Yol Özlemi...

        Aradan yıllar geçse de, hiçbir anı, bir ilkokul öğrencisinin içtenlikle yazılmış dizeleri kadar kalıcı olmadı, yaşamımda...

        Tüm öğretmenlerin bir araya geldiği toplantıda bir öğretmen, köyündeki ilkokul öğrencisinin şiirini okumuştu. O minik öğrencinin dizelerine yansıttığı, en büyük dileği; “Bir sabah, otomobil sesiyle uyanmak...” idi, köyünde.

        Yöremizin engebeli doğal yapısı, birçok köyümüzü, motorlu araçların ulaşmasını sağlayacak yoldan yoksun bırakmıştı. O, 1960 yılların sonlarına dek süren yol mahrumiyeti, bugün çok nitelikli olmasa da, zemini asfalt yolların yapılmasıyla, sona erdi günümüzde... Belki de, o dizelerin sahibi, yetişkin yaşına ulaşan  insanın , köyündeki evinin önünde özel aracı duruyordur, şimdilerde...

 

        YOL – SU – ELEKTRİK...

        Her yerde olduğu gibi, yöremiz insanının vazgeçemeyeceği ihtiyaçları olan “Yol-Su-Elektrik” ancak, Devlet Baba'nın sağlayabileceği imkânlar. Bunlar arasında önceliği olan da, yöremiz için, “Yol” olmuştur, öteden beri...

        Cumhuriyetin ilk yıllarında, Devletin imkânları kısıtlıydı. Yöre halkı, Ergenekon’dan çıkış arayan Demirci Ustası örneği, kendi yolunu, kendisi yapmak zorundaydı. Eski kervan yolları geçişlerinden yararlanarak, güzergâhlar arandı.  Konya-Antalya İlleri arasında sıkışıp kalan bölgemizin, motorlu araç ulaşımına açılması isteniyordu. Yıllar süren uğraşlar sonunda, her iki yöne de ulaşım, yöre halkının dişiyle-tırnağıyla açtığı yollarla sağlandı.

        Ancak, Devlet, kurulan Karayolları Teşkilatı ile, yöremizeki mevcut yolları iyileştirme, elverdiği ölçüde zemini asfaltlama hizmetlerini vermekle yetindi, 1970 li yılların sonuna kadar...

        Köy yollarımız, günümüzde “ASAT” adıyla, Büyükşehir Belediyesinin yan kuruluşuy gerçekleşmekte. Bir süre önce, “İl Yolları” statüsündeki köy yolları,  Özel İdare planlamasıyla gerçekleşmekteydi. Daha önce “Köy Hizmetleri”, çok daha önce de, “YSE” nin çalışmalarıyla yapılmaktaydı.

        Kıyı bölgelerini yurdun içlerine bağlayan, nitelikli devlet yollarının kendi köyünün, kendi beldesinin yanından geçme beklentisi, yöre insanın hayâllerini  süsledi, öteden beri...  Yöremizin zor koşullarında yaşam uğraşı veren, kader birliği yapmış kasabalar, köyler, yol güzergâhlarının belirlenmesi aşamalarında, “rakip olma” konumuna düştüler, birbirlerinin... Politikacılardan, etkili kişilerden medet umdular. Halbuki, bu tür ana arterler, yöremizin sembolik oylarını kazanmak için değil, bölgelerin ulaşımına katkı sağlaması için yapılacak,  zorunlu devlet yatırımlarıydı. Bizler istesek de, istemesek de, İçanadolu'yu, Batı Akdeniz kıyılarına bağlayacak, nitelikli bir devlet yolu yapılacaktı. Bunun için 1978 yılına dek beklenildi...

 

        1978  BEKLENTİSİ...

        Konya-Antalya yolunun nereden geçeceği sorusu, elbette her yöre insanının yanıtını beklediği bir bilinmezdi. Günümüzde Manavgat Irmağı olarak bilinen Antik Melas akarsuynun  batısından mı, doğusundan mı geçeceği merak konusu oldu. Yeni yolun, eski güzergâhdan  geçmesi, yöredeki birçok köy ve kasabanın yararına olacak, derken; Yarpuz  Köyü yakınlarında, Armutlu alan Mevkiinde, yol için ölçümler yapılmakta olduğu haberi geldi, Akseki'ye... İlgi duyanlar, Koca Tevfik'in, kamyondan bozup Bursa kasası yaptırdığı Mersedes Otobüsüne bindik, Emirhasan Belini aşıp, çalışmakta olan, 4-5 teknik adamın izini bulduk. Başlarındaki en yetkili kişi, “Yarın Akseki'ye geleceğim.Size orada, sevineceğiz haberlerim olacak.” dedi. Bir bakıma, çalışmalarımıza engel olmayın, mesajları da veriyor gibiydi.

        Park Gazinosunun karşısındaki eski Belediyenin Salonunda toplananlara, Karayollarının en yetkili kişisi olduğunu öğrendiğimiz Ragıp Kırcalı, devletin Konya'yı, Akdeniz kıyısına ulaştıracak nitelikli bir yol yapımını planladığını, bunun için çalıştıklarını söyledikten sonra, “Devlet güçlendikçe, ekonomik imkânlar arttıkça, yol talebinde bulunan tüm yerlerin isteklerini karşılayacaktır. Aslında bu imkânlara da sahip olma zamanı yakındır. Çünkü, yer altı kaynaklarımızdan sağlanacak imkanlar umut vaad etmektedir. Biliyoruz ki, bor yataklarımız çok değerlidir. Uludağ'da Volfram diye bir madenimiz var, başka ülkelerde bulunmayan, bu maden olmadan ampuller yanmaz. Hem ABD'ye, hem Rusya'ya Volfram madeninden, birkaç ton vermezsek savaş dahi çıkar. Hiç kimse merak etmesin, ama birkaç yıl, ama 20-30 yıl sonra, tüm yörelerin yol hasreti bitecek.”dedi.

        Daha, sonra da, “Yol illâki benim kasabanın içinden, benim köyün yakınından geçsin diye Milletvekillerini ararsanız, yapım işlerini uzatmış olursunuz. Yol nereden geçerse geçsin, Size ne kadar uzakta olursa olsun, yine de Sizlere, yöre insanına hizmet verecektir. Olmayan yoldan ise yararlanamayacağınızı  iyi düşünün.” diye de uyarmaktan geri kalmadı.

 

        KONYA-SEYDİŞEHİR-AKSEKİ-MANAVGAT...

        Söylendiği gibi, 1825 m. rakımlı Alacabel'den gelip,Yarpuz önünden gelerek, Aksekinin 2-3 Km.altındaki Bozyer'den geçecek yolun, ilçe merkezinden geçmesini istemek, gerçekleşemeyecek bir talep olurdu.

        Yol yapımını üstlenen şirketin, ülkedeki huzursuzluk ve kargaşa nedeniyle, çalışmalarını durdurduğunu öğrendik. Ancak, 12 Eylül 1980 hareketinden sonra, yeni şirketler yol yapımını sürdürdüler. Yapımı tamamlanan yol, daha önce, dörder saati bulan, Antalya ve Konya yolculuklarını ikişer saate kadar düşürdü. Kıvrıla kıvrıla giden, virajlı yollarda ilerleyen taşıtlardaki yolcuların artık başı dönmüyor.  Günde, 30-35 bine ulaştığı söylenen trafik yoğunluğu ise, yöre insanının ekonomik yaşantısına beklenen katkıyı sağlayamadığını da söylemek gerek. Yol boyunca açılan akaryakıt istasyonlarından, dinlenme tesislerinden, açılan marketlerden, yöremiz insanının da yararlandığını göz ardı etmemek gerekir. Ve yoğun trafiğin olumsuzluklarını da...

 

        Akseki, 1980 sonrası gerçekleşen yoldan başka, her ne kadar koruyamamanın sorumluluğu bizde, yerel yönetimlerde ise de, 28 km. Uzaklıktaki Göktepe Yaylasından gelen suyu, 380 bin Kw lık enerji hattı, trafosu, çevre yolu ile tarihindeki en büyük devlet yatırımlarını aldıysa da, küçük yerlerin kaderini paylaşmak zorunda kaldı. Yol problemi çözüldü, büyük ölçüde; ama, ekonomik kalkınmayı  gerçekleştiremedi...

        İbradı'nın, Cevizli'nin, Süleymaniye, Bademli, Kuyucak Beldelerinin  nitelikli yol beklentileri ise, bu yıllara kaldı...

 

        Prof.KANİ  IŞIK...

        Akdeniz Üniversitesinin Değerli Bilimadamı, henüz emekliliğini isteyen, Hemşehrimiz Prof.Dr. Kani IŞIK', Başkanlığındaki araştırma kurulunun, yöremizde kurulması düşünülen Çimento Fabrikasının zararlarına değinen raporu ve yöremizle, yöremizin sorunlarıyla da yakından ilgilenen çevreci bir kişilik oldukları, hepimizce bilinmektedir..

        Yöremizin tanıtımı için, Derneğimizin hazırlamakta olduğu harita taslağı üzerinde açıklamalarda bulunan Bilimadamı Prof.Dr.Kani IŞIK, İbradı İlçemizin önünden geçerek, Konya-Antalya arasında en kısa Devlet Yolu olacak yolun, yapımının devam ettiğini, yöremize önemli katkılar sağlayacağından söz ederek, yolun harita çalışmalarında yerini almasında yarar gördükleri bilgisini lutfettiler. Kendilerine gerek raporları gerek bilgilendirmeleri için teşekkür borçluyum.

        Kendilerinin bu sevindirici uyarılarından sonra, Karayolları 13.Bölge Müd.de Asfaltlama Şubesinin Müdürü Hemşehrimiz Müh.Ruhi ÖZGEN ile görüşüp, gerekli harita taslağını yapımcı arkadaşlara ilettim.

        KONYA- BEYŞEHİR-İBRADI-TAŞAĞIL-ANTALYA...

        İçanadolu'yu, Akdeniz kıyılarına bağlayacak en kısa yollardan bir diğeri olan, Konya-Antalya yolunun yapımına ,birkaç yıl önce başlanıldı. Yöremizde hizmete girmesi heyecanla beklenen yolun yapımına, Taşağıl yönünden ve Beyşehir-Huğlu yönünden olmak üzere iki taraftan,yapımına devam edilmektedir.

        Yol, geçmişte de önemli güzergahlardan olan, Roma devrinde de kullanıldığı bilinen “Kesik Beli” adıyla anılan yöreden geçmektedir. Konya-Antalya arasındaki en kısa yol olma özelliğini taşıyacaktır.

        Her yol güzergahı konu edildiğinde gündeme gelen, Osmanlının son döneminde, Cumhuriyetin ilk yıllarında da açılmasının düşünüldüğü, hatta İtalyan bir müteahhidin yapımını üstlendiği söylenen yolun, söz konusu “Kesik Beli” mevkiinin çok dik ve kayalık olması nedeniyle,  yapımından vazgeçildiği, günümüzdeki yol yapım araçlarındaki gelişmeler sayesinde ancak başlanabildiği yorumları da yapılmaktadır. Bu arada, ırmağın karşı tarafındakilerin engeline takıldığı söylentileri de, yukarıda sözünü ettiğim, olmaması gereken, “rakip görme” anlayışından kaynaklanmaktadır.

        Halbuki, Konya'dan Alanya'ya ulaşmak isteyenler için en kısa yol, mevcut Seydişehir'den Akseki önünden geçen yoldur. Öyle kalacaktır.

        Yeni yol açıldığında, Konya-Antalaya arasındaki en kısa yol olacak, Akseki yolunun trafik yükünü hafifetecek ve bu yolu rahatlatacaktır.

        Yeni yol, İbradı yöresindeki insanlarımızın il merkezine kolayca ulaşma imkanı verecektir. Bu yöre insanının acil sağlık sorunları karşısında, İl Merkezinden bir saat içinde sağlık hizmeti almasından mutluluk duymayacak bir yöre insanının bulunması, insancıl duygulardan yoksunluk olarak görmekten başka açıklaması düşünülemez. Yeni yolun yaşama geçirilmesi, ırmağın her iki yakasını da mutlu edecek bir gelişme olacaktır; olmalıdır.

        Prof.Dr. Cahit KAÇAR, Akdeniz Üniversitesinin Değerli Tıp ve Bilim adamı olmasının yanı sıra, bir tarafı Kuyucak Kasabamızdan oluşu nedeniyle, yöremizi sık-sık ziyaret eden bir Hemşerimizdir.

        Yeni açılacak yolda, jeep'i ile incelemelerde bulunurken, kamerası ile görüntülediği Kesik Beli, halen ayakta olduğu kanıtlanan Kargı Hanı ve yol çalışmaları, bu yazımızı renklendiren ve açıklayan belgeler olacaktır. Kendilerine, hem görüntüler, hem de yöremize duyduğu ilgi nedeniyle teşekkür ederim.

        Bu tür büyük devlet hizmetlerinden yöremizin de nasibini alması, en büyük dileğimiz olmakla birlikte, vaz geçilemeyecek devlet projeleri sayesinde, böylesine yatırımlardan yararlanmakta olduğumuzun bilinmesinde yarar görmekteyim. Çünkü, demokrasi dediğimiz, daha iyi bir yönetim tarzı bulunmadığı için baş tacı edilen sistemde, hizmetlerin oy alabilme kaygısıyla verildiği gerçeği görülmeli; kıyılardaki binlerce oy potansiyeline karşın, Aksekimizin 12.500, İbradı'mızın 2.500 seçmen gücünü, hizmet için birleştirerek, değerlendirmenin, akıl yolu olduğu bilinmeli, yöre halkının mutluluğu için çaba gösterilmesi gerekmektedir.

        Unutmayalım ki, deniz kıyısına ulaşma özlemini en az bizler kadar  ilgi duyan, Seydişehir ve çevresindeki Akviran, Çavuşköy, Gevrekli ve birçok yerleşim birimi ve etkili çevreleri olduğu gibi, Beyşehir tarafında da, Huğlu, Yeşildağ, Derebucak gibi belde, siyasetçileri, etkili bürokratları bulunmaktadır. Sanmıyorum ki, bu her iki taraf, bizler gibi, hayallerinde  birbirlerini, “öteyaka'da- veya beriyaka'da” görmüş olsunlar.

        ÖTEDEN BERİ SÖYLENEGELENLER...

        Hüseyin ÇİMRİN adını pek çoğumuz duymuşuzdur. O, “Antalya'mızın Heradot'u” olarak anılır. “Bir zamanlar Antalya” adlı,  birkaç cilt anı kitaplarında, İlimizin kaderini etkileyen, Hemşerilerimizden de söz eder. Kendileriyle tanışma ve sohbet etme imkânı da bulduğum değerli yazar, yöresine ve vilayetine büyük hizmetler veren Rasih Kaplan'a da çokca yer verir kitaplarında. Bunlardan en ilginç olanı da, yerel basında yayınlanan bir karikatürdür. Rasih Hoca, bir “Kaplan” olarak çizilmiş, kuyruğuna da vagonlar eklenmiş; altına da; “Rasih Kaplan, Antalya'ya tren getirecek.” yazılmış.

        Evet, Hoca'nın özlemi idi belki de, Vilayetini demiryolu ağına bağlamak. Ama, ünlü yazarın, bir söylentiden kaynaklanan, yazılarına ne demeli...

        “Antalya'ya demiryolu gelmesinin ertelenmesi, Akseki'nin İbradı Nahiyesinden olan Rasih Kaplan'ın, yolun Kesik Beli'nden geçmesi için ısrarı yüzünden olmuştur.”

        Öteyandan,   yapımına henüz geçilen Kesik Beli yolunun, Rasih Hoca'nın engeline takıldığını kitabında yazanlar da oldu. Akseki Fakılar Mahallesinden olan Rasih Hoca’nın, ayırım yapmadan, Antalya’ya hizmeti ilke edinmiş, Karanlık Sokak olarak bilinen “Aksu” Beldesinde, Köy Enstitüsü kuruluşunda etkili olmuş, 23 Nisan 1920  TBMM’nin ilk Milletvekillerinden olduğu bilinir.

        ÖMER DURUK- ALİ BOZER...

        A.B.D.ye iş ilişkisi nedeniyle davet edilen, yöremizin kalkınmasına kendisini adayan, İş Adamı Hemşerimiz Rahmetli Ömer DURUK'a, ev sahibi Senatör ısrarla, “Altınbeşik yolu yapıldı mı?” sorusunu defalarca yöneltmiş. Yurda dönünce,  Duruk'un, gereken cevabı verememekten duydukları mahcubiyeti açıklamalarının, bizzat tanığı olmuştum.

        Doğa Harikası Yer altı Gölünü, yurt dışında tanımış olmanın ezikliği ile, Rahmetli, yakınında  bulunanlara seslenerek, “Mağaraya en yakın yer olan Unulla'lı Şenol YAVUZ olsun, Gödene'nin Eniştesi Tayfur SÜNER olsun, kim bu yolun yapımına başlarsa, 30 bin lira vereceğim.” demiş, her iki iş ortağını bu konuya yönlendirmek istemişti. Arkasından, İçişleri ve Orman Bakanlıkları, Valilik,  Bozer ve Duruk’ların katıldıkları Protokoller imzalanmıştı, 2000 yılında.

        Ne var ki, bu imkânlardan yararlanma yolunu seçmek yerine, yerel bir gazete; “Duruk ticaretini başka yerde yapsın; Altınbeşik'i bıraksın.” diyebildi.

        Yöre insanının, bu tür,  ufku dar,  küçük hesap peşinde olanların ürettikleri söylentilere değer verilmemesi, birlik ve beraberliğin her yörenin yararına olacağı bilinci geliştirilmelidir. Bu yoldaki olumlu belirtiler, birincisi  Mustafa Kaya'nın Ali Paşa Konağında, ikincisi Erdoğanlar'ın Yörük Ali Konağında gerçekleştirilen, Üniversitelerden  bilim adamlarının da katıldıkları, “Akseki-İbradı Havzası; Doğal ,Kültürel Değerlerin Korunması ve Kalkınma Toplantısı” adı altındaki toplantılarda görülen yaklaşım, geleceğe dönük umut ışığımız olmaktadır. Toplantıda, zamanın  İbradı Belediye Başkanı Muharrem KAYA'nın yapıcı davranışlarını, Dr.Mehmet DURUK ile İş Adamı Tarık DURU'nun öteden gelen dostluklarını yakından görmek de olumlu işaretler olmuştur.

        SONUÇ...

        Her iki yörenin de, nitelikli devlet yoluna kavuşmuş olmasından, yöre halkı mutluluk duymalıdır. İş, bu ana arterlere bağlanacak, daha sağlıklı yollara ulaşmaya kalmıştır. Bu hizmetler de Karayolları Bölge Müdürlüğünce veya bu tür görevi üstlenecek kurumca programlanacaktır. Bir bakıma; “Yorgan gitti, kavga bitti...” demekten çok, “Hizmet geldi, tedirginlik gitti.” denilmelidir.

        Kim bilir, “Karayolu sorunu bitti; Demiryolu gündeme geliyor...” diyenler de çıkacaktır. Onu da gelecek kuşaklar düşünsün; ama, dayanışma içinde olunsun, birlik beraberlik, hiçbir zaman bozulmasın...

         Yöre insanına hizmet verecek nitelikli yollarda, kazasız-belasız yolculuklar, kalkınma yolunda önemli gelişmeler , birlik ve beraberlikler, 2016 ve sonrasında  tüm Hemşerilerime sağlık, esenlik, mutluluk ve başarılar dilerim.

        Saygı ve sevgilerimle...

Yayın Tarihi
08.08.2016
Bu makale 3671 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Kayıtlı Yorumlar
İbrahim Hocam, Ellerinize, beyninize sağlık... Güzel bir özet olmuş.... Tarihteki bilgiler, gelecek için doğru kararlar verilmesine yön verir. O nedenle bu bilgileri not etmiş olmanız çok yerinde... Bu arada bir konuyu da belirtmeliyim. "... İtalyan bir müteahhidin yapımını üstlendiği söylenen yol..." cümlesi, söylenti değil, tarihi belgeleri de var... Selam olsun...

Kani IŞIK 15.08.2016

Sayın Hocam, Konu ile ilgili bir iki girinti yapmak istiyorum.1-Yol Huğlu dan değil Yeşildağ(Kaşaklı) nın yanıbaşından,Adaköy,Çetminin kenarından Derebucak ,Derebucaktan sağa kıvrılıp Gembos,Üzümcü Başalar gidiyor.Esas güzergah Çetmi-Gembos olmalıydı,İmalatı kolay ve Mevcut yapılan yoldan 12 Km kısa idi.Tabi artık geçti.Bu işlere maalesef bilen uzmanlar değil siyasiler kafalarına göre karar veriyor. 2-Şimdiki halde bu yolun yakın zamanda tamamlanması sözkonusu değil.Zira İbradı Beyşehir arası hiç bir çalışma yok.Başbayam hanı civarında geçen yılki açılan çöğürlerde dikenler kalın otlar oluşmuş. Beyşehir Konya arasında Konyaya yakın bir yerde makinalar çalışıyor.Başka makina ve çalışma görmedim. 3-Kapadokya-Konya-Seydişehir-Cevizli-Zilan-İbradının güneyi-Altınbeşiğin altından tünelle,Gödenenin karşısından Ürünlü manastırına viyadük,sonra avasuna kadar tünelle Manavgatın Batısına ulaşan bir Ön proje düşünülmüş.Hacettepe İletişim Fak.Dekanı da konu ile ilgili İbradı civarında etütlerde bulunduğunu biliyorum.Taslak çizim maalesef benim Lap toptan silinmiş. Netice olarak,Matematik ve Ekonomik hesaplamalara dayalı hertürlü imalat başımız üstüne.Ancak Hababam işi keyfi kabuller yanlış. Sizlere birkaç böylesi yanlıştan inşallah karşılaştığımızda bahsederim.Buraya yazmak istemiyorum.Saygılarımla.

Alim Doğan Özcivan 09.08.2016

Ibrahim abicim mükemmel olmuş. Kaleminize sağlık.Ne yüce bir bilgesiniz. Emeklerinizin mükafatı kısa sürede gözlenir inşaallah. Saygılarımla

Şefika Alparslan 09.08.2016

ÇOK OKUNAN

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!