Zafiyet kimde?

Başkentin göbeğinde bomba patladı, 100 kişi öldü…

İçişleri Bakanı “Güvenlik zafiyeti yok. İstifa etmem” diyor.

Doğru söylüyor, “zafiyet” onlarda değil…

Aslına bakarsanız, bize çok yalan söylemediler!…

Hedefimiz 2023… Sistemi değiştireceğiz… Restorasyon yapacağız… Başkanlık, yani tek adam yönetimine geçeceğiz… En az 400 milletvekili isteriz… Ya bizi ya kaosu seçeceksiniz… Biz varsak açılım, biz yoksak buzdolabı dediler…

Balyoz, Ergenekon, Poyrazköy, casusluk, şike davalarıyla muhaliflerini bezdirdiler, hapislerde etkisiz hale getirdiler, orduyu bitirdiler, işi biten ortaklarını geride bırakıp yürüdüler, toplumsal tepkileri copla, gazla polisle sindirdiler, kazalarda ölen işçi yakınlarını dövüp tekmelediler, kendilerinden olmayanlara hakaretler ettiler… Harun gibi gelip Karunlaştılar…

Sen ise, dayak yedin, hakaret işittin, kandırıldın… Madenlerde, meydanlarda, inşaatlarda, tersanelerde öldürüldün…. Akarsuların, ormanların, yemyeşil yaylaların, sahillerin elinden alındı… Burnunun dibine nükleer santraller dikildi… Ülken göçmenlerle dolduruldu… Gençleri şehit oldu… Bankaları, limanları, gazeteleri yandaşlara satıldı… Çocuklarının geleceği karartıldı…

Yine de koştura koştura gidip, bunlara oy verdin.

Zafiyet, bunlara aldanarak destek verenlerde…

Direnemeyip yollarından çekilenlerde…

Sessiz sedasız köşesine sinenlerde…

Oy verip iktidara getirenlerdedir!

***

Diyarbakır ve Suruç bombaları, aniden hortlayan PKK terörü, evlerinin önünde öldürülen askerler, polisler, şehir merkezlerindeki karakollara, askeri birliklere saldıracak kadar gözü dönmüş teröristler…

7 Hazirandan bugüne 234’ü sivil halktan, toplam 379 ölü…

Sen hala toplantı, yürüyüş, miting düzenliyorsun!...

Vampirler kan emmek için bekliyor, sen mezarlıktan geçiyorsun!...

Kanımızı emmelerine fırsat vermeyelim…

Vampirleri açlıktan öldürerek yaşamaya devam edelim!

Biliyorum için dolu…

Biliyorum yürümek, haykırmak, rahatlamak, gücünü göstermek, diktatöre direnmek istiyorsun…

Ama sen bu ülkeye lazımsın…

Rica ediyorum; Artık toplantı, miting, yürüyüş düzenleme, Cumhuriyet Bayramını kutlamaya, camide cuma namazı kılmaya, AVM’lerden alışveriş yapmaya, takımının maçlarını izlemeye gitme…

Evine kapan, duygularınla değil aklınla hareket et, kin ve nefretini biriktir, telefonla, sosyal medyayla haberleş, toplum lideriysen televizyona, radyoya çık…

1 Kasımı bekle!...

O gün, sağ, salim ve eksiksiz, sessiz bir güç olarak sandıkta buluşalım…

Ve bizler öldükçe “zafiyet yok” diyenlerden, acımız varken yüzümüze gülenlerden, düğünlere gidip eğlenenlerden, palavra mesajlar yayınlayıp sahte gözyaşı dökenlerden kurtulalım!

Bir oy, bir oydur!