Seyahat Acenteleri ve turizm

Rusya’da Ruble krizi yaşandı, Türk turizminde 2015 sezonu etkilendi. Ankara’da canlı bomba olayı yaşandı, Türk turizminde 2016 sezonu kaygısı yaşanmaya başladı.

Turizm her zaman kırılgan sektör olmuştur.  Ufak bir olay ya da bir küçük olumsuz haber bile turizmi etkiliyor. Geçmişte turizmde kalite, hizmet, her şey dâhil sistemi gibi konular gündeme gelirdi. Şimdi artık bu konular konuşulmuyor ve konuşulan tek konu ‘güvenlik’.

“Güvenli olmayan bir yerde turizm yapmak imkansız.”

Bu cümleyi Türkiye ve Antalya’ya dünyanın çeşitli ülkelerinden turist getiren seyahat acentelerinin yöneticileri söylüyor.

Seyahat Acenteleri Yöneticileri Derneği (SAYD) Yönetim Kurulu, dün biz habercileri sabah kahvaltısına davet ederek 2015 sezonunda yaşananlar ile 2016 yılında turizmi nelerin beklediğini anlattılar.

Özellikle 2015 sezonunda 2 milyar dolar gibi bir kayıp söz konusu. Bu da cirodan yüzde 8-8,5’a tekabül ediyor.

Bu rakam küçük ölçekli turistik işletmeleri ciddi anlamda zorladığını, iflas edenlerin bile olduğunu SAYD Başkanı Sefa Altınay aktardı.

Bu yıl turizmde nelerin yaşandığını ilk kez birinci ağızdan da dinlemiş olduk. Çünkü Seyahat Acenteleri dünyanın dört bir tarafından turisti getiren kurumlar.

Ancak, onlarında ciddi sorunları var.

Milyonlarda dolar yatırım yaparak uçuk koltuğu alan ve bu koltukları turistlerle doldurabilmek için yurtdışında çalışmalar yapan Seyahat Acenteleri, taksicilerin korunması için çıkartılan bir yasa yüzünden uçakla getirdikleri turistleri şirketlerine ait minibüslerle transferlerini yapamıyor.

Dünkü sohbette şöyle bir örnek de verildi:

“Otelci 30 milyon dolarlık otel yapar. Turizmde krizde yaşansa en azından ortada 30 milyon dolar değerinde bir otel olduğu için zarar etmez. Ancak bizler milyonlarca dolar yatırım yaparak uçak koltuklarını alıyoruz. Kriz çıktığında o koltuklar boş kaldığında yaptığımız yatırım yok oluyor.”

Basit bir şekilde ticari olarak düşündüğünüzde hak vermemek elde değil.

Turistik tesis sahipleri tesisinin kapasitesini büyütmek istediğinde devletten teşvik alabiliyor. Aynı teşvikin de Seyahat Acentelerine verilmesi gerekiyor. Çünkü acenteler turist getiremez ise turizm diye bir şey olmaz.

Sürekli bu köşede gündeme getiririm. Devletin bir turizm politikası bugüne kadar olmadı.

Turizm Master Planı yok. Bugüne kadar Seyahat Acenteleri ayrı telden, Otelciler ayrı telden, Kültür ve Turizm Bakanlığı da ayrı telden çalmıştır.

Bu üç oluşum bir çatı altında toplanmış olsa, turizm planlaması birlikte yapılmış olsa belki bazı sorunlarda kendiliğinden çözülebilecek, turizmin 12 aya yayılması mümkün olabilecek.

Tabi bunu yapabilmek için kafa yormak lazım.

Turistin olmaması sadece turistik tesisleri etkilemiyor. Tedarikçilerde etkileniyor.

Antalya Ticaret Borsası (ATB) Başkanı Ali Çandır, bu yıl turizm de yaşanan olumsuzluklardan çiftçinin bile etkilendiğini söylemişti. Doğru tabi ki, turist olmayınca otelci de ürün almıyor.

Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) “Bir otele bir köy” projesi geliştirdi ve köyleri de belirledi. Bu projeyi de kitaplaştırdı.

Geçen ay ATSO Başkanı Davut Çetin’e sormuştum; otelcilerden bir talep gelip gelmediğini. Gelmediğini söylemişti.

Sonuç olarak, turizmde ciddi bir koordinasyon eksikliği var ve bu koordinasyonun sağlanabilmesi için Seyahat Acenteleri, Otelciler ve Bakanlık bir çatı altında yeni bir oluşumda buluşması gerekiyor.

Yayın Tarihi
20.11.2015
Bu makale 340 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!