Acıtan Araştırma (*)

George Washington Üniversitesi’de bir akademik araştırma gerçekleştirlir. Çalışmayı yapanlar ise müslüman akademisyenler, Prof Dr Scheherazade S. Rehman ve Prof Dr Hossein Askari. Çalışmanın sonuçları Global Economic Journal’de yayınlanıyor ve çeşitli kanallarda da söyleşilere katılıyorlar.

 

Amaçlarını kısaca özetlersek; “İslam Ülkeleri Ne Kadar İslami?” sorusuna cevap arıyorlar.

Hareket noktası ise şu; “içlerinde barındırdıkları para ve şöhret kazanma hırsı bir negatiflik verse de gelişmiş ekonomilerin çoğunluğunda yapının belli ölçüde İslami ilkelere uygun şekillendiğini" düşünüyorlar.

Çalışma, dinin ekonomik gelişmeler üzerinde bağımlı mı yoksa bağımsız bir değişken mi olduğu sorusundan hareket ediyor. Din eğer bağımsız bir değişken ise; politik ekonomi, ekonomik performans, etkin üretim kapasitesi, çalışma ahlakı gibi konuları etkileyen bir değişken olabileceği görüşündeler.

Kuran-ı Kerim’ i bu açıdan detaylı bir şekilde incelemeye başlıyorlar. İslami öğretilerin, insanlara verilen özgür iradenin dışında, sosyo-ekonomik kurallar, ekonomik sistemler, ahlak, hukuk sistemi ve yönetim şekli gibi konuların nasıl şekillendirilmesi gerektiği hakkında kurallar getirdiğini söylüyorlar.

İslami öğretileri belirli bir ideoloji altında tanımlamak gerekir ise “ahlaki değerleri temel alan, eşitliğe ve adalete dayalı liberal bir sistem” olarak isimlendirilebileceğini düşünüyorlar. İslam öğretisinde, toplumun haklarının kişinin haklarından daha önde geldiğini belirliyorlar.

Araştırmacılar, İslam dininin ortaya koyduğu iktisadi ilkelerin temelinde ekonomik adalet ve sürdürülebilir büyüme, yaygın refah ve istihdam, İslami ekonomik ve finansal geleneklerin uygulanmasının olduğunu düşünüyorlar. Bu çerçevede, Kuran’ dan temel 12 ekonomik prensip belirliyorlar (**).

Bu prensipler açısından 208 ülkenin resmi ve resmi olmayan verilerini topluyorlar. Verilere uyguladıkları puanları toplayarak ülkeler için kuranda yer alan islami şartlara uygunluk sıralaması elde ediyorlar.

Araştırmanın sonuçlarına gelince; çıkması gerken ya da akla yakın olan sırlamada adına İslam Cumhuriyeti ünvanını koyan İran, İslamın beşiği görülen Suudi Arabistan ve artan hızla islamileşen Türkiye’ nin listenin üst sıralarında olması gerekir gibi düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Zaten araştırmanın acıtan kısmı da bundan sonra başlıyor.

 

Kuran-ı Kerim prensiplerine göre yönetilen ve yaşanan ülkeler sıralamasında ilk sıraları İrlanda ve Lüksemburg, Norveç, İsveç Finlandiya, yeni Zelanda gibi ülkeler yer alıyor.

 

Sıralamaya girebilen ilk Müslüman ülke 38. Sırada Malezya. Türkiye ise 103. Sırada. İran ve Suudi Arabistan gibi ülkeler de ilk yüze giremiyor. Örnegin Suudi Arabistan 131. Sırada, İran 163. Sırada yer alıyor.

 

Bu sıralamaya göre; Kuran-ı Kerimde yer alan prensiplere sahip oldukları, uyguladıkları ve bu yapılarını korudukları için üst sıralarda yer bulan ülkelerin ekonomik gelişmişlik durumuna bakıldığında, araştırmayı yapanların “islamiyetin pozitif değişken olduğu tezinin doğrulandığını” söyleyebiliriz.

 

Sonuç itibarı ile İslamiyet, öncelikle müslümanlar tarafından anlaşılamıyor. Müslümanlar için bir inanç, bir felsefe, bir yaşam biçimi ve pozitif değişken olmaktan çok, saygıdan uzaklaşan, şekilciliğe ve sayısal ibadete dönen bir yapıya dönüşüyor.

Akıl ve bilimden hızla uzaklaşılarak, şahsi yargılarla (fetvalara) ilerleyen bir şekil, gözümüzün önünde yayılıyor. 1.400 yıllık süreçten gelen islami yaşamda bugün hala “orucu ne bozar, kaç yaşında evlenilir, kadın araba kullanabilir mi? …vb“ sorulardan öteye gidemeyişimizin bunu doğruladığını düşünüyorum.

Bunu yazmak da okumak da acıtıyor.

----------------------

(*) Yararlanılan kaynaklar;

- Nail Baki, Kuran’ın İlkelerine Göre Yaşayan Ülkeler Sıralaması, makale, kocaelifikir.com

- Murat Yülek, İslam Ülkeleri Ne Kadar İslami, makale, Kürsel Nakış, dunya.com

- Müslümanların Yüz Kızartan İslamilik Araştırması, haber, bedirhaber.com

- Ayşe Sunucu, Müslüman Ülkelerin “islamilik” Karnesi, makale, sozcu.com.tr

(**) Kuran-ı Kerim incelenerek belirlenen ve araştırmada ülkelerde aranan 12 prensip;

1. Toplumun tüm üyelerine eşit iktisadi fırsatlar
2. İktisadi adalet
3. Sözleşmelerin ve mülkiyet haklarının korunması
4. Çalışmak isteyen herkese istihdam imkanlarının oluşturulması
5. Eğitim imkanlarının eşit sağlanması 6. Yoksulluğun önlenmesi ve temel ihtiyaçların karşılanması (gıda, yiyecek,

elbise, sağlık gibi)
7. Vergilerin toplumun diğer ihtiyaçlarının karşılanması için kullanılması
8. Tabii kaynakların toplumun bugünkü ve gelecekteki üyeleri düşünülerek yönetilmesi
9. Yolsuzluğun önlenmesi
10. Destekleyici bir finansal sistem oluşturulması
11. Faizin kaldırılması da dahil finansal temaüller

12. Devlet yapısının bu ihtiyaçları karşılayacak verimlilik ve etkinlikte olması.

 

Yayın Tarihi
04.06.2018
Bu makale 2307 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!