Sorunlara çözüm yerine demagoji

Yüksek sesle konuşarak siyaset yapmak hizmet üretmek, sorunlara çözüm bulmak anlamının yanı sıra demagoji yapmak anlamına da gelir.

Halkın belli bir bölümü bu tür siyasete prim de verebilir.

Ancak, ne bu tür siyaset ne de çamur at izi kalsın türünde yapılan siyasetin ülkeye ve kentlere hiçbir katkısı olamaz/olamaz.

Ülkenin genelinde yangın varken, yaşanan terör olaylarından dolayı ülkenin yurtdışındaki imajı bozulmuşken. Turizmde yaşanan kriz ile birlikte tarımından ticarete tüm sektörlerin ciddi etkilenmişken, iş dünyası “Bıçak kemiğe dayandı ve kemiği kesiyor” diye sesini Ankara’ya duyurmaya çalışırken, Nurhan Damcıoğlu’nun ‘Yangın var’ isimli kantosu bu yaşananlara tam uyuyor.

Gerçekten de ülke krizlerle boğuşurken, siyasetçilerin (iktidar ya da muhalefet fark etmiyor) demagoji yaparak ülke ve kentlere hiçbir katkısı olmaz/olamaz.

ATSO Başkan Davut Çetin, turizmde yaşanan krizden dolayı günlük kaybın yüzde 60’a yaklaştığını, fiyatların dip yaptığını ve en önemlisi ise Antalya’nın döviz ve gelir kaybının Türkiye ekonomisini etkileyecek boyuta geldiğinin altını çiziyor.

ATB Başkanı Ali Çandır,  tarım ürün değerinin yüzde 25 ile yüzde 41 arasında düştüğünü ve sektörün geçen yıla oranla gelir kaybının 1 milyar lirayı aştığını vurguluyor.

İşsizlik, kriz ile birlikte aldı başını gidiyor. İnsanlar evlerine ekmek götürmekte zorlanıyor.

Bu ve benzeri sorunlara çözüm bulacak olan kişi sokaktaki vatandaş olmayacak her halde. Bu sorunlara çare bulsun diye insanlar siyasetçilere oy verdi.

İster yerelde olsun, ister merkezi yönetimde olsun muhalefetin görevi, sorunları dile getirmek, gerekirse çözüm önerilerini ortaya koymak ve iktidarı denetlemektir. İktidarın görevi ise sorunları çözmektir.

Ülke yangın yerine dönmüşken, sorunlar gün geçtikçe artmaya devam ederken, farklı şekilde siyasi anlamda gündem yaratmak ne ülkeye ne de kentlere fayda getirmez.

İş dünyası, turizmcisi, tarımcısı, ihracatçısı, esnafı “Bıçak kemiğe dayandı” diye ferhat ediyor ama ne fayda.

Ülke genelinde siyasi gerginlik zaten siyasi parti liderleri arasında yaratılıyor, bunun bir benzerinin yerele taşımanın da bir anlamı yok.

Bir iş adamı dostum bana yolların durumunu ne zaman yazacağımı sordu.

Dostum haklı, plansız, programsız, hiçbir koordinasyon bile olmadan her kurum kendi kafasına göre bir yerleri kazıyor ve koyduğu tabelalarla da trafik akışına kafasına göre yön vererek UKOME’nin görevini üstleniyor.

Ama hiçbir muhalefet ya da iktidara bağlı siyasetçi çıkıp da “arkadaş bu bir sorundur ve çözümü konusunda şöyle yapılmalıdır” diye gündeme getirmiyor.

Bir başka iş adamı dostum da kendi sektörü için ruhsatsız olan işyerleri konusunda neden bir şeyler yazmadığımı soruyor.

Ülke genelinin yanı sıra turizm kenti Antalya’nın da yerel düzeyde öyle çok sorunu var ki, bu sorunları ATSO gibi ATB gibi Antalya’nın önemli sivil toplum kuruluşları gündeme getiriyor ama siyaset dünyasında “o bunu dedi, şu bunu dedi” diyerek demagoji üzerine siyaset yapılıyor.

 “Dün dünde kaldı cancağızım, bugün yeni şeyler söylemek lazım” diye kimse düşünmüyor. Varsa yoksa demagoji üzerine siyaset yapmak.

Gerçekten inanılır gibi değil.

Yayın Tarihi
22.06.2016
Bu makale 881 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!