumaları ve Darende hakkında olumlu görüşlerin kazanılmasındaki katkıları bile bir Darendeli olarak benim için bir övünç vesilesidir.

Bu eleştirilere sadece Adana ve yöresindeki Darendeliler maruz kalmamakta, gurbetçi niteliğindeki bütün hemşerilerimiz bu olumsuz eleştirilerden nasibini almaktadır. Sitemdeki “Konuk Defteri” ne isimsiz olarak gönderilen bu mealdeki yazılardan rahatsızlık duyduğumu, ancak bunları fazla ciddiye almadığımı  açıklamakta sakınca görmüyorum.

Bana ilk kitabımın adını neden “İlk Göz Ağrısı Darende” diye vermediğimi ve neden Darende’den değil de Antalya Kepez’den Belediye Başkanlığına adaylığımı koyduğumuı soranlar oldu. İyi niyet ürünü olarak görmediğim bu çeşit sorularıyla spekülasyon yaratmaya çalışanların aslında birer Darendeli olmadıklarını biliyorum. Çünkü Darendeliler, düşüncelerini ortaya koyarken, ya da herhangi bir konuda eleştiride bulunurken kimliklerini saklayacak yapıda değillerdir.

Bunlara verdiğim yanıt çok basit olmuştur. Ben Darende’ye doğuştan aşığım ve Darende’ye olan duygularımı ve bağlılığımı hiçbir çıkar duygusuyla ölçmeyi düşünmedim. Beni tanıyan bütün Darendeliler bunu bilirler. Darende sevdası bana anamdan/ babamdan miras kalmıştır ve ölünceye kadar da benimle yaşayacaktır.

Adana ve çevresindeki  hemşerilerimden yıllar önce görmüş olduğum sıcak ilgiyi hiçbir zaman unutmadım ve unutmayacağım.

Bütün hemşerilerime en derin sevgi ve saygılarımı sunuyorum.

Yayın Tarihi
10.04.2012
Bu makale 7161 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!