Bu ülkede yaşayan hemen hepimiz emperyalist batıya eklemlenen Osmanlı’nın, ne acıdır ki yine aynı emperyalist batının Osmanlı’yı parçalama olağan dürtüsü olan “1. paylaşım savaşının” ardından, ulusal bağımsızlığını ilan ederek çıkmış Atatürk ilkelerinin Türkiye’sinin Cumhuriyet çocuklarıyız.
O ilkeler ki..
- Cumhuriyetçilik “tam bağımsızlık”
- Milliyetçilik “Atatürk milliyetçiliği”
- Halkçılık “Toplumu oluşturan bireylerin eşit hakları”
- Devletçilik “ulusal çıkarlar”
- Laiklik “akılcılık, bilimsellik”
- İnkilapçılık “devrimcilik”
Yanı sıra; Anayasa’sında Türkiye Cumhuriyet’inin niteliğini “ilke ve kırmızı çizgilerini” tarif edip çerçeveleyen;
Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir,
Milli birlik ve beraberlik esastır,
Atatürk ilke ve devrimlerine bağlılık asıldır,
Evrensel insan haklarına bağlıdır,
Ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür, resmi dili türkçe, başkenti Ankara’dır,
Lâiklik, Türkiye Cumhuriyet’in ana unsurlarından biridir,
Demokratik ve sosyal hukuk devletidir,
Kuvvetler ayrılığı sözkonusudur.
Tüm toplumsal örgü, “eleştirisi ile birlikte” büyügü, küçüğü, yaşlısı-genci, hasılı birkaç kuşağı tam da bu mihvalde oluşmuşken birileri, bir kez daha aynı vahşi emperyalizmin karanlık kucağına oturmuş bir yandan küplerini dolduruyorken diğer yandan arsızca tüm milli değerlerimizi iptal edip tarihimizi gündemden, evrenden kaldırmaya çalışıyor.
Niyet mi?
-Pekala hem ayan hem de beyandır.
Tarihimizi yok etme niyetlerinin en son örneği ise resmi “devlet eliyle” 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı resepsiyonunun iptal edilmesidir.
Traji-komedyaya bakıyoruz ki.. tam o esnada New York milletvekili Steven Cymbrowitz’in girişimi ile emperyalist ABD ile BOP eşbaşkanı T.C. iktidarının, “Ortadoğu’nun parçalanmasında” olsa gerek çok güçlü müttefik olması gerekçesi ile Cumhuriyet tarihimizin Ulusal Egemenlik günü benim ülkemde devlet eliyle kaldırılıyorken ne hikmetse dünyanın öbür ucunda resmi olarak kabul ediliyor.
Bunun adı ise olsa olsa kendi ülkende yabancı olup, kimliksiz ve kişiliksizleştirilmek olmalıdır.
Olmalıdır ki; Sömürü düzeninin önündeki olası engeller ortadan kaldırılıp globalleştirilebilmelidir.
Hani şu; Nam-ı diğer yeni dünya düzeni..
Asıl adı; Genişletilmiş Sömürü Düzeni.
Benim güzel ülkemin güzel insanlarının kendi yurdunda yabancı olduklarında yaşadık ve yaşayacaklarına en iyimser, tehcir değil de ne denir daha başka.
Tam da eşiğindeyken etkisizleştirilmenin.
Sağlıcakla..