Altın Portakal’ın bu yıl 47’ncisi yapılıyor. Türkiye’nin en eski festivali unvanına sahip, Türk sinemasına sadakatle bağlı bu festival, Antalya için ne anlam ifade ediyor? Soru bu, cevabı vermeden önce sinemayı “ imaj” olarak tanımlayanlar gözüyle bakınca, bu festivalin bunca yıl Antalya’ya kazandırdığı imajı sorgulamamız gerekiyor. Bu sorgulama sırasında, sansür, adam kayırma, cinsellik ve en son olarak bu yıl olduğu gibi ideolojik-magazinsel, kısır haberlerin, imaj oluşturup, oluşturmayacağına değinmeyeceğim. Uluslararası Altın Portakal Film Festivali, Antalya’nın tanıtımına ve imajına bir katkıda bulunması için zaten bugüne kadar bir amaç güdülmemiştir. Dünya sinema devi olan Hollywood’un, Amerikan Devleti ve Pentagon tarafından dünyada “Amerikan İmajı” konusunda nasıl bir “misyon” yüklendiğini öğrenmek isteyenler için, Doç Dr. Nuran Yıldız’ın “Tanklar ve Sözcükler” kitabına bakmalarını tavsiye ederim.
Geçen yıl yazdığım “Sinemaya Misyon Yüklemek” başlıklı yazımdan bu konuda bazı paragraflar aktaracağım: “Benim özellikle ele almak istediğim konu ise sinema sanatı yolu ile ülkemizin, bölgelerimizin, dolaylı tanıtımı ve olumlu imajının oluşturulmasıdır. Yani kısacası, biz sinemamıza böyle bir misyonu yükleyebiliriz. Sinema, seyircinin beyninde, filmin senaryosundaki ana fikir, kahramanların kişilik özellikleri, geçen zaman, yer ve sosyal çevre tümüyle bir bileşke yaratır. Bu bileşkenin ortaya çıktığı son aşama “imaj”dır. Geçmişten günümüze Türk sinemasına baktığımızda ona yüklemeyi arzuladığımız “doğru imaj” konusunda çok fakirdir. Ticari kaygılar ve popüler kültür bunu engellemiştir. Bu açıdan sosyal içerikli, dönemsel olarak kültürel değişimlere paralel, ortaya çıkan toplumcu sinema örneklerimizi bunun dışında tutmalıyız. Son yıllarda Türk sineması adeta kabuk değiştirmektedir. Bu kabuk değiştirmenin bize sağladığı en belirgin örnek de gerçekçilik ve demokratlıktır. Geçmiş doğru örneklerin rehberliğinde oluşmaya başlayan yeni Türk sineması takip ettiği çizgi ile doğru imaj oluşturmada ümit veriyor.”
47. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali Ulusal Uzun Metraj Film Yarışması Yönetmeliği içine monte edilen “Antalya Teşvik Ödülü” bir ilktir. Bu ödülün kriterleri aşağıdaki şekilde sıralanmış
- Ödül Antalya’da film çekilmesini teşvik etmek amacıyla verilmektedir.
- En İyi Film Ödülü’nün sahibi olan yapımcıya verilir.
- Yapımcının, ödülü aldığı yılı takiben 2 yıl içinde çekeceği yeni filme verilir.
- Filmin toplam gösterim süesinin yüzde 15’lik bölümünün Antalya’da geçmesi zorunludur.
- Antalya’daki çekimlerin en az 10 farklı açık/kapalı mekanda geçmesi zorunludur.
- Kapalı mekan çekimlerinin turistik tesislerde yapılması durumunda, filmin gösterim süresinde 2 dakikayı geçmemesi gerekir.
Bu son madde mutlaka revize edilmelidir. Antalya gibi “Turizmin Başkenti” diye adlandırılan bir kentte bir otelde konusu geçecek film yapılmasına bu kural engel olacaktır. Kuşkusuz “otel tanıtım” filmi çekilmeyeceğine göre…
47 yıl sonra Altın Portakal’ın Antalya imajına sağlam katkılar koyacağına inanıyorum. Belgesel filmler için de benzer Teşvik Ödülü’nün sağlanmasının yerinde olacağını düşünüyorum.
Bugün saat 17.00’de AKM Perge salonunda uluslararası ödüllü “Göbeklitepe Dünya’nın İlk Tapınağı” belgesini seyretmenizi tavsiye ederim.
SABAH AKDENİZ’DEN ALINMIŞTIR