SUBAŞININ BAKIŞI

“Kaza Geliyorum!” Dedi

Taksim öncesi, tweet atmıştım, “göz göre göre kaza geliyor!” demiştim… Gelecek yıl ve sonraki yıllar, yine aynı… Kaza, geliyorum diyor! Bu yıl ucuz atlatıldı mı bilmiyorum ama hiç sanmıyorum! Kimler işine ulaşamadı? İşsiz kalan aşsız kalan yaralanan sakatlanan! Maddi kayıplar kim bilir nerelere ulaştı… Dilan ise medyaya da  yansıyan olayın en somut mağduru… Tek teselli can kaybı olmadı. Polislerin çektikleri ise cabası…

Günlerdir tartışılıyor, kimileri onlarda israr etmeyiversinler Taksim için diyor. Devlet nereyi gösteriyorsa orada kutlasınlar bayramlarını onların niyeti bayram kutlamak değil anarşi yaratmak!

Kimileri de, “o gün, emekçilerin bayramı ise ve onlarda hiç vazgeçmeden Taksim diyorlarsa ne olur devlet inadından vazgeçse diye yorumluyor.

Bu yıl Taksimdeki inşaat ve çukurları, vali Mutlu gerekçe göstermişti oysa, sonraki konuşmalardan anlaşılıyor ki önümüzdeki yıllarda,Taksim kutlamaları gündemden kalkacak! Neden?

İşçilerin ısrarı da, anladığım kadarıyla sadece bu yıl için değil önümüzdeki yıllarda da kaldırılmak istendiğini sezdikleri için.

Osmanlı da olsun cumhuriyet döneminde olsun devlet geleneğimizdir, illa devletin demir yumruğu gösterilecektir! İşin ilginç tarafı, “devletin demir yumruğu ibret içindir, indirilmezse bu halk düzelmez” diyenler halkın arasında bile az değildir. Tabi indirilsin diyenler, ‘öteki’ saydıklarına indirilsin isterler. Ya da eylemin anarşiye dönüşeceği peşinen var sayılır.

Hangi ülkenin on binler, yüz binler anarşisti vardır? Hangi ülkede Dilan gibi bir genç kıza bir solukta devletin yetkilileri, hem de yoğun bakımda iken peşinen anarşist ilan ediverir! Onun geleceği ve psikolojisi hiç düşünülmeden…

Devlet inadından vaz geçmişti. Hem bir mayısı, bayram ilan etmişti hem de Taksimde kutlamanın önünü açmış ve iki yıl huzur içinde kutlanmıştı… Ama kimse içine sindiremedi. İşçiler; “bize bu lutuf değildir, hakkımızı sökesöke aldık” dediler ya devlet hafızası inadından vazgeçse de o lafı yemez! Unutmaz… Demir yumruk zamanı gelmişti! Hem bahane de vardı, Taksimde kazı yapılmıştı.

Anarşi konusuna tekrar dönersek, hiçbir ülkenin yüz binler anarşisti de olmaz teröristi de… Bunlar marjinaldir ve provoke etmekte mahirdirler… Hem de devletimizin; “ illa yasak da yasak… Sen, kim güçlü görürsün” dediği zamanlar tam da marjinaller için provoke etmek isteyenler için en uygun zemindir ve tam zamanıdır…

Öyle zamanlarda, sap ile saman karışır her eylemciye anarşist gözüyle bakılır, zannedilir ki bu ülkede yasa tanımaz anarşist, yüz binlercedir ve ancak bunların da hakkından devletin demir yumruğu gelir! Dilanlar’da, o nedenle bir çırpıda anarşist ilan ediliverir!

Belli ki önümüzde ki yıllarda da bunları fazlasıyla yaşayacağız. “Kaza geliyorum” diyor çünkü!

En netameli olayda devlet bir akıl geliştirdi son dönemde! Kürt sorunu ya da adı her neyse, yasakla, demir yumrukla, öldürmekle, ölmekle, çözüm bulamadığını görünce farklı sivil ve siyasi yöntemlere girişti ve destek bekliyor şimdi! Hem de kendi aklının yanında başka akillerden de yardım ve destek bekliyor!  Bu olayın yanında İşçi sınıfının ille de Taksimde bayramı kutlarız ısrarının lafımı olur. Aynı geliştirdiği aklı ve soğukkanlılığını, sabrını diğer ve hatta çok daha masum eylemlere de uygulayamaz mı? Bana göre uygulaması zorunludur…

Tabi ki gösterilen meydanlarda miting yapılacaktır. Kurallara saygı gerekir ama İşçinin sadece bir mayıs kutlamalarının sembolik anlamı olduğunu, tüm sendikalar yıllardır hem de dayak, biber gazı ve canları pahasına anlatmaya çalışıyorlar! Anlamaya çalışmak o kadar zor olmamalı…

Yayın Tarihi
07.05.2013
Bu makale 11631 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Kayıtlı Yorumlar
Doğru söze ne denir.Bu yazının altına imzamı atarım.

galip TANDOĞAN 08.05.2013

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!